Modern sağlık sektörü, tamamen çöktü. | TED | قطاع الرعاية الصحية الحديثة، انهار تماما. |
Neyazıkki geridönerken merdivenler çöktü ve... odüştü. | Open Subtitles | ولسوء الحظ انهار سلّم الدرج وهو بطريقه للنزول ووقع |
Cevaplanması gereken bir soru daha var: Eğer Stasi bu kadar iyi organize olmuşsa, Komünist rejim neden çöktü? | TED | سؤال آخر يحتاج لإجابة: إن كانت الستاسي منظمة هكذا، لماذا سقط النظام الشيوعي؟ |
Devlet destekli madencilik sanayisi çöktü ve madenler üzerindeki kontrol parçalandı. | TED | صناعة التعدين الرسمية انهارت والتحكم في التعدين تم تقسيمه. |
"Yahudi krallığı, Jezebel ve onun düşkün kızı yüzünden çöktü." | Open Subtitles | مملكة اليهود سقطت بسبب إمرأة ساقطة وأبنتها الملعونة |
Bu sabah, doğu saatiyle 10:00'da bina tamamen üzerine çöktü. | Open Subtitles | الساعة العاشرة بالتوقيت الشرقى هذا الصباح إنهار المبنى على نفسه |
Doğu kanadındaki inşaatın ilk günü sayesinde bütün bilgisayarlar çöktü. | Open Subtitles | حسنا, باليوم الاول لبناء الردهة الشرقية كل اجهزة الحاسوب تعطلت لهذا واجهنا مشكلة في سجلاتك |
Sigaracı Joe ana yola varmadan yolun yarısında çöktü. | Open Subtitles | جوى المدخن ذهب الى نصف الطريق السريع ثم انهار |
Bir site inşa etmiştim ve çöktü, iki kişi öldü, ama benim suçum değildi. | Open Subtitles | بَنيتُ مُجَمعاً سَكَنياً و انهار و قَتَل شَخصين لكن ذلك ليسَ خَطَأي |
Tavan çöktü, efendim. Ren'al ve Binbaşı Mansfield öldü. | Open Subtitles | السقف انهار سيدي رينال والرائد مانسفيلد ماتوا |
Büyük güç çöktü, mütevazılar dünyayı miras aldı ve bu aşamaya geldik. | TED | سقط القوي، وورث الضعيف الأرض، وها نحن ذا. |
Bu iş görüşmesi esnasında göz yaşlarına boğuldu, diz çöktü ve intihar tehdidinde bulundu. | Open Subtitles | انفجر في البكاء ، سقط على ركبتيه و هدد بالانتحار |
Milyarlarca yıl önce, milyarlarca ışık yılı önce galaksinin göbeğindeki bir madde, çok büyük bir kara deliğe doğru çöktü. | TED | مواد لب المجرة انهارت مشكلة ثقب أسود هائل الحجم. |
Şirketler, çok ulusluluk, artık onlara ne diyorsanız, hepsi çöktü. | Open Subtitles | شركات، عالمية مهما تريد تسميتها كلّها انهارت |
Ana kontroller çöktü! Bağlantılar çöktü! | Open Subtitles | أجهزة التحكم الرئيسية وقعت سقطت الإتصالات |
Robot, şiddetli bir çarpma ile çöktü ve Argonautlar eve seyahat etmekte serbestti. | TED | إنهار الآلي وسقط سقوطًا مدويًا، وأصبح بإمكان الأرجونوتس أن يعودوا لمنازلهم. |
Evet. Haberleşme çöktü, beni bu ağaca koydular. | Open Subtitles | نعم ، لقد تعطلت الاتصالات ولذلك وضعوني في شجرة |
- Hiçbir şey yok. Tüm sistem çöktü. - Belki de elektrik şirketini aramalıyız, ha? | Open Subtitles | لا شيء الشبكة معطلة هل نطلب شركة الكهرباء |
Ekonomi çöktü. Tahmin edemezdim ya. | Open Subtitles | انهيار الاقتصاد، وأنا لا يمكن التنبؤ ذلك |
Garcia bizi konferansa almıştı ama sistem çöktü. Emily. | Open Subtitles | غارسيا كانت تتكلم معنا جميعا و تعطل نظام الاتصالات |
Bilgisayarlar çöktü ve Taslak yok oldu! | Open Subtitles | الحاسب الالي تحطم و الكتاب اختفى |
Yerkabuğunun kayması sırasında tavan çöktü. | Open Subtitles | لقد أنهار السقف عندما تحركت القشرة الأرضية |
Tüm ulaşım sistemi çöktü. Finans sektörü de dibe vuruyor. | Open Subtitles | نظام الموصلات في العاصمة ينهار كلية والقطاع المالي تلقى ضربة قاصمة |
Sizi oradan çıkaracağız ama sistemimiz çöktü ve dışarı da neler olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | سوف نخرجكم من هنا, ولكن النظام معطل ولانعرف مالذي يحدث بالخارج. |
O zamandan beri borsanız çöktü, insanlar işsiz, aç kaldılar. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين تحطمت سوق الأسهم الناس خارج العمل يتضورون جوعا |
Çadırım içeri doğru çöktü. Bunu da seviyorum. B.ktan bir durum ama seviyorum. | Open Subtitles | الخيمة تنهار, وأحب ذلك أشعر بالشفقة عليها ولكن احبها |