ويكيبيديا

    "çözmek için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لحل
        
    • لحلّ
        
    • حل
        
    • لإصلاح
        
    • لتسوية
        
    • لنحل
        
    • لفك
        
    • لتحل
        
    • لحَلّ
        
    • لمعالجة
        
    • بحل
        
    • لأحل
        
    • لحلها
        
    • لتصلح
        
    • لكي نحل
        
    Yani tekrardan, çatışmaları çözmek için kullanmakta olduğumuz araçlar toplumsal araziyi şekillendirir. TED لذا مرة أخرى، الأدوات التي نستخدمها لحل الصراع تشكل صورة مشهد مجتمعنا.
    Biz sadece neyin çalışmadığına baktık ve çözmek için internetin inanılmaz gücünü kullandık. TED قمنا فقط بالنظر إلى سبب المشكلة و باستخدام مزايا الانترنت المدهشة لحل المعضلة.
    Eğer Irak savaşında harcadığımız çabanın sadece bir haftasını harcarsak, bu sorunu çözmek için iyi yol kat edebiliriz. TED فإذا قضينا أسبوعاً واحداً بقيمة ما ننفقه في حرب العراق فيمكننا أن نحقق إنجازات في طريقنا لحل هذا التحدي
    Soğuk Savaş döneminde "Rus Casus Şifreleri"ni çözmek için kullanılıyordu. Open Subtitles أُستعملت في الستينيات لحلّ رمز جاسوس روسي خلال الحرب الباردة.
    Denklemi çözmek için bir yol bulmalıyız bölme işlemi olmadan. TED اذاً ،علينا إيجاد طريقة لحل هذه المعادلة بدون عملية قسمة.
    Fakat problemi çözmek için yapay zekâ kullandığınızda işler farklı ilerliyor. TED لكن عندما تستخدم الذكاء الاصطناعي لحل المشكلة يحدث ذلك بطريقة مختلفة.
    Kendini hiç, devasa, lüks konaklardan birine bir cinayetin gizemini çözmek için... Open Subtitles أتجد نفسك مدفوعاً لحل جرائم غامضة في منازل كبيرة فخمة و التي..
    Pekâlâ, tahtaya yazdığım denklemi çözmek için 20 dakikanız var. Open Subtitles حسنًا، أمامكم 20 دقيقة لحل المعادلة التي كتبتها على اللوحة..
    Davanızı çözmek için yardım isteyecekseniz korkarım büyük hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Open Subtitles إذا كنتم تأملون لتساعدكم لحل قضيتكم، أنا خائف بأن أمالكم ستخيب.
    Yarışmacı, bu kefaret oyununu çözmek için doğru diziyi gir. Open Subtitles أيها المتنافس، قم بإدخال التسلسل الصحيح لحل لعبة الخلاص هذه
    Yarışmacı, bu kefaret oyununu çözmek için doğru diziyi gir. Open Subtitles أيها المتنافس، قم بإدخال التسلسل الصحيح لحل لعبة الخلاص هذه
    Topluluğa bu zorlukları çözmek için kendilerini nasıl organize edebileceklerini sorduk. TED سألنا المُجتمع كيف يمكنهم تنظيم أنفسهم لحل تلك التحديات.
    Ancak insanlığın birçok sorununu çözmek için beraber çalışmaya başlayabileceğimiz bir meydan yaratma şansı verecek. TED بل هو فرصة، للبدء في العمل سوياً، لحل العديد من مشاكل الإنسانية.
    Bu aşırı yükleme sorununu çözmek için evrim bir çözüm getirmiştir bu da beynin dikkat sistemidir. TED لذا لحل تلك المشكلة، قدم لنا التطور حلًا، وهو نظام الانتباه.
    Ve gerçekten umuyorum ki bütün enerjimizi, yeteneğimizi ve bütün etkimizi bu sorunu çözmek için çoğaltırız. TED وأتمنى فعلا ، أن نضاعف طاقاتنا جميعها، كل مهاراتنا ، وكل تأثيرنا ونفوذنا ، لحل هذه المشكلة.
    Bir sorunu çözmek için tutulduk ki çözdük, tıpkı profesyoneller gibi ki öyleyiz. Open Subtitles لقد تمّ التعاقد معنا لحلّ مُشكلة، وهو ما فعلناه، كالمُحترفين، ونحن كذلك بالفعل.
    Sonra madenciler, bazı zor sorunları çözmek için işe koyuluyorlar. TED يشرع بعدها المنقبون في العمل، محاولين حل بعض المشاكل الصعبة.
    O limitteki bir bilgisayarı neden... problem bulmuşsan çözmek için çok az zaman kalmışken neden test edersin? Open Subtitles لماذا قمتِ بالإختبار بهذه المعدلات و لم يتبقى سوى أيام قليلة لإصلاح المشكلة ، إذا وجدتي مشكلة ؟ كنت أعيد التدقيق فحسب.
    Ayrıca öteki ben bu durumu çözmek için buraya geliyor. Open Subtitles و نظيرتي في طريقها إلى هنا الآن لتسوية هذا الأمر.
    Bu sorunu çözmek için... ...onların doğal piramidini çıkarıyoruz. TED لكننا أخذناهم خارج هرمهم الطبيعي لنحل هذه المشكلة.
    Algoritmaları çözmek için gerçek zamanlı askeri seviyede şifreleme sistemi kullanıyoruz. Open Subtitles نستخدم الرتب العسكرية لبرامج التشفير لفك الحلول الحسابية في الوقت الفعلي.
    Şirketler sorunu çözmek için bizi işe alır, onları kötü yapan her neyse halletmemiz için. Open Subtitles الشركات تستأجرنا لتحل مشكلة نصلح ما يجعلهم فاسدين
    Nato'nun bu problemi çözmek için ortak sorumluluğu var . Open Subtitles منظمة حلف شمال الأطلسي لَها مسؤولية مشتركة لحَلّ هذه المشكلةِ.
    gerisi din, yüksek öğretim ve hastanelere. ve 60 milyar ABD Doları sözünü ettiğimiz dev sorunları çözmek için yeterli değil. TED الباقي يذهب الى الدين و التعليم العالي و المستشفيات تلك ال 60 مليون دولار لا تقترب ان تكفي لمعالجة تلك المشاكل
    Ve şüphesiz, bu sorunları çözmek için uluslar olarak iş birliği ve dayanışma içinde olmalıyız. TED ومن الواضح جداً أنه علينا أن نتعاون وأن نتحد كأمم إذا كنا سنقوم بحل تلك المشكلات.
    Merak etmeyin efendim. Bunu çözmek için tüm gece mesai yapacağım. Open Subtitles لا تقلق سيدي , سأسهر هنا طوال الليل , لأحل هذا
    "Nerede çözecek bir suç varsa, çözmek için orada... olacağım." Open Subtitles أينما كانت هناك جريمة غير محلولة فسأكون أنا موجود لحلها
    İşler daha da kötüleşmeden bu sorunu çözmek için elinizden gelen her şeyi yapar mıydınız? TED هل كنت ستقوم بكل ما بوسعك فعله لتصلح هذه المشكلة قبل أن تتفاقم؟
    Özür diliyorum ve sizi temin ederim ki, bu sorunu çözmek için uygun gördüğünüz her kararda sizinle işbirliği yapmak istiyorum. Open Subtitles أعتذر وأؤكد لك أنني مستعد للتعاون مع أي دورة تظنها مناسبة لكي نحل هذه المشكلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد