Kötü Haber Ayıları olarak adlandırılmaktaydık, ve nosyonumuz Kigali'de aperatif yiyecek işini köşe noktalarda yapmak idi. bu zor değildi çünkü bizden önce aperatif yoktu. | TED | كنا نسمى دببة الأخبار السيئة، وكانت فكرتنا بأننا سنقوم باحتكار سوق المأكولات الخفيفة في كيغالي، الذي لم يكن صعباً لأنه لم توجد وجبات خفيفة قبلنا. |
Onları ikna etmek pek de zor değildi. Ben, hilekar ve ikna edici bir kadınım. | Open Subtitles | لم يكن صعباً جداً إقناعهم إني امرأةً مراوغةً ومحتالة |
Orada iyi çekimler yapmak zor değildi. | Open Subtitles | لم يكن صعباً حقيقة أن نحصل على لقطات عظيمة بالأسفل هناك، |
Bu gezegende sahip olduğumuz hızla, hiç de zor olmadı. | Open Subtitles | حسنا، مع السرعة التي لدينا على هذا الكوكب، لم يكن صعباً |
zor olmadı. Senin de bildiğin gibi, cinnet yerçekimi gibidir. | Open Subtitles | هذا لم يكن صعباً فالجنون كما تعرف، مثل الجاذبية |
Frekansına girmek zor değil. Ona bir mesaj iletmeni istiyorum. | Open Subtitles | ولم يكن صعباً معرفة التردد أُريدك أن توصل رسالة لها |
İşte sana bir sürü hastalık. O kadar da zor değilmiş, değil mi? | Open Subtitles | ها هي حفنة أمراضكِ لم يكن صعباً للغاية، أليس كذلك؟ |
Onun sosyal medya ve magazin sitelerinden nerede olduğunu takip etmek zor değildi. | Open Subtitles | لمْ يكن صعباً تتبّع أثرها من خلال وسائل الإعلام الإجتماعيّة ومواقع النميمة. |
Çok zor değildi, öyle değil mi? | Open Subtitles | ارايت لم يكن صعباً ذلك اكان صعباً؟ |
Aferin. zor değildi değil mi? | Open Subtitles | ها نحن, لم يكن صعباً للغايه, أليس كذلك؟ |
Bu kadar zor değildi değil mi? | Open Subtitles | , حسناً , هذا لم يكن صعباً أليس كذلك ؟ |
Bilgisayar sistemlerine sızmak zor değildi. | Open Subtitles | لم يكن صعباً خرق نظام حواسيبهم |
zor olmadı. Aslında tüm yönlere uçabilme kapasitesi var. | Open Subtitles | لم يكن صعباً كان بإمكانها الطيران في كل الإتجاهات |
Bana verdiğin fotoğraftan olayı anlamak zor olmadı. | Open Subtitles | لم يكن صعباً جداً ان اكتشف من الصورة التي اعطيتني اياها |
Sonrasında parçaları birleştirmek zor olmadı. | Open Subtitles | بعدها، لم يكن صعباً ترتيبُ قطع الأحجية معاً. |
Grafik falan istemiyorum ama onunla beraberken aynı zamanda kafasına darbe vurmak zor değil mi? | Open Subtitles | لا أريد أن أدخل في التفاصيل ولكن ألم يكن صعباً أن تضرب أحدا بشكل مفاجئ وهو يفعل هذه الأشياء؟ |
Bak, hiç zor değil. Ben dört yaşında ustalaşmıştım. | Open Subtitles | لم يكن صعباً لقد تعلمته عندما كنت في الرابعة |
Tüm olanlardan sonra karşıdan karşıya geçmek hiç de zor değil. | Open Subtitles | " لم يكن صعباً أن أعبر هذا الشارع علي أي حال " |
Bir partner bulmak o kadar da zor değilmiş. | Open Subtitles | يبدو أن العور على شريكك لم يكن صعباً بالنهاية. |
O kadar da zor değilmiş. | Open Subtitles | هذا لم يكن صعباً إجلسي من فضلك |
Psişik. O kadar da zor değilmiş, değil mi? | Open Subtitles | ذلك لم يكن صعباً جداً، أليس كذلك؟ |
Pekâlâ. O kadar da sert olmadı, değil mi? | Open Subtitles | هذا لم يكن صعباً صحيح ، لم يكن كذلك ؟ |