ويكيبيديا

    "يقول أنّه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söylüyor
        
    • olduğunu söyledi
        
    • diyor
        
    • söyleyen
        
    • söylüyordu
        
    • Dediğine göre
        
    Eskiden güreş için kilo vermek için tütün çiğnediğini söylüyor. Open Subtitles يقول أنّه كان يمضغ التبغ كي ينقص وزنه في المصارعة
    Geceyarısıyla, sabah saat 4 arası eşiyle birlikte evde olduğunu söylüyor. Open Subtitles يقول أنّه كان بالمنزل برفقة زوجته بين منتصف الليل والرابعة صباحاً
    Çoraplarımı aldığım mağaza bana çorapları iade edebileceğimi ve hiçbir soru sormayacaklarını söylüyor. TED المتجر الذي أشتري منه جواربي يقول أنّه مستعد لاستعادتها، و لا يطرحون عليك أيّ أسئلة.
    Bu adam sizinle görüşmek istiyor efendim. Çok önemli olduğunu söyledi. Open Subtitles سيّدي, هذاالرجليودّمقابلتكَ، يقول أنّه يحمل أمراً بالغ الأهمّية.
    Oğlanla ben daha önceki hayatımızda Japon'duk diyor. Open Subtitles يقول أنّه و الطّفل كانا يابانيين في حياة سابقة
    Kimseyi öldürmemiş ama öldürdüğünü söyleyen bir serseri var. Open Subtitles لدينا وغد لم يقتل أحداً وهو يقول أنّه فعل.
    Hiçbir geceyi çocuğundan ayrı geçirmediğini söylüyor. Open Subtitles دعيه يذهب إنّه يقول أنّه لم يقضي الليل بعيداً عن إبنته مطلقاً
    Çünkü yeni albümünde, Seni öldürmek istediğini söylüyor. Open Subtitles ، لأنّ بألبومه الجديد، يقول أنّه يودّكَ ميّتًا
    Fargo, Stark'ın hatıra koridorunda mumyayı gördüğünü söylüyor. Onunla hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles فارغو يقول أنّه رأى المومياء رواق ستارك التذكاري
    Arka tarafında, Karayiplerde bir teknede yaşadığını söylüyor. Open Subtitles على ظهر الكتاب هنا، يقول أنّه عاش في منطقة البحر الكاريبي على متن قارب
    Garip olan şu ki hatırlamadığını söylüyor. Open Subtitles الرجل يقول أنّه لا يتذكّر. أكان لدى زوجي أيّ أعداء؟
    Ve bir aile gibi olduğumuzdan babam birbirimize göz kulak olabileceğimizi söylüyor, anlarsın ya. Open Subtitles حيث أنّنا فعلياً عائلة و كلّ أبي يقول أنّه يجب أن نحمي بعضنا البعض ، تفهمني؟
    İnsanların yaptıkları hataları bilmekten hoşlandığını söylüyor. Open Subtitles يقول أنّه يحبّ معرفة الأخطاء التي يرتكبها الناس
    Kitapları çöp kutusunda bulduğunu söylüyor. Open Subtitles يقول أنّه رأى شخص ما يرميها هناك بعد ساعتين من الجريمة.
    Şimdi adamı teşhis edemediğini söylüyor. Open Subtitles و الآن يقول أنّه ليس بوسعه تأكيد هوية الفاعل.
    Adli Tıp dün gece 11.00 sularında meydana geldiğini söylüyor. Open Subtitles الطبيب الشرعي يقول أنّه حدث حوالي الساعة الـ11: 00 من الليلة الماضية.
    "Beni dönüştürmesini istedim tehlikeli olduğunu söyledi, ama umurumda değil" Open Subtitles "أريده أن يحوّلني إلى ما هو عليه" "يقول أنّه أمر خطير, لكنني لا أكترث لذلك"
    Wilson eskiden beri bir pislik olduğunu söyledi. Open Subtitles ويلسون يقول أنّه كان دائماً وغداً
    Belki, ancak İçişleri Güvenlik adam temiz diyor. Open Subtitles ربّما ، ولكن الأمن الداخلي يقول أنّه نظيف
    Hisleri olmadığını söyleyen birine göre çok tatlısın. Open Subtitles بالنسبة لرجل يقول أنّه لا يملك مشاعر، فأنت لطيف قطعاً.
    Giderek daha fazla paranoyak olmuştu ve oradan asla canlı çıkamayacağını birinin onu öldüreceğini söylüyordu. Open Subtitles مافتئ يزداد ارتياباً فارتياب ، و كان يقول أنّه لن يخرج من هناك حيّاً . بأنّ شخصاً سيقتله
    Kredi kartı dökümlerini çıkarıyoruz ama Dediğine göre çoğu müşterisi nakitle ödeme yapıyormuş. Open Subtitles نحن نسحب إيصالات البطاقات الإئتمانيّة، لكنّه يقول أنّه في الغالب عمل بمال نقدي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد