"يمكنهم القيام" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yapabilecekleri
• yapabilirler

Şu an bizim için yapabilecekleri en iyi şeyin bu olduğunu söylediler.
وقالوا إن هذا هو أفضل ما يمكنهم القيام به بالنسبة لنا الآن.

yapabilecekleri, yapamayacakları hakkında bilgi sahibi olduk.
لقد سمعنا الكثير حول ما يمكنهم وما لا يمكنهم القيام به.

Kuşkusuz ki Çin ve ABD çok farklı devlet sistemleriyle yönetiliyorlar, bu da yapabilecekleri ya da yapamayacakları şeyleri belirliyor.
الصين والولايات المتحدة الأمريكية تمتلك أنظمة حكومية مختلفة مما يؤثر على ما يمكنهم القيام به من عدمه.

Tardis'e karşı savaşmakta uzmanlar, her şeyi yapabilirler.
خبراء في محاربة التارديس يمكنهم القيام بأي شيء

Farzediyoruz ki erkekler her seyi bir arada yapabilirler -- baska deyisle, is ve cocuk sahibi olmayi.
نفترض أن الرجال يمكنهم القيام بكل شيء، يعني-- ان لديهم عمل و أطفال.

- yapabilirler.
يمكنهم القيام بذلك

Evet ama yapabilecekleri bir şey olmadığını söylediler.
نعم. لَكنَّهم أخبروني أنه لا يوجد شيء يمكنهم القيام به

Bir suçtan iki kez yargılama konusunda yapabilecekleri bir şey olmadığını söylediler.
قالوا لا يوجد شيء يمكنهم القيام به . مضاعفة خطر.

Kaçtın? Çünkü yapabilecekleri bir şey yoktu.
لأنه لم يكن هناك أي شيء يمكنهم القيام به

Ama karşınıza alıp... hayatta başka pencereler... olduğunuda gösterebilirsiniz tabii... ama ileride yapabilecekleri şeyler... onlar için gerçekçi şeyler mi... bunu soruyorum.
و جعلهم ينظرون للحياة المختلفة حيث يمكنهم القيام بكل شيء هذا ما يمكنهم القيام به

yapabilecekleri bir şey yok. Yardım edemezler, anlamıyor musun?
لا يوجد شيء يمكنهم القيام به لا يستطيعون ذلك، ألا ترين ؟

Şimdi Trump Tower'dan geçen biri artırılmış gerçeklikte Colin Kaepernick'in diz çöktüğünü görebilir ve yapabilecekleri hiçbir şey yok.
الآن أي شخص يمر بجانب برج ترامب يمكن أن يرى كولين كابيرنيك وهو منحني على رُكبته عن طريق الواقع المعزز، وليس هناك شيء يمكنهم القيام به حيال ذلك.

yapabilecekleri en iyi şey bizdik.
كنا أفضل ما يمكنهم القيام به.

yapabilecekleri hiçbir şey yokmuş.
لم يكن هناك شيء يمكنهم القيام به

Bu sadece şantaj. yapabilecekleri hiçbir şey yok.
إنه مجرد ابتزاز, لا يمكنهم القيام بشيء.

Bunu yapabilirler mi?
يمكنهم القيام بهذا ؟

Bunu yapabilirler mi?
هل يمكنهم القيام بذلك؟

yapabilirler mi, Bobby?
هل يمكنهم القيام بها يا (بوبي)؟