Bir iliskiden ne bekledigini öyle pat diye söyleyemezsin karsidakine. | Open Subtitles | لا يمكنك إخبار شخص ما بما تريدينه بالضبط من العلاقة |
Dinle, yukarıda olduğumu kimseye söyleyemezsin. | Open Subtitles | أستمع, لا يمكنك إخبار أحداً أنني بالأعلى |
Bak dostum, Bay Du Clark'a seni benim soktuğumu söyleme. | Open Subtitles | أنظر يا رجل لا يمكنك إخبار السيد دو كلارك أنني سمحت لك بالدخول |
Git, Lord Farquaad'a söyle, beni uygun şekilde kurtaracaksa, onu burada bekliyor olacağım. | Open Subtitles | يمكنك إخبار اللورد فاركواد أنه إذا أراد انقاذي بشكل ملائم... سأكون في انتظاره هنا. |
Olayı kendi açından anlatabilirsin, istersen. | Open Subtitles | يمكنك إخبار جانبك من القصة إن رغبت بذلك |
- Herkese İncil'in yerini bulduğumuzu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك إخبار الجميع أن لدينا موقع محدد للإنجيل الآن |
Ama, Bize yardım ettiğinizi kimseye söyleyemezsiniz. Babama bile. | Open Subtitles | الأمر الوحيد أنّه لا يمكنك إخبار أحد أنّك تساعدنا، ولا حتى والدي. |
İnsanlara ne yapacağınızı söyleyebilirsiniz, ve daha sonra onları keyfi miktarlarda kişisel bilgi paylaşmaya sürükleyebilir. | TED | يمكنك إخبار الناس بما سوف تقوم به، ثم لاتزال تدفعهم إلى الإدلاء بكميات كبيرة من المعلومات الشخصية. |
Ajan Dunham'a buranın kurbanın adının Nancy Guerring olduğunu söyler misin? | Open Subtitles | هل يمكنك إخبار العميلة "دونام" أن إسم ضحيتنا هو "نانسي جوريج" |
Carey, Deena'yı stratejimiz hakkında bilgilendirir misin? | Open Subtitles | (كاري), هل يمكنك إخبار (دينا) بـــ خطتنا؟ |
Diğer insanlara nasıl hissetmeleri gerektiğini söyleyemezsin, yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك إخبار الناس كيف يشعرون لا يمكنك |
İznim olmadan, kimseye söyleyemezsin. İçeri girmeliyiz. | Open Subtitles | لا يمكنك إخبار أيّ شخص من دون إذني يجب أن ندخل. |
Sen varsın. Ama kimseye söyleyemezsin. | Open Subtitles | أوقعتُ بكَ، لكنك لا يمكنك إخبار أيّ أحد. |
Artık öğrendiğine göre, kimseye söyleyemezsin. | Open Subtitles | الآن وبمّا أنك تعرف السرّ، لا يمكنك إخبار أحد. |
Ama diğer kızlara söyleme. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك إخبار بقية الفتيات |
Fakat sana anlattığımı Jackie'e söyleme. Çünkü çok sinirlenir. | Open Subtitles | (لكن لا يمكنك إخبار (جاكي أني أخبرتك لأنها ستغضب |
Lamar'a söyle, isterse maçı kazansın, ama yediden fazla fark olmasın. | Open Subtitles | يمكنك إخبار (لامار) أن بوسعه الفوز ولكن لا يزيد عن 7 نقاط |
Lamar'a söyle, isterse maçi kazansin, ama yediden fazla fark olmasin. | Open Subtitles | يمكنك إخبار (لامار) أن بوسعه الفوز ولكن لا يزيد عن 7 نقاط |
Babama durumu anlatabilirsin. Senin hatan değil. | Open Subtitles | يمكنك إخبار أبي بالحقيقة لم يكن خطأك |
Ya da Bay Navarro'ya gerçeği anlatabilirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك إخبار سيد نفارو بالحقيقة |
Eğer boğazımı keserse anneme söyleyebilirsin çünkü buraya gelmek için fazla tembelsin. | Open Subtitles | إذا نحرت رقبتي، يمكنك إخبار والدتي حصل ذلك لأنك كنت كسولاً جداً لتأتي إلى هنا. |
Babana söyleyebilirsin ama değil mi? | Open Subtitles | حسناً، يمكنك إخبار رجلك العجوز ألا يمكنك؟ |
Lütfen, bunu kimseye söyleyemezsiniz. | Open Subtitles | من فضلك, لا يمكنك إخبار أي أحد بذلك |
Kocama tüm bu olanlar yüzünden artık kısırlık tedavisi göremeyeceğimi söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك إخبار زوجي أنه بسبب كل هذا لم يعد بإمكاني تناول أدوية خصوبة |
Takımı hayal kırıklığına uğratmayacağımı koça söyler misin? | Open Subtitles | هل يمكنك إخبار المدرب أنني لن أخذل الفريق؟ |
Carey, Deena'yı stratejimiz hakkında bilgilendirir misin? | Open Subtitles | (كاري), هل يمكنك إخبار (دينا) بـــ خطتنا؟ |
Vardı. Birine söyleyebilirdin. | Open Subtitles | لقد كان عندك ، كان يمكنك إخبار شخص ما |