"يلومني" - ترجمة من عربي إلى تركي

• suçluyor
• suçlar
• suçlayacak
• suçlayamaz
• suçluyorsun
• suçlamazdı
• beni suçladı
• suçlamadı
• suçlamaya

Şimdi çok sinirli ve anlaşılan olanlardan ötürü beni suçluyor.
أصبح الان حاد الطبع ويبدو انه يلومني على كل ما حدث

Çünkü o gün olanlar için beni suçluyor. Anneni çaldığım için beni suçluyor. Ama iyi olacaktır.
لأنهُ يلومني على ما حد ذلك اليوم يلومني على سلبهُ أمكِ، سيكون بخير رغم ذلك.

Sana beni görmezden geldi dedim ve sen de bunu şefe söyledin şimdi ise Flanigan beni suçluyor.
لقد قلت لك انه تعدي تعليماتي ثم,ثرثرت للرئيس والآن فلانيجان يلومني

Beni suçlar, her zamanki gibi.
إنه يلومني فقط كلهم سيفعلون ذلك

Gördün mü, o yine kaybediyor ve onu bu işe ben soktuğum için yine beni suçlayacak.
أرأيت سوف يخسر مجددا وسوف يلومني لأني أدخلته الانتخابات

Hiç kimse beni hayaletlerimle baş başa yaşıyorum diye suçlayamaz.
لا أحد يستطيع أن يلومني للعيش داخل ذكريات الماضي

Neden her zaman beni suçluyorsun? Ben yanlış bir şey yapmadım.
الجميع هنا يلومني طِوال الوقت، لن أفعل أيّ شيء خاطئ.

Aylar önce gidebilirdim. Kimse beni suçlamazdı.
كان باستطاعتي أن أرحل منذ عدة شهور ولم يكن لأحد أن يلومني

Çocukları beni suçladı. Karısı beni suçladı. Hatta hasta bile suçu bana attı.
أطفاله كانوا يلومونني, وكذلك زوجته حتى المريض كان يلومني

Bir sürü şey için beni suçluyor ve bunu nasıl karşılarsın bilmiyorum ama bence annemin ölümüyle onun bir ilgisi olabilir.
إنه يلومني على العديد من الأمور، وأنا لا أدري... كيف ستتقبل أنت هذا، ولكنني أعتقد... أن له علاقة ما بمصرع والدتي.

Kız olduğu için beni suçluyor. Ama ona oğlan doğurduğum zaman bir varisi olacak ve beni sevecek.
إنه يلومني على كونها فتاة، لكن ما أن أنجب له ابنه، سيكون له وريث

Hala işleri yürütebilmek için seni seçtiğim için beni suçluyor.
انه لا يزال يلومني لاختياري لك لاداره الأعمال التجارية.

Evet, sanırım artık kaybedeceği bir şeyi yok ve bunun için beni suçluyor.
حسنٌ، أظنّ أنّ ليس لديه ما يخسره وهو يلومني على هذا

Onu geri getirdiğim için beni suçluyor.
وهو يلومني على إقناعه بالعودة إلى هنا

İşe yarıyorlar. Bir hasta beni koku alma duyusunu kaybettiği için suçluyor
مريضي يلومني لفقدانه حاسة الشم.

Burada olduğu için beni suçluyor. Herşey için beni suçluyor.
يلومني على وجوده هنا يلومني على كل شئ

Geç kalırsa beni suçlar.
إذا تأخر عن الموعد , سوف يلومني أنا

..belki olanlardan dolayı beni suçlayacak.
وربما حتى يلومني على ما حصل

Kimse bunun için beni suçlayamaz, tamam mı?
لا يمكن لأحد أن يلومني على هذا، أليس كذلك؟

Çünkü sen de onun gibi beni suçluyorsun.
لأنكَ تلومني بقدر ما كان هو يلومني

Gerçi bir sevgilim olsaydı bile kimse beni suçlamazdı.
بالرغم من أنه لن يلومني أحدًا لو اتخذت حبيبًا.

Beni suçlamadı bunun için.
ولن يلومني

Sonra Wilcox ve beni kendisi siyah olduğu için suçlamaya başladı.
ثم بدأ يلومني أنا و " ويلكوكس " لكونه أسود