ويكيبيديا

    "يكرهونه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ondan nefret
        
    • nefret ettikleri
        
    • nefret ediyorlar
        
    • sevmedikleri
        
    • nefret ettiği
        
    Dünyada düşmanının olmamasının sebebi işte bu sadece dostları ondan nefret ediyor. Open Subtitles لهذا ، ليس له عدو فى الدنيا إن أصدقاؤه فقط يكرهونه
    Küçük Chubby, bebek makinesindeki büyük ağrıdan çok, herkesin ondan nefret ettiğini fark etmesinin acıttığını anlattı. Open Subtitles تشابي الأصغر شرح لي أن ان الالم لم يكن في مكان اللكمه بل كان إدراكه بأن الجميع كانو يكرهونه.
    Onların birbirlerinden başka nefret ettikleri tek şey vardır. Polisler. Open Subtitles هناك شيء واحد يكرهونه أكثر مما يكرهون بعضهم البعض ، رجال الشرطة
    Çünkü kötü haberlerden daha çok nefret ettikleri bir şey varsa o da sürprizlerdir. Open Subtitles لأنّ الشيء الوحيد الذي يكرهونه أكثر من الأخبار السيئة هو أن تتمّ مُفاجأتهم.
    En çok hangimizden nefret ediyorlar karar veremiyorum. Open Subtitles لا أستطيع أن أقرر أيً منا يكرهونه أكثر ؟
    Kutner'ı testi batırmakla suçladılar, çünkü ondan nefret ediyorlar. Open Subtitles لقد اتّهموا كاتنر بالإخفاق في فحص لأنهم يكرهونه
    İnsanların, genellikle sevmedikleri bir yüzünüz var. Open Subtitles لديك وجه بالفعل الأشخاص يكرهونه بشكل طبيعي
    Onların vampirlerden daha çok nefret ettiği bir şey varsa o da melezler. Open Subtitles لو هناك مخلوق واحد يكرهونه أكثر من مصاصي الدماء، فإنّهم الهجائن.
    ondan nefret ediyormuş gibi konuşuyorlar genelde. Open Subtitles ‫إنهم يتحدثون عنه كما لو أنهم ‫يكرهونه بشدة طوال الوقت
    ondan nefret ediyorlar! Onu buradan kaçırmak istiyorlar. Open Subtitles انهم يكرهونه ، ويحاولون طرده من هنا
    Sahip oldukları yüzünden ondan nefret edecekler. Open Subtitles سيلاقي أناس يكرهونه بسبب ما يمتلك
    Öğretmenler ondan nefret ederdi, çocuklar ondan nefret ederdi. Open Subtitles المعلمون كانوا يكرهونه. والأطفال كذلك.
    Çünkü kötü haberlerden daha çok nefret ettikleri bir şey varsa o da sürprizlerdir. Open Subtitles لأنّ الشيء الوحيد الذي يكرهونه أكثر من الأخبار السيئة هو أن تتمّ مُفاجأتهم.
    Ve şimdi nefret ettikleri işleri var ve yaşadıkları hayatı kendileri bile tanıyamıyor. Open Subtitles والآن لديهم عمل يكرهونه ويعشون حياة لا يدركون فيها شيئاً.
    ondan nefret ediyorlar, ama saygı duyuyorlar. Open Subtitles إنهم يكرهونه لكن يكرمونه
    Bunu bir düşman üzerinden veya sevmedikleri biri tarafından gerçekleştirirler. Open Subtitles ،على عدو .شخصٌ ما يكرهونه
    Jürinin de sahte bir avukattan daha fazla nefret ettiği bir şey varsa, o da dul kadınları ve çocukları soyan bir sigorta şirketidir. Open Subtitles ولو كانَ هنالكَ شيء يكرهونه هيئة المُحلّفين ، أكثر من محامٍ محتال فهو أن شركة تأمين .تسرق أرامل وأطفالهم
    Öğrencileri ondan nefret ettiği çok açık. Open Subtitles حسناً , هذا واضح ان الطلاب يكرهونه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد