Herhalde telefon sapığıdır. her gün büroyu kaç kez arıyorlar. | Open Subtitles | مجرد جبان أجرى مكالمة أمر يحدث عشرات المرات يوميا في المكتب |
Trafik Jack. Sadece gidiş 1 saatten fazla sürer. Bu her gün 3 saat demek. | Open Subtitles | الطريق يأخذ أكثر من ساعة ستقضي ثلاث ساعات يوميا في السفر |
Birinci grup her gün antremin yaptı. | Open Subtitles | تتدرب المجموعة الأولى يوميا في الجمنازيوم |
Ve hatta eğer gidiş böyle devam ederse, günde 1,25 dolara yaşayan insanların sayısı bakın 2030'da kaça düşüyor. | TED | وحزر ما؟ إذا كان المسار يستمر ، انطر إلى عدد الناس الذين يعيشون على ١.٢٥ دولار يوميا في عام ٢٠٣٠ |
Raleigh, günde 6 saat kendini buraya kilitleyerek | Open Subtitles | رالي يقول أنك تقضين أكثر من ست ساعات يوميا في دورة المياه تشاهدين التلفاز |
Kadınlar zamanlarını ya suyun peşinde... ...yada çocuklarının ölümünü izlemek için harcıyorlar. | TED | ولا ينبغي للنساء قضاء أربع ساعات يوميا في البحث عنه، أو مشاهدة أطفالهم يموتون. |
günde iki antrenman, her gün, ilki 10 dakika sonra dışarıda başlıyor. | Open Subtitles | سوف تتدربون مرتين يوميا في كل يوم سنبدأ في الخارج خلال عشر دقائق |
Kızının 30 yıl boyunca çok az görüştüğün eski karınla her gün düzenli olarak görüşmeni istemesinin nasıl bir şey olduğunu hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تتخيل ان تسألك ابنتك ان تقابل زوجتك السابقه يوميا, في حين انك بالكاد رأيتها مره خلال ثلاثه عقود؟ |
Siz de Sheldon'ın her gün 14.45'te ortadan kaybolduğunu fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هل لاحظتم يا رفاق أن "شيلدون" يختفي يوميا في الساعة 2: 45؟ |
Seni hapse tıkacakalar, hayatının 15 yılı boyunca her gün dövmeli bir meth bağımlısı sana arkadan geçirecek. | Open Subtitles | ستجد نفسك حيث يقوم المدمنين اصحاب الوشوم بمضاجعتك يوميا في ال 15 عاما القادمة و ربما إلى نهاية حياتك |
Kehanet gücünün, evinin etrafındaki nehirlere ve göllere her gün girmesinden kaynaklandığı söylenir. | Open Subtitles | إنه مكتوب لها صلاحيات النبوية تأتي من الإستحمام يوميا في الأنهار والبحيرات من جميع أنحاء منزلها |
Gücümü koruyabilmek için her gün kutsal sulara girmem gerekiyordu. | Open Subtitles | لا زال علي الإستحمام يوميا في المياه المقدسة للحفاظ على قوتي |
Geçmişini oluşturmak için her gün ailesinin resmini çekiyor, ‘76’lı ne oluyor – 20, Aman Allah'ım, ‘77’liyim ben – | TED | وهو ببساطة كان يلتقط صورا له ولأسرته يوميا في الفترة، كم مضى منذ الالف وتسعمائة وستة وسبعون .. 20، يا إلهي، أنا مولودة في السنة السابعة والسبعين .. |
Durumuna üzüldüm ama Byron"ın her gün saat 15:00"de tımar edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | اشعر بشكل سيئ لك... ... لكن بيرون يحتاج أن يزيّن يوميا في الثالثه |
her gün 15 kilometreyi bir saatin altında koşuyor. | Open Subtitles | يقطع 8 أميال يوميا في أقل من ساعة |
her gün okulda, onu görmeyi umuyorum. | Open Subtitles | أتمنى رؤيته يوميا في المدرسة |
İlk hafta günde en azından 3 kez, yani minimum 21'dir. | Open Subtitles | على الأقل ثلاث مرات يوميا في الأسبوع الأول، إذا 21 هو الحد الأدنى |
Böyle bir yerde, günde 16 saat çalışabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أوه، أتعتقد انك تستطيع التعامل مع 16 ساعة يوميا في هذا المكان؟ |
senede 20.000 ile 50.000 dolar arası kazanan, çalışan aileler, bu günlerde ulaşıma konuttan biraz daha fazla para harcıyorlar çünkü ''yeterli olana kadar sür'' fenomeni adı altında insanlar şehir merkezlerinden ve iş yerlerinden daha da uzaklaşmak durumunda kalıyorlar bu yüzden günde iki, üç, dört saat işten eve gelip gidiyorlar. | TED | الاسر العاملة, التي تعرف بانها تكسب ما بين 20000 و 50000 دولار سنوياٌ في امريكا الان قد ينفقون اكثر على النقل مما ينفقون على السكن,اكثر قليلاٌ, بسبب تلك الظاهرة الذي تسمى "سوَق حتى تتأهل, يبحثون عن بيوت أكثر وأكثر مسافة من مراكز المدن و اماكن اعمالهم, بحيث انهم مغلقون في هذا، في ما يصل إثنان، او ثلاث ساعات، او أربع ساعات يوميا في التنقل. |