Hayır üzgünüm, ne olduğunu söyleyemem. Ama çok önemli. | Open Subtitles | لا، أنا آسفة، لا يمكنني أن أخبرك لكنها ستكون مثيرة |
Henüz işe yaradığını söyleyemem ama işe yaratmaya çalışmalısın. Dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك عليك أن تجرب أتفهم كلامي؟ |
Ama yine sana şunu söyleyebilirim. Gerçek koşullar altında en azından.. | Open Subtitles | لكن مع ذلك يمكنني أن أخبرك هذا كحد أدنى، حد أدنى |
- Şartlarım kabul edilirse, haber ver. - Bunu sana şimdi söyleyebilirim. | Open Subtitles | أخطرني إذا تم قبول شروطي يمكنني أن أخبرك الآن |
Bu işe ne kadar ihtiyacım var, anlatamam ama bunu sadece ayrıcalık yüzünden verdiyseniz kendimi gerçekten garip hissederim. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك عن مقدار احتياجي لهذه الوظيفة سأشعر بالغرابة لو انني حصلت على هذه الوظيفة محاباة فحسب |
Sana sadece ne olmadığını anlatabilirim, ve bu aşk değil. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك ما هو ليس بالحب و هذا ليس حباً |
Onların arada ne yapıyor olduklarını anlatabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أخبرك ماذا كانوا يفعلون هناك ؟ |
Sana şu muhafızlarla gerçekten harika başa çıktığını söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أخبرك فقط أنك كنت. مذهلا للغاية مع هؤلاء الحراس |
Sana bunu nasıl bildiğimi söyleyemem ama üçlü sekse de karşı değil. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك كيف أعرف هذا، لكنّها لا تعارض ممارسة الجنس الثلاثيّ. |
Nedeni söyleyemem ama seni kızdırmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك بالسبب لكن كان عليّ أن أغضبك |
Sanıyorum biliyorum, fakat sana henüz söyleyemem. | Open Subtitles | أظن أنني أعرف لماذا ، ولكن لا يمكنني أن أخبرك بعد |
İstemiyorsan gitme. Kiminle olman gerektiğini ben söyleyemem sana. | Open Subtitles | و إن لم تريدي ذلك, إذن لا تذهبي لا يمكنني أن أخبرك مع من يجب أن تكوني |
Ve size kesinlikle söyleyebilirim ki, sorun var, bundan emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | و يمكنني أن أخبرك بالتأكيد أن هناك مشكله. فعليك أن تكون متأكداً ذلك. |
Ancak, hayatının dokuz gününü baz aldıklarını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن يمكنني أن أخبرك بأنها ستكون تسعة أيام من حياتك |
Bunun dışında size ne söyleyebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | أكثر من هذا لا أعلم مالذي يمكنني أن أخبرك به |
Boşverin nerede olduğumuzu ama nereye gittiğimizi söyleyebilirim. | Open Subtitles | أينما كنا يا رجل يمكنني أن أخبرك إلى أين نحن ذاهبين |
D'Oyly seni burada Paris'te görmenin ne kadar güzel olduğunu anlatamam. | Open Subtitles | دوايلي، لا يمكنني أن أخبرك كم أنه مُبهج رؤيتك هنا في باريس |
Bunun benim için ne ifade ettiğini anlatamam sana. Teşekkür ederim, Lynette. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك كم يعني هذا لى شكرا لكى, لينيت |
Bunu yapmayı kaç kez düşündüğümü anlatamam. | Open Subtitles | يا إلهي, لا يمكنني أن أخبرك كم مرة فكرت بفعل هذا |
Sana istediğini anlatabilirim ama, ama bunu o kadar uzun zamandır yapıyorum ki ne söylersem söyleyeyim, hayal kırıklığına uğrayacaksın. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك بما تريدين، لكنني أقوم بهذا الأمر لمدة كافيه لما يجعلني أعرف أن لافائدة من كلامي، |
Bu olanların nedenini sana anlatabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أخبرك لماذا حدث ذلك؟ لا، لا ، ليس بعد |
Sana daha önce kimseye söylemediğim bir şey söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أخبرك شيئاً لم أخبر به أحداً من قبل؟ |