Bir şey olmadı, ben de beklemekten yorulup, eve gittim. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء، ولما تعبت من الانتظار، عدت لمنزلي. |
Bu resmi bir haber değil. Böyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | ليست اخبار رسمية بعيدة عن حيز الاهتمام, هذا لم يحدث |
-Sakin ol hiç bir şey olmadı. -Bir şey yapmadığın için henüz olmadı. | Open Subtitles | ـ على رسلك, لم يحدث شيء ـ أحياناً لا تستطيع الحول دون ذلك |
Bunların hiç biri olmadı, beyler. Ve bu konu hakkında evrak görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لم يحدث شئ من هذا يا سادة ولا أريد رؤية أي تقارير عنه |
Başında durup saatlerce farklı kombinasyonlara bastım ama hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | جلست لعدة ساعات أضغط عل مختلف المجموعات, لكن لم يحدث شيء |
Evet. Bu dediğin olmadı ve sadece 54 saatimiz kaldı. | Open Subtitles | نعم, حسنا ذلك لم يحدث ولدينا فقط 54 ساعة متبقية |
Bu iki hâl arasında hiçbir şey olmadı mı yani? | Open Subtitles | وبعد لحظة تحاول خصي زميلك لم يحدث شيء بين اللحظتين؟ |
Umarım Kyle için daha faydalı olur çünkü senin kullanacağın bir durum olmadı. | Open Subtitles | دعنا نأمل بأن تتسهل الطرق لـ كايل وارى أنه لم يحدث لك ابدا |
Ne oldu ya da olmadı bilemem ama sen hak ediyorsun dostum. | Open Subtitles | مهما حدث أو لم يحدث لا أحد يستحق الآخر أكثر منك أنت |
Fakat beni kiralayan kişi ortadan yok oldu ve hiçbir şey olmadı! | Open Subtitles | ولكن الشخص الذي عينني أختفى ولكأنة لم يحدث شيئ ,لم يحدث شيء |
Hayır,o konuda aile içi tartışmamız hiç olmadı,asla aile içi tartışmamız hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يحدث نقاش عائلى حول هذا الامر ابدا لم يحدث نقاش عائلى |
Amerikalılara konuşursa, her şeyi inkar etmelisin. Böyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | إن تحدثت إلى الأمريكيين يتوجب عليك إنكار الأمر، لم يحدث أبداً |
Ülke çapında ev fiyatlarının düşmesi diye bir şey olmadı. | Open Subtitles | لم يحدث أبدا أن انهارت أسعار المنازل على نطاق واسع |
Sana ve diğerlerine çeşitli güçler verdi ama bana hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | و أعطاك أنت و الآخرين قوات خارقة لكن لم يحدث لي شيء |
burası ufak bi kasaba Daha önce burda böyle bişey olmadı | Open Subtitles | لدينا أجواء هادئة هنا لم يحدث مثل هذا الأمر من قبل. |
Kiminle konuştuğumu unutmuşum. Tabii ki böyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد نسيتُ إلي من أتحدث بالطبع لم يحدث ذلك معكِ |
- Bir şeyler olduğunu sanıyor. Ama olmadı. - Yani? | Open Subtitles | ـ يخال ثمة شيء حصل، لكنه لم يحدث ـ ويعني؟ |
Onu biliyorsun... şüphecidir o, ama yıllardır burada hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | أنت تعرفه أنت شكاك, لكن هنا لم يحدث شيء منذ سنيين. |
Büyümeyi bekledim, babamdan daha büyük olmayı bekledim ama bu hiç olmadı. | Open Subtitles | ظللت أنتظر لكي أنمو وأكون أكبر منه ولكن لم يحدث ذلك مطلقاً |
Ama böyle olmadı. Aslında, hiçbiriniz bunu umursamadı, çünkü hamileyim. | Open Subtitles | لكن هذا لم يحدث في الحقيقة لم يكترث أي منكم |