Eskiden güreş için kilo vermek için tütün çiğnediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنّه كان يمضغ التبغ كي ينقص وزنه في المصارعة |
Geceyarısıyla, sabah saat 4 arası eşiyle birlikte evde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنّه كان بالمنزل برفقة زوجته بين منتصف الليل والرابعة صباحاً |
Çoraplarımı aldığım mağaza bana çorapları iade edebileceğimi ve hiçbir soru sormayacaklarını söylüyor. | TED | المتجر الذي أشتري منه جواربي يقول أنّه مستعد لاستعادتها، و لا يطرحون عليك أيّ أسئلة. |
Bu adam sizinle görüşmek istiyor efendim. Çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سيّدي, هذاالرجليودّمقابلتكَ، يقول أنّه يحمل أمراً بالغ الأهمّية. |
Oğlanla ben daha önceki hayatımızda Japon'duk diyor. | Open Subtitles | يقول أنّه و الطّفل كانا يابانيين في حياة سابقة |
Kimseyi öldürmemiş ama öldürdüğünü söyleyen bir serseri var. | Open Subtitles | لدينا وغد لم يقتل أحداً وهو يقول أنّه فعل. |
Hiçbir geceyi çocuğundan ayrı geçirmediğini söylüyor. | Open Subtitles | دعيه يذهب إنّه يقول أنّه لم يقضي الليل بعيداً عن إبنته مطلقاً |
Çünkü yeni albümünde, Seni öldürmek istediğini söylüyor. | Open Subtitles | ، لأنّ بألبومه الجديد، يقول أنّه يودّكَ ميّتًا |
Fargo, Stark'ın hatıra koridorunda mumyayı gördüğünü söylüyor. Onunla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | فارغو يقول أنّه رأى المومياء رواق ستارك التذكاري |
Arka tarafında, Karayiplerde bir teknede yaşadığını söylüyor. | Open Subtitles | على ظهر الكتاب هنا، يقول أنّه عاش في منطقة البحر الكاريبي على متن قارب |
Garip olan şu ki hatırlamadığını söylüyor. | Open Subtitles | الرجل يقول أنّه لا يتذكّر. أكان لدى زوجي أيّ أعداء؟ |
Ve bir aile gibi olduğumuzdan babam birbirimize göz kulak olabileceğimizi söylüyor, anlarsın ya. | Open Subtitles | حيث أنّنا فعلياً عائلة و كلّ أبي يقول أنّه يجب أن نحمي بعضنا البعض ، تفهمني؟ |
İnsanların yaptıkları hataları bilmekten hoşlandığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنّه يحبّ معرفة الأخطاء التي يرتكبها الناس |
Kitapları çöp kutusunda bulduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنّه رأى شخص ما يرميها هناك بعد ساعتين من الجريمة. |
Şimdi adamı teşhis edemediğini söylüyor. | Open Subtitles | و الآن يقول أنّه ليس بوسعه تأكيد هوية الفاعل. |
Adli Tıp dün gece 11.00 sularında meydana geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي يقول أنّه حدث حوالي الساعة الـ11: 00 من الليلة الماضية. |
"Beni dönüştürmesini istedim tehlikeli olduğunu söyledi, ama umurumda değil" | Open Subtitles | "أريده أن يحوّلني إلى ما هو عليه" "يقول أنّه أمر خطير, لكنني لا أكترث لذلك" |
Wilson eskiden beri bir pislik olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ويلسون يقول أنّه كان دائماً وغداً |
Belki, ancak İçişleri Güvenlik adam temiz diyor. | Open Subtitles | ربّما ، ولكن الأمن الداخلي يقول أنّه نظيف |
Hisleri olmadığını söyleyen birine göre çok tatlısın. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل يقول أنّه لا يملك مشاعر، فأنت لطيف قطعاً. |
Giderek daha fazla paranoyak olmuştu ve oradan asla canlı çıkamayacağını birinin onu öldüreceğini söylüyordu. | Open Subtitles | مافتئ يزداد ارتياباً فارتياب ، و كان يقول أنّه لن يخرج من هناك حيّاً . بأنّ شخصاً سيقتله |
Kredi kartı dökümlerini çıkarıyoruz ama Dediğine göre çoğu müşterisi nakitle ödeme yapıyormuş. | Open Subtitles | نحن نسحب إيصالات البطاقات الإئتمانيّة، لكنّه يقول أنّه في الغالب عمل بمال نقدي. |