"يكن الأمر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• şey değildi
• değilse
• şey değil
• Pek
• olmasa
• değilmiş
• olmasaydı
• bir durum
• Ne olursa
• Sorun her

Evet, ihtiyarı alnında bir kurşunla bulmam da belli bir şey değildi mesela.
فمثلا لم يكن الأمر واضحا أني قد أجد الرجل العجوز وبجبهته ثقب رصاص

-Önemli bir şey değildi. -Söylediklerinin farkında değilsin.
لم يكن الأمر مهماً، ليس لديك أدنى فكرة عما تتحدثين بشأنه

Ve eğer büyük değilse, onun öfke sorunu mu var?
وإن لم يكن الأمر كبيراً لما ما زال غاضباً؟ هل لديه مشكلة مع الغضب؟

Şimdi, gerçekte okyanuslar için olmayan son teknoloji bir parçayı kullanmak her zaman kolay bir şey değil.
الآن، بمساعدة تكونولوجيا حديثة لم تكن مستعملة بالأساس للمحيطات لم يكن الأمر بهذه السهولة دائمًا.

Bilmenizi isterim ki kolay olmayacak ve benim için de kolay değildi, çünkü Pek çok zorlukla karşılaştım.
أريد أن أخبركم بأنه لن يكون من السهل، ولم يكن الأمر سهلاً بالنسبة لي، لأني واجهت الكثير من العقبات.

Önemli olmasa istemezdim ama kavga ettik ve bazı şeyler...
ما كنت لأطلب منك هذا إن لم يكن الأمر هاماً

Sana her şeyi söyler. Konuşacak kadar önemli değilmiş demek ki.
إنها تخبركِ بكل شيء لم يكن الأمر مهم بما فيه الكفاية لتخبركِ بشأنه

Çok acil bir durum olmasaydı, onu asla götürmek istemezdim.
ما كنت لأطلبه منكنَّ ما لمّ يكن الأمر بالغ الأهمّية.

Hayır, sana dediğim gibi yap. Endişelenme. Ne olursa...
لا ، افعل ما طلبته لك لا تقلق ، مهما يكن الأمر

Sorun her neyse beni bir ara ki her şeyin iyi olduğundan emin olayım.
ربما نسيت حسناً أيا يكن الأمر إتصل بي ودعني أعرف أن كل شىء على مايرام

Kişisel bir şey değildi ama. Sadece işti. Siz ikinizi şu anda öldürmem gibi yani sadece iş.
لم يكن الأمر شخصي، مجرد عمل كقتلي لكما الآن، مجرد عمل

Gerçek bir sinema aktristi? - Bu gerçekten de çok romantik Anne. - Öyle bir şey değildi.
ـ هذا رومانسي للغاية يا أماه ـ لم يكن الأمر هكذا

Ben profesyonel bir sporcuyum o da sarışın bir hava durumu sunucusu ama öyle bir şey değildi.
أنا رياضيّ مُحترف، هي مُذيعة نشرة جويّة شقراء، لكن لمْ يكن الأمر مثل ذلك.

Cerera davası ile ilgili değilse duymak istemiyorum.
إذا لم يكن الأمر بخصوص قصية سيريرا، لا أريد أن أعرفه

Uygun değilse hepsinden vazgeçeceğim.
إن لم يكن الأمر ملائماً، سألغي الأمر برمته

Dün gece gördüğün, sandığın şey değil.
ما رأيتيه أمس , لم يكن الأمر كما تعتقدين

Büyütülecek bir şey değil. Ne dediğini bilmiyorsun.
لم يكن الأمر مهماً, ليس لديك أدنى فكرة عما تتحدثين بشأنه

Ne yazık ki, eve dönüşümüz Pek keyifli değildi.
وللأسف، عند العودة للوطن، لم يكن الأمر ممتعاً دائماً.

Bu kadar önemli olmasa yemin ederim seni rahatsız etmezdim.
أقسم أنني ما كنت لأزعجك ما لم يكن الأمر ضرورياً

Mesele asla para değilmiş. Bu adam intikam peşinde.
لم يكن الأمر بشأن المال مطلقاً هذا الرجل يريد الإنتقام

Eğer biriyle çıkma konusunda bir acil durum olmasaydı burada olmazdım.
لم أكن لآتي إلى هنا لو لم يكن الأمر ضروري

Bazı şeyler yetki sınırlarımız dahilinde olmasa bile, barodan atılabilecek bir durum sözkonusu.
حتى إن لم يكن الأمر ضمن صلاحيتنا فقد يتسبب بشطبك من قائمة المحامين

Topladığı Ne olursa olsun korkarım ki koleksiyonu tamamlanmadan, öldürmeyi bırakmayacak!
...مهما يكن الأمر أخشى أنّه لَنْ يتوقف عن القَتْل حتى تكتمل مجموعته

Sorun her ne ise, bana söyleyebilirsin.
أنا أخوك مهما يكن الأمر , يمكنك إخباري