Biri bu faturaları ödemek zorunda. | Open Subtitles | شخص ما يَجِبُ أَنْ يَدْفعَ ثمن هذا التغوّطِ. |
Sevişmek için para ödemek zorunda gibi mi görünüyorum? | Open Subtitles | انا بشبة حد الذي يَدْفعَ لممارسَة الجنس ؟ |
O zaman, ödemek zorunda kalacak. | Open Subtitles | بعدها ، هو يَجِبُ أَنْ يَدْفعَ |
Ev kredisi kendi kendini ödemiyor. | Open Subtitles | الرهن لَنْ يَدْفعَ ثمن نفسه. |
Ev kredisi kendi kendini ödemiyor. | Open Subtitles | الرهن لَنْ يَدْفعَ نفسه. |
Yaşlı vatandaşların üçte ikisinden fazlası her yıl iki bin dolardan fazla ödemek zorunda kalabilecekti. | Open Subtitles | إلىالمُسنّينثلثِ ما زال يَستطيعُ أَنْ يَدْفعَ أكثر من $ 2.000 في السّنة. |
ödemek zorunda. | Open Subtitles | هو يَجِبُ أَنْ يَدْفعَ. |