O da bunu söylüyor ama ona güvenilmez. | Open Subtitles | بالتأكيد هذا ما قاله لكن لا يمكن الوثوق به |
Anneme göre eğer bir erkek İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamamışsa ona güvenilmez demektir. | Open Subtitles | أمي لديها نظرية أنه إذا لم يكن الرجل حياً في الحرب العالمية الثانية لا يمكن الوثوق به |
Tayland restoranı var herhalde. Genelde yemekleri Güvenilir. Böyle bir muhitte bile. | Open Subtitles | أعتقد أنه يوجد مكان تايلندي، يمكن الوثوق به حتى بمكان مثل هذا |
Sorun şu ki, çoğu zaman içki ve uyuşturucu yüzünden yarı deli oluyorlar o yüzden onların algıladıkları pek Güvenilir olmuyor. | Open Subtitles | المشكلة أن أغلبهم يجن بإدمان الكحول و المخدرات لذا فإن ما يرونه لا يمكن الوثوق به |
Flemming kasabadaki kimseye güvenilemeyeceğini söyledi, ama bunu birilerine anlatmamın o adama bir borcum olduğunu anladım. | Open Subtitles | فليمينج قال انه لا يوجد احد بالمدينة يمكن الوثوق به و لكن اعتقدت اني مدين للرجل بإخبار احد ما |
Ve Terry ve Dwayne'in insanlara, onun iyi bir çalışan olmadığını, güvenilemeyeceğini söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | وأنا اعرف كحقيقة أن دواين وتيري يقولون للناس أنه لم يكن عاملا جيدا وأنه لا يمكن الوثوق به |
En önemli şey kime güvenip, kime güvenemeyeceğini bilmektir ve bu adama güvenilemez. | Open Subtitles | أهم شيء أن تعرف من يستحق ثقتك ومن لا يستحقها، وهذا الرجل لا يمكن الوثوق به |
Kontratı kârlı olacak ama tüccar güvenebileceğim biri olmak zorunda. | Open Subtitles | العقد مربح ولكن التاجر يجب أن يكون شخص يمكن الوثوق به |
Dünya Savaşı'nı yaşamamışsa ona güvenilmez. | Open Subtitles | أنه إذا لم يكن الرجل حياً في الحرب العالمية الثانية لا يمكن الوثوق به |
Son günlerde çok güvenilmez oldu. | Open Subtitles | في الآونة الأخيرة هذا الإنسان لا يمكن الوثوق به. |
Pistor'a dikkat et, Kate. O güvenilmez biri. | Open Subtitles | و خذي حذرك من بيستر هو لا يمكن الوثوق به |
Ona güzel kızların arasında güvenilmez bilirsin. | Open Subtitles | . تعلمين ، لا يمكن الوثوق به أمام الفتيات الجميلات |
güvenilmez olduğu için davet etmedim. | Open Subtitles | ــ لذلك لا يمكن الوثوق به. ــ أنا لم أدعوه. |
- ...herkes Güvenilir biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كلهم قالوا بأنكي الشخص الذي يمكن الوثوق به |
Neslin iyi niyetli entrikacı olduğundan Güvenilir değil. | Open Subtitles | حيث ان جيلك لا يمكن الوثوق به وطرق خداعه |
Gençlerimize başkanın Güvenilir olduğunu söyleyerek tüm itibarımı tehlikeye attım, ama onlar sonuç istiyorlar. | Open Subtitles | سأضع كل مصداقيتي على المحك و أنا أقول لكل الشباب أن هذا الرئيس يمكن الوثوق به لكنهم يريدن نتائج |
Nişanlısı sonradan vatandaş olduğu için, güvenilemeyeceğini öne sürenler oldu. | Open Subtitles | لأن خطيبها مواطن متجنس كانت هناك أقتراحات أنه لا يمكن الوثوق به |
Fakat Luciano artık Genovese'e güvenilemeyeceğini anlamıştı. | Open Subtitles | كانوا شركاء بالعمل ولكن (لوتشيانو) أدرك انه من الان فصاعدا جنوفيس) لا يمكن الوثوق به) |
- güvenilemez. | Open Subtitles | لا يمكن الوثوق به بدون زعل تيلك |
En iyi bilen sensin. Bu pisliğe güvenilemez. | Open Subtitles | أنت تعلم جيداً , أن هذا النذل لا يمكن الوثوق به . |
Hey! Kesinlikle güvenebileceğim biri gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | انت لم تتصرف كشخص يمكن الوثوق به |
güvenebileceğim tek kişi, maskeli kanun savaşçısı oldu. | Open Subtitles | ومقنع هو الوحيد الذي يمكن الوثوق به. |