Sizlerle önümüzdeki 18 dakika boyunca inanılmaz bir fikri paylaşmak istiyorum. | TED | أريد أن أشارك معكم في خلال الدقائق القادمة فكرة رائعة جدا |
Bu yüzden, bugün sosyal medya gölgesinde genç insanlar hakkında konuşmak istiyorum. | TED | لذا اليوم أريد أن أتحدث عن الشباب من خلال وسائل الاعلام الاجتماعية. |
SP: Senin keşiflerin sonucunda gerçekleşen bazı harika şeyleri sana söylemek istiyorum. | TED | س. ب: أريد أن أخبرك عن بعض الأشياء المدهشة الناتجة عن اكتشافاتك. |
Onunla örnek olarak yaptığım, sayı sıralaması yapmak istiyorum diyelim. | TED | ولنقل أنني أريد ترتيب الأرقام، كمثالٍ بسيط قمت به معه. |
Bugün, size hayatımda bunu neden yapmak istediğimi ve neler öğrendiğimi anlatmak istiyorum. | TED | واليوم أريد أن أخبركم لماذا قررت أن أفعل ذلك في حياتي ومالذي تعلمته |
çünkü beyinlerinizin bu konuya odaklanmasını istiyorum. Bu bir dişli çark. | TED | لأني أريد أن أقحم عقولكم في هذا الأمر. هذه عجلة مسننة. |
Aslında paylaşılan veriyi bildiğimde ve açık bir şekilde benim rızam istendiğinde bazı sitelerin benim alışkanlıklarımı anlamasını istiyorum. | TED | في الواقع، حين أعرف البيانات التي تتم مشاركتها وتطلب مني موافقتي بوضوح، أريد من بعض المواقع أن تفهم عاداتي. |
Yani, oyunların dünyada iyi bir şeyi temsil etmesini istiyorum. | TED | أعني، أريد أن تكون الألعاب قوة للأفضل في هذا العالم. |
Çünkü insanlara, veri saklamanın ne demek olduğunu göstermek istiyorum. | TED | لأني أريد أن يعرف الناس ما الذي يعنيه الاحتفاظ بالبيانات. |
Şimdi, duvarlardan bahsetmişken, sizinle Kahire'deki bir duvarın hikayesini paylaşmak istiyorum. | TED | الآن، وبالحديث عن الجدران, أريد أن أشارككم قصة جدار في القاهرة. |
Ve birazcık konuşmak, bizi bir 30 yıl geriye doğru götürmek istiyorum. | TED | وأنا أريد أن أتكلم قليلاً، تأخذ بنا إلى الوراء حوالي 30 عاماً. |
Beni bu dünyaya getirdiğin için, sana teşekkür etmek istiyorum. | TED | فقط أريد أن أقول لك شكراً لجعلي في هذا العالم |
Bunun ne kadar önemli bir olay olduğunu vurgulamak istiyorum. | TED | و أريد فقط أن اؤكد على مدى أهمية هذا الحدث. |
Çok heyecan verici olduğunu düşündüğüm bir şeyi paylaşmak istiyorum. | TED | حسنًا، أريد أن أخبركم عن شيء أعتقد أنه مثير حقًا. |
Bunlardan biri çevremizdeki hayvanların olağanüstü sosyal karmaşıklığıdır ve bugün size hayvanların karmaşıklıkları hakkında birkaç şey anlatmak istiyorum. | TED | و أحدها هو التعقيد الإجتماعي المذهل للحيوانات من حولنا، و اليوم أريد أن أخبركم ببعض القصص عن التعقيد الحيوانات. |
Bugün, cezalandırma konusunda düşünce tarzımızı değiştirmek üzerine konuşmak istiyorum. | TED | اليوم أريد الحديث عن التغيير في طريقة تفكيرنا عن التقويم |
Ve dördüncü olarak Sapling kurumundan bahsetmek istiyorum, artık o TED'in yeni sahibi. | TED | وبعد ذلك، رابعاً، أريد ذكر مؤسسة سابلينغ، التي هي المالك الجديد ل تيد. |
Sizden yaşamın dünya üzerinde nasıl düzenlendiğini hayal etmenizi istiyorum. | TED | أريد منكم أن تعاودوا تخيلكم لكيفية تنظيم الحياة على الأرض. |
Hem kendi annem hem de sizlerin anneleri için çalmak istiyorum. | TED | أريد أن أعزف قليلًا من أجل أمّي و كل أمّهاتكم كذلك. |
Ben o dünyada yaşamak istiyorum ve bu tartışmayı hayata geçirmek istiyorum. | TED | أريد أن أحيا في هذا العالم، وأريد أن نتناقش عن هذا الأمر. |