Ben yatağa gittim, ve aralarını düzeltmek için Yapabileceğim bir şeyler olsun istedim. | Open Subtitles | رغبة بالذهاب للفراش كان هناك شيء يمكن أن أفعله لحل الأشياء التي بينهم |
Durumunuzu anlıyorum ama ne yazık ki Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أقدر موقفك الحرج لكن للأسف لا يوجد ما يمكن أن أفعله |
Afedersiniz bayan, sizin iç in Yapabileceğim başka bir şey var mı? | Open Subtitles | معذرةً , سيدتى , هل هناك شىء آخر يمكن أن أفعله لأجلك ؟ |
Gerçekten üzgünüm. Eğer Yapabileceğim birşey varsa severek yaparım. | Open Subtitles | أنا فعلاً أسف, لو هناك أي شىء يمكن أن أفعله, فأنا أود مساعدتك |
Yapma! On dakikada ne yapabilirdim ki? | Open Subtitles | مهلاً , بحقك , ماذا يمكن أن أفعله بعشر دقائق ؟ |
Şu anda Yapabileceğim en iyi şey ortadan kaybolmak sanırım. | Open Subtitles | . أعتقد أفضل شئ يمكن أن أفعله الآن هو أن أختفى |
Keşke senin için Yapabileceğim bir şey olsaydı. | Open Subtitles | أتمنّى ان كان هناك شيء يمكن أن أفعله لك. |
Senin için Yapabileceğim hiçbir şey yok, evlat, kaybettiysen öleceksin. | Open Subtitles | لا شيء يمكن أن أفعله لك يا فتي إذا خسرت سوفَ تموت |
Larry ile ilgili başka Yapabileceğim bir şey var mı demek için aradım | Open Subtitles | أردت أن أرى ما اذا كان هناك أي شيء آخر يمكن أن أفعله للمساعدة في هذا الامر مع لاري |
Yapabileceğim bir şeyler olmalı. Lütfen. | Open Subtitles | لابد و أن هناك شيء يمكن أن أفعله , لو سمحت ؟ |
- Kulağa Yapabileceğim bir şey gibi geliyor bak. | Open Subtitles | حسناً ، الأن هذا يبدو كشيء يمكن أن أفعله |
Şu anda Yapabileceğim tek şey bu işte. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى يمكن أن أفعله الأن هو هذا. |
Oraya gitmenizi engellemek için Yapabileceğim tek bir şey bile yok. | Open Subtitles | ليس هنالك شيء في هذا العالم يمكن أن أفعله لأوقفك من الذهاب لهناك |
Bu yanlış ama Yapabileceğim bir şey de yok. | Open Subtitles | أنه خاطئ, لكن ليس هناك أي شيء يمكن أن أفعله |
Bak Nick, keşke Yapabileceğim bir şey olsaydı. 432 00:23:58,854 -- 00:24:00,270 Ne? | Open Subtitles | نظرة، نيك، وأتمنى هناك كان شيء يمكن أن أفعله. |
Yapabileceğim bir şey olursa bana söylerdin. | Open Subtitles | يمكنك أن تقول لي إذا كان هناك شيء يمكن أن أفعله. |
Üzgünüm. Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أنا آسفة لا شيء يمكن أن أفعله لك |
Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد بيدي شيئ يمكن أن أفعله لك. |
Umarım sizin için Yapabileceğim bir şey olduğunda beni aramaya çekinmezsiniz. | Open Subtitles | كذلك ، فإنني آمل مخلصا أن اذا كان هناك على الإطلاق أي شيء يمكن أن أفعله لك... انك لن تتردد في أن تطلب مني. |
Şu anda Yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكن أن أفعله الآن. |
House'un yanında geçen üç yılın sonunda neler yapabilirdim, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما الذي كان يمكن أن أفعله بعد 3 سنوات فقط مع هاوس؟ |