ويكيبيديا

    "ينبغي عليكِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • etmelisin
        
    • gerekmiyor
        
    • gerektiğini
        
    • iyi olur
        
    • gerekirdi
        
    • yapmalısın
        
    Yaşlılara dikkat etmelisin. Daha az testosteron daha fazla çekicilik. Open Subtitles ينبغي عليكِ الحذر من كبار السن جهد قليل وجاذبية كثيرة
    Yaşlılara dikkat etmelisin. Daha az testosteron daha fazla çekicilik. Open Subtitles ينبغي عليكِ الحذر من كبار السن جهد قليل وجاذبية كثيرة
    Ona durup, enfekte olmayanları aramamızı söylemen gerekmiyor mu? Open Subtitles ألا ينبغي عليكِ أن تطلبِ منه الوقوف وتتحققِ عن غير المصابين؟
    Yukarıdakiler yükümü biraz hafifletmen gerektiğini düşünüyor. Open Subtitles الضباط يعتقدون أنه ينبغي عليكِ أن تقومين بالتخفيف عني بعض الشيء
    Kimin olduğunu bulsan iyi olur. Ve sonra ona bir tabut al çünkü onu paramparça edeceğim. Open Subtitles إذاً ينبغي عليكِ إيجـادَ الفاعل ، وشراءَ كفنٍ له لأني سأمزقـه إرباً إرباً
    Yarın dersin olduğunu söylemen gerekirdi. Open Subtitles كان ينبغي عليكِ أن تخبريني أن لديكِ صف مدرسي غدا
    Dawn'ın iyiliği için ne gerekiyorsa yaparım. Sen de yapmalısın. Open Subtitles أنا أقوم بما فيه المصلحة لداون كما ينبغي عليكِ ذلك
    Belki aktif olup onunla konuşup yardım etmelisin. Open Subtitles ربّما ينبغي عليكِ أن تكوني سبّاقة وتحدثي معها, ساعدينها
    Belki onu dairene yemeğe davet etmelisin. Open Subtitles ربّما ينبغي عليكِ دعوتُها للعشاء في شقّتُكِ
    Ancak çocuğunu evlat vermeyi kafana koyduysan bence onun hayatında olmamayı kabul etmelisin. Open Subtitles لكن إذا كُنتِ تنوين التخلي عن طفلك أعتقد أنه ينبغي عليكِ تقبل حقيقة أنكِ لن تكونين قادرة على التواجد في حياته
    Öyleyse şimdi Hong Tae Seong yerine benimle flört etmelisin. Open Subtitles إذاً ينبغي عليكِ مواعدتي بدلاً من ( هونغ تاي سونغ ) الآن
    Öyle mi? Danışmana, yanlış adamı yakalamadan önce danışman gerekmiyor mu? Open Subtitles حسناً، ألا ينبغي عليكِ إستشارة المستشار قبل إلقاء القبض على الرجل الخطأ؟
    Hayır, gerekmiyor. Sen de dinlememelisin. Open Subtitles لا لن استمع وماكان ينبغي عليكِ أنتِ أيضاً أن تفعلي
    Senin basketbol antrenmanında olman gerekmiyor muydu? Open Subtitles ألا ينبغي عليكِ أن تكوني في تدريب كرة السلة؟
    Ben gerçekten gidip annemi görmen gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد حقاً أنّه ينبغي عليكِ الذهاب لرؤية أمّي
    Bak, biliyorum bu korkunç... ama babasının kim olduğunu bilmen gerektiğini düşünüyorum kendin için olmasa bile bebek için en azından. Open Subtitles اسمعي ، أعرف أن ماسأقوله مخيفاً ولكن اعتقد أنه ينبغي عليكِ أن تعرفي والد الطفل إن لم يكن هذا من أجلكِ فمن أجل الطفل إذن
    Bununla oynamaman gerektiğini biliyorsun. Open Subtitles إنكِ تعلمين أنه لا ينبغي عليكِ اللعب بهذا
    - Hayır anne, sen de içmesen iyi olur. Open Subtitles لا يا أمي، ولا ينبغي عليكِ احتساء الشراب أصلاً
    - Biliyorum. Hastaysan evde olman senin için daha iyi olur. Open Subtitles إذا كُنتِ مريضة ، ينبغي عليكِ البقاء بالمنزل لتتعافين
    Seninle o kadar çok konuştum ki, genç olmana rağmen, şimdiye kadar anlaman gerekirdi. Open Subtitles إذا تحدثت معكِ كثيراً على الرغم من شبابكِ ينبغي عليكِ أن تكوني قادرة على الفهم
    Peki bundan kaçınmak için ne yapmalısın? Open Subtitles إذا ماذا ينبغي عليكِ فعله لتجنب ذلك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد