| Parmağın burada kesildiğine dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على أنّ إصبع قدمها قد قُطع هنا. |
| Resimleri yok, favori ayıcığı yok şey olduğuna dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا صور، لا دُمية مفضلة ... لا يوجد دليل على أنه كان |
| Duygusal değişime dair bir kanıt yok mu? | Open Subtitles | لا يوجد دليل على التغير الاتفعالىعلىاي حال... |
| Böyle birini kimse önemsemez, ve sağ kaldığına dair hiç bir iz yok. | Open Subtitles | لا يمكن أن يصل عدد القتلى لهذا الحد ولا يوجد دليل على وجد أحياء |
| Hiç silah veya cumhuriyet malından iz yok general. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على وجود اسلحة او بضائع للجمهورية, جنرال |
| Istihdam kanıtı yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على العمل أو الوظيفة |
| Bunun kanıtı yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على هذا |
| Fakat hayvan saldırısına dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لكن لا يوجد دليل على أنه هجوم من حيوان |
| Kurbanları burada öldürdüğüne dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على كونه قتل الضحايا هنا |
| Cinayet olduğuna dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على جريمة قتل |
| Buna dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | كلا, لا يوجد دليل على هذا |
| Liste sağlam kopyalandığına dair bir iz yok. | Open Subtitles | القائمة لم تُمس بضرر و لا يوجد دليل على أنه تم نَسخها |
| Burada kıyametin olduğuna dair bir iz yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على وجود شيء حدث هنا كنهاية العالم. |
| Ama yumurtladıklarını gösteren bir iz yok. | Open Subtitles | التناسل، لكن لا يوجد دليل على أن السمك الملك يتناسل هنا |
| Bunun hiçbir kanıtı yok. | Open Subtitles | ، لا يوجد دليل على ذلك الأمر |