| Bundan sonra dünyanın geri kalanı Lisaya aşık olmaya başladı. | Open Subtitles | عندها فقط بدأ باقي العالم بالوقوع في حب ليزا |
| Bilmeniz gereken tek şey, Miranda'ya aşık olduğum ve karımı aldatmak istemediğimdir. | Open Subtitles | اسمعوا،يارفاق،كل مايَجِب أَنْ تَعرفَوه هو انه مِن الثانيةِ التي وَقعت في حب ميراندا، لم أخنها ولا مرة مَع زوجتِي، |
| Göçmen bürosuna Dominika'ya aşık olduğunu söyle. | Open Subtitles | محاولا ان اجد زاوية اخرى لكنني لم اقدر اخبر ادارة الهجرة انك كنت واقعا في حب دومينيكا |
| Sen Büro'ya aşık olursun, fakat o sana aşık olmaz. | Open Subtitles | أنت تقع في حب مكتب التحقيقات ولكنه لا يبادلك ذلك الحب |
| Sen kaybedeceksin çünkü Rahul gerçekten Seema'ya aşık oldu. | Open Subtitles | ستخسر لأن راهول وقع في حب سيما |
| İşte o zaman İsa'ya aşık oldum. | Open Subtitles | وهكذا وقعت في حب يسوع وشعبه وطرقه |
| Sanırım ben bile Shiva'ya aşık oldum. | Open Subtitles | أعتقد بأنه حتى أنا وقعت في حب شيفا. |
| Baahubali Devsena'ya aşık olabilir... | Open Subtitles | قد يكون باهبالي واقعا في حب ديفيسا |
| Elvira'ya aşık mısın? | Open Subtitles | هل أنت واقع في حب (ألفايرا) ؟ ألفايرا: ممثلة و مقدمت برامج أمريكية تظهر بشخصية مصاصة دماء |
| Şimdi bizimki zamanda geri gidecek, Alisha'ya aşık olacak sonra kız ölecek. | Open Subtitles | إذًا عليه العودة للماضي, عليه... الوقوع في حب (إليشا)... ومن ثم تموت... |
| Ama ilk ziyaret ettiğim anda Chicago'ya aşık oldum. | Open Subtitles | ولكن حين زرناها للمرة الأولى, وقعت في حب (شيكاغو) |
| Michael, Rita'ya aşık oluyordu.-Düşüyordu.- | Open Subtitles | كان (مايكل) يقع في حب (ريتا) |