ويكيبيديا

    "يُحب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • seviyor
        
    • sever
        
    • sevmez
        
    • seven
        
    • sevdiğini
        
    • aşık
        
    • sevdiği
        
    • hoşlanmaz
        
    • seviyordu
        
    • bayılır
        
    • sevmedi
        
    • sevmiyor
        
    • hoşlanmıyor
        
    • tercih ediyor
        
    Toplum genellikle kütüphanelerini seviyor ve sunduğumuz hizmetin kesilmesini istemiyorlar. TED غالبًا ما يُحب أعضاء المجتمع مكتباتهم. وهم لا يريدوننا ألا نكون قادرين على الحفاظ على الخدمات التي نقدمها.
    Isırmayı çok seviyor. Konuşmayı öğrenmek için şu huyunu bıraksa iyi olacak. Open Subtitles إنه يُحب العض ،أكثر من حبه لتعلم الكلام.
    Kişi grubu sever ve hatta bilet için yüzlerce dolar ödemiştir, yani müzik ne kadar yüksek olursa olsun, o kişi bunun gürültü olduğunu düşünmez. TED هذا الشخص يُحب الفرقة، حتى أنه دفع 100 دولار للتذكرة، لذلك مهما كانت الموسيقى عالية، لا يفكر بها هذا الشخص كضجيج.
    - Selam Iris. Dedektif, siz gidin. Babam bekletilmeyi sevmez. Open Subtitles عليك أن تذهب أيها التحريّ، أبي لا يُحب أن ينتظر
    Kadınları çok seven biri olarak, bunu çok uzun süre önce öğrenmen gerekirdi. Open Subtitles الرجل الذى يُحب إمرأة مثلك كان يجب أن يتعلم ذلك منذ فترة طويلة
    Mimar komşum, oturup bir şeyler çizmeyi ve ev dizayn etmeyi sevdiğini söylüyor. TED يقول جاري، المهندس المعماري، أنه يُحب أن يجلس فقط ليَرسم ويًصمّم المنازل.
    Kötü niyetli ağızlar, hayatında ilk defa... aşık olduğunu bile söylüyorlar. Open Subtitles حتى أن الألسنة الحاقدة تقول أنه يُحب لأول مرة في حياته
    Sıkıldığında, değiştirmeyi seviyor. Değil mi? Open Subtitles سمعتُ ذلك حول ذلك الفتى يمّل، يُحب التغيير؟
    Sıkıldığında, değiştirmeyi seviyor. Değil mi? Bu yüzden mi başka bir sevgilisi var? Open Subtitles سمعتُ ذلك حول ذلك الفتى يمّل، يُحب التغيير؟
    İşi seviyor gibiydi, ilgili görünüyordu, yeni şeyler öğrenmeye hevesliydi. Open Subtitles لقد بدا بأنهُ يُحب العمل. لقد بدا بأنهُ مُهتم. لقد با بإنهُ يُريد تعلُم أشياء جديدة.
    Sence Tanrı benim oğlumu, seninkinden çok mu seviyor? Open Subtitles هل تظنين أن الرب يُحب ابني أكثر من ابنك؟
    İşi dostuma verebilirsiniz, ormanda oynamayı çok sever. Open Subtitles سلّم، هذه المهمة الى صديقي إنه يُحب اللعب في الأدغال.
    Babanız ayıları çok sever. Eskiden onlarla güreşirmiş. Open Subtitles والدك كان يُحب الدببة، اعتاد على الصراع معهم
    Biraz dondurma yedim. Tanıdığım kişi dondurmayı sever. Open Subtitles و أحصل على القليل من آيس كريم ثم سألت نفسي ، من يُحب الآيس كريم
    Gerçekte kimse yaptığı işi sevmez zaten. - Niye yaparız o halde? Open Subtitles ـ لا أحد يُحب حقاً ما يقوم به ـ لماذا نقوم بفعله إذن ؟
    - Yapma şimdi, kim seks partisini sevmez ki? Open Subtitles بحقك ، من لا يُحب الإشتراك في الحفلات الجنسية ؟
    Ve bugün bu Rahul, Meenamma'ya şunu söyleyecek seven insan, gelinini alır götürür. Open Subtitles واليوم راهول بالتأكيد سيخبر ميناما بأن مَن يُحب هو الذي يحصل على قلب الفتاة
    sevdiğini belli etmez hiç, konuşmaz, sıkıntısını demez. Open Subtitles لا يُظهر أبداً أنه يُحب لا يتحدث، ولا يفشى همومه
    kural 2: kimseyi birine aşık edemem. Open Subtitles :الشرط الثاني لا يمكنني أن أجعل أحداً يُحب شخصاً آخر
    Bunu hayvanları sadece çok sevdiği için yapmamış. Open Subtitles لا يقوم بفعل ذلك لانَّه يُحب الحيوانات فقط.
    Seninle konuştuğuna bile inanamıyorum. Kimseden hoşlanmaz. Open Subtitles لا أستطيعُ التصديق بأنّه يُكلّمكَ حتى، إنّه لا يُحب أحد
    Bu arada Örümcek Adam'ı seviyordu, bir tür hayranın gibiydi. Open Subtitles و بالمناسبة إنه يُحب "سبايدرمــان" بجنون.
    Senin hakkında ne hissettiğini bilmiyorum ama gerçekten bedava yemeğe bayılır. Open Subtitles لا أعرف شعوره تجاهك, لكنه بالتأكيد يُحب الوجبات المجانية, هذا ما أعرفه.
    Şu ana dek hiçbir kızı kendi saçından daha çok sevmedi. Open Subtitles إنه لم يُقابل فتاة من قبل, و يُحب شَعرهُ أكثر من اى شيء.
    - Oturmayı sevmiyor. - Bu doğru. Open Subtitles إنّه لا يُحب الجُلُوس هذا صحيح
    Çatı pek kullanılmaz. İnsanlar, arabalarının güneşte kavrulmasından pek hoşlanmıyor. Open Subtitles السقف لا يُغطيه بالكامل,لا يُحب الناس ركنّ سياراتهم في الشمس,تعرف
    Kendi suçunu ihbar etmek için polisi arıyor. Yoğun nüfuslu yerlerde öldürmeyi tercih ediyor. Open Subtitles هُو يتّصل بالشرطة ليبلّغ عن جريمته، يُحب أن يقتل بالمناطق المُكتظّة بالسكان ويستخدم الرصاصات كرسائل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد