"يُفتح" - ترجمة من عربي إلى تركي

• açılıyor
• açılır
• açılmıyor
• açılmamış
• açıldığında
• açıldı
• açılmadı
• açılmasını
• açılınca
• açılmadan
• Açılmayan
• açılmayacak
• açılan
• açılana
• açılması

Her köşesinde taş olan bir kırmızı ya da mavi üçgen elde ettiğinizde zamanda sizi günümüze geri getirecek bir kapı açılıyor.
بمجرد أن يتكون مثلث أحمر أو أزرق باستخدام عقدة عند كل نقطة، يُفتح مدخل الوقت ذلك والذي يمكنه أن يعيدك إلى الحاضر.

Çanakotunu tetiğine basar ve milisaniyeler içinde tuzak kapısı açılır ve iribaş içeri çekilir.
تصعد الشرغوف على زناد هذا النبات، وفي بضع ميلي ثانية، يُفتح باب المصيدة فجأةً ويسحبها إلى الداخل.

Hücrede kilitli kaldı, kapı açılmıyor.
إنه محبوس بالزنزانة والباب لا يُفتح

Böylece hiç açılmamış izlenimi uyandırırdı.
ولهذا يظهر هذا الصندوق وكأنّه لم يُفتح قبلًا.

Kapı açıldığında tetiklenen manyetik bir alarm.
, إنّه جرس إنذار ينطلق عندما يُفتح الباب

Bir kapı açıldı mı, her iki yönden de girilebilir.
عندما يُفتح الباب، يمكنك عبوره لكلا الجانبين

Eğer gerçekse, burada ve açılıyor.
هذه قصة خرافية لو أنه حقيقي، فهو هنا وسوف يُفتح

Sonra kapı açılıyor ve ilk defa olarak... kafası kazınmış kızı görüyoruz.
ثم يُفتح الباب وللمرة الأولى نرى الفتاة التي لها رأس حليق

Buradan giremezler ama yukarıdaki dükkanın kapısı dışarıdan açılıyor.
حسناً، لن يدخلا من هنا، لكن الباب الأمامي بالمتجر يُفتح من الجانب الآخر.

İçeri girersiniz, kapı açılır ve oda oturan, konuşan, dinleyen... ...çay içen, sandviç yiyen...
يُفتح الباب لترى غرفة مليئة بالأمهات و أطفالهن، و هن جالسات يتحدثن و ينصتن فيما بينهن.

Aniden arkasındaki kapı açılır ve tanıdık bir aktörün sesi duyulur:
فجأة سمع الباب يُفتح من خلفه وميز صوت ممثل يقول:

Araba yavaşlar, kapı açılır, ve ağaç dışarı.
تتباطأ السيارة، يُفتح الباب، وتتدحرج الشجرة.

Bu taraftan açılmıyor.
-إنه لا يُفتح من هذا الجانب -حسناً،إنه لا يُفتح من هنا أيضاً

Lanet olası kapı açılmıyor!
الباب اللعين لن يُفتح

İlk göçmenler tarafından bırakılmış, şimdiye kadar hiç açılmamış.
تركه المستوطنين الأوائل، ولم يُفتح حتّى هذه اللحظة.

Pazartesi tekrar açıldığında, tutuklanacak ve hapishanenin birinde ölecek.
عندما يُفتح يوم الإثنين، سوف يُلقى القبض عليه ويموت في السجن.

Yüzlercesi var. Bazıları 10 yıldır hâlâ açılmadı.
والعمل متراكم هنا حتى أن بعضها لن يُفتح إلا بعد عشرة أعوام

Ama Guardians şeytanlar tarafından açılmasını korumak gerekiyor.
. لكن الحراس يجب أن يحموه من أن يُفتح من المشعوذين

"Kapı açılınca sessizlik." "Sessiz bir gece daha geçiremem..."
، الصمت عندما يُفتح الباب لا يمكنني تحمل ليلة أخرى من الصمت

Bu markanın çöplerinin çoğu da acı sos paketleriydi ve paketlerin birçoğu hiç açılmadan atılmıştı.
أغلب قمامتها هي أكياس الصلصة الحارة. ومعظمها لم يُفتح حتى.

Açılmayan bir kitap arayın.
إبحثوا عن كتاب لا يُفتح.

Hiçbir kapı önce diğeri kapanmadan açılmayacak.
لا باب يُفتح قبل أن يُغلق السابق ، أولاً

Elimizde açılan bir kapı ve sallanan bir lamba var.
كل ما تمّ تسجيله هو بابٌ يُفتح ومصباح كهربائي يتأرجح.

Esasen sergi açılana kadar burada yaşıyorum. Harika.
إنّي أسكن هنا أساسيّاً حتى يُفتح المعرض.

Ön tekerler arızalandığı zaman aksın üzerindeki hidroliğin açılması lazımmış.
عندما عجلة مقدمة الطائرة متعطّلة، محرك الهيدروليكي على المحور يجب أن يُفتح قبل إنزّال العجلة يدويًا.