ويكيبيديا

    "يَتكلّمُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • konuşuyor
        
    • konuş
        
    • konuşmak
        
    • konuşmuyor
        
    • konuşabilir
        
    • konuşma
        
    • konuşuyordu
        
    • söz
        
    • konuşan
        
    • konuşmayı
        
    • konuşsun
        
    • konuşurken
        
    • konuşur
        
    • konuşun
        
    Çünkü bütün restorant bunu konuşuyor. Open Subtitles لأن المطعمَ الكاملَ يَتكلّمُ حول أفخاذِكَ وقاعِكِ.
    Evet, bu kadar üzüldüysen, müdürle konuş. Open Subtitles حَسناً، إذا أنت ذلك الإنزعاجِ، يَتكلّمُ مع الرئيسِ.
    Ben esasında Dana ile konuşmak istiyorum. Open Subtitles ضِعْ أيديكَ على صدرِكِ. بإِنَّني أَحْبُّ حقاً أَنْ أعْمَلُ يَتكلّمُ مع دانا. أُريدُ الكَلام مع دانا.
    Komutan Mauser bu akademi adına konuşmuyor. Open Subtitles العميد ماوسر لا يَتكلّمُ من أجل اكاديميتة
    Cezada indirim yaparlarsa onlarla konuşabilir. Open Subtitles هو قَدْ يَتكلّمُ معهم إذا يَعطونَه يُوقّتُ مِنْ.
    Pekâlâ, bu konuşma, elma şarabı yüzünden olsa bile... Open Subtitles الموافقة، بالرغم من أنَّ أَعْرفُ بأنّه فقط شراب التفاح يَتكلّمُ...
    Belki de Drake, Ben Fraklin'i taklit etmeden önce, birisiyle konuşuyordu. Open Subtitles لَرُبَّمَا درايك كَانَ يَتكلّمُ مع حقِّ شخص ما قبل هو عَمِلَ تقليداً بنَه فرانكلين.
    Biliyor musun? Aslında o seninle konuşuyor ama onu dinlemeyen sensin. Open Subtitles هو لَيسَ بأنّه لا يَتكلّمُ معك، تَعْرفُ.
    O ceketi giyen her kimse onunla konuşuyor. Open Subtitles ذلك شعارُهم. وهو يَتكلّمُ مع مَنْ المُتْعِب تلك السترةِ.
    Ama o hala hayatta olduğundan emin olmak için konuşuyor. Open Subtitles لَكنَّه فقط يَتكلّمُ ليتَأْكيد انه ما زالَ حيُّ.
    Bebeğim, konuş benimle. Bu kesikler nasıl oldu? Open Subtitles الطفل الرضيع، يَتكلّمُ معني، كَيفَ أنت قَصصتَ هذا؟
    Onunla konuş,problemin ne olduğunu anla. Open Subtitles تَعْرفُ، يَتكلّمُ معه. شاهدْ ما المشكلةَ.
    Yani varsa güzel adlandırma konuşmak, biliyorum. Open Subtitles لذا تَعْرفُ، يَتكلّمُ في التلطيفيةِ إذا أنت يَجِبُ أَنْ.
    Sizinle konuşmak çok güzeldi. Open Subtitles هو كَانَ عظيمَ الذي يَتكلّمُ معك.
    Buradan kimseye bahsetmemeni isterdim senden ama görünüşe göre, hiç biri seninle konuşmuyor zaten. Open Subtitles أنا أَطْلبُ منك عدم الإخْبار الآخرون حول هذه البقعةِ، لكن لا أحد منهم يَتكلّمُ معك.
    Onu 14 yaşında hayal et ve artık seninle konuşmuyor. Open Subtitles تخيّلْه في 14, وهو لا يَتكلّمُ إليك أكثر.
    Julia McNamara ile konuşabilir miyim lütfen? Open Subtitles هَلْ لي أَنْ يَتكلّمُ مع جوليا مكنمارا، رجاءً؟
    Kapı tokmağı örnek verilen konuşma mı"? Open Subtitles هَلْ ذلك يَتكلّمُ يَتضمّنُ إستعمال كلمةِ " الراغبين فيك "؟
    Bu sabah Casey'le konuşuyordu. Open Subtitles لقد كَانَ يَتكلّمُ مع كايسي هذا الصباحِ.
    Bana Iris'in vasiyetnamesinden söz ediyordunuz. Bu bir sır değil. Open Subtitles هو كَانَ يَتكلّمُ معني حول إرادةِ آيريس.
    Marcy Kaplan'la konuşan tek kişi sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي يَتكلّمُ مع مارسي كابلان.
    konuşmayı öğrenmeleri yani. Open Subtitles الذي يُمْكِنُ أَنْ يَتعلّمَ في الحقيقة كَيفَ يَتكلّمُ.
    "Bırak Seninle konuşsun 202" tecrübelerimizi inceleyerek yeteneklerimizi keşfettiğimiz bir sanat dersi. Open Subtitles "دعْه يَتكلّمُ معك 202 " صنفُ فَنِّ الذي فيه نَكتشفُ مواهبَنا بفَحْص نا تجارب الحياةِ الشخصيةِ.
    Babamı telefonda onunla konuşurken duymuştum. Open Subtitles أنا فقط سَمعتُ بأنّ يَتكلّمُ على الهاتف إليها.
    Patron bir şeyler sezer, güvenliğin başındaki kişiyi çağırır o birisiyle konuşur ve o da birisinin arkadaşıyla. Open Subtitles يَحْصلُ الرئيسُ على ريحِ مِنْ الشيءِ، نداءات في رأسهِ الأمنِ، الذي يَتكلّمُ مع شخص ما، الذي يَتكلّمُ مع صديق شخص ما.
    Evet, gidip konuşun, ben de seti toplayacağım. Open Subtitles نعم، يَتكلّمُ. أنا سَأَكُونُ فقط تَوَقُّف المجموعةِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد