"يكُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olmadı
• değilse
• değilmiş
• olmasa

Tüm odağımız bunun üzerineydi ve hiç de kolay olmadı.
الذين وجدتهم مجموعاتنا الإستكشافية كان ذلك كل ماركزنا عليه ولَمْ يكُ ذلكَ سهلاً

Böyle benzetmek olmak. Hiçbir şey olmadı.
هذا لم يكُ حتّى تمزيق، ولم تكُ إربًا حتّى.

Hiçbir zaman yer de olmadı, zaman da. Problem hep buydu zaten.
لطالما لمْ يكُ الوقت والمكان مناسباً هذه هي المشكلة الاساسية

Peki ya günümüzden değilse?
ماذا لو لمْ يكُ من الفايروسات الموجودة حالياً ؟

İmzalı bir itiraf değilse ilgilenmiyorum.
ما لمْ يكُ ذلكَ إعترافاً موقّعاً لستُ مهتماً بشيء

Cidden dün gece orda değilmiş gibi mi yapacak?
هل حقّاً سيتظاهر بأنّه لمْ يكُ هناك الليلة الماضية ؟

Gördün mü o kadar zor değilmiş. Bu yorgan öyleymiş de ama o kadar zor değildi.
أرأيتِ هذا لم يكُ صعبًا، اللّحاف صعبًا، لكن المكالمة لم تكن.

Bu annem ve kardeşim hakkında, ve bir şey olmasa bile, gerçekten seni görmek istiyorum.
الأمر بشأن والدتي و والدي و حتى لو لمْ يكُ أمراً هاماً لكنني أُريد أنْ أراك

Bıçağı oraya ben koydum, yeterli olmadı mı?
لقدْ وضعتُ السكين ألمْ يكُ ذلكَ كافياً ؟

Mesele hiç para olmadı.
الأمرُ لَمْ يكُ أبداً عن المال

Ama geçen ay pek gülümsemek için pek sebebim olmadı ve bir şeyler yapmazsam aklımı kaçıracağım.
ولكنّي لمْ يكُ لدي الكثير لأبتسم لأجله في الشهر الأخير و إن لمْ أقم بعملٍ ما... فسأفقد عقلي

Bunu bana öğretecek bir babam olmadı.
حسنٌ، لم يكُ لديّ أبًا ليُعلمني.

Sizin için de kolay olmadı değil mi?
أعني، لم يكُ الأمر سهلاً لكنّ يا رفاق؟

- Hiç sorgulamak için bir sebebim olmadı.
لمْ يكُ لدي الدافع مطلقاً لأُشكك به

Eğer neden o değilse belki de budur.
إن لَمْ يكُ ذلك حافزاً فقد يكون هذا

Peki, bu "serseri" maharetli bir taş ustası değilse ya da yanında yıldırım falan taşımıyorsa bunu yapan başka bir şeyler.
ما لمْ يكُ هذا الأحمق خبيراًبقطعالأحجار... أو يحمل معه صاعقةً ... فقدْ تمّ فعل هذا من قبل شيءٍ آخر

- Söylediği kişi değilse, kim o zaman?
إنْ لمْ يكُ هو من يدعيه فمن يكون ؟

Ark'ta ölen son dünyalı adam... - ...aslında son dünyalı değilmiş.
إتّضح إنّ آخر رجل من الأرض مات على الـ(آرك) لمْ يكُ آخر سكان الأرض

Götürülmüş ya da hiç orada değilmiş.
إختفى... أو لمْ يكُ هناك مطلقاً

İsimsiz dostumuz olmasa bundan asla haberimiz olmazdı.
"ولو لَمْ يكُ ملكاً لصديقنا "غير المسمى لما كنا سنعرف أبداً