Sen, Tanrı'nın, şefkatsiz olduğunu düşünürsün Çünkü o, sana bunu yaptı? | Open Subtitles | انت تعتقد أن الله قاس لانه فعل هذا لك ؟ ؟ |
Arzularınızın ne olduğunu bilmemi kabul edemezsiniz Çünkü o sizi bildiğim anlamına gelir. | Open Subtitles | لا تستطيع تقبل أنني حقاً أعرف ما ترغبه لأن ذلك يعني أن أعرفك |
güzel Çünkü o utangaç ve tahminen pek fazla yaşayamaz. | Open Subtitles | جيد ، لانها ضعيفة جداً وربما ليس لديها الكثير لتعيش |
Baban da benzin istasyonunda dolaplar çevirirdi, Çünkü o da kancıktı. | Open Subtitles | وأبوك كان يمارس الدعارة في محطّة وقود لأنّه كان عاهراً أيضاً |
Ama beni zorlamaktan vazgeç Çünkü o adam tipim değil. | Open Subtitles | ولكن توقفي عن دفعي لأن هذا الرجل ليس من صنفي |
Bu şekilde iz bırakmıyorlar demek, Çünkü o şeyleri böyle ödüyorlar. | Open Subtitles | لن يتركوا بصمة الكترونية، لأن تلك هي طريقتهم بالدفع مقابل الأشياء |
Üç ay boyunca dışarıdaki otomatik ışıklar sönmedi, Çünkü o kadar karanlıktı. | TED | لثلاث أشهر، لم تنطلق الأضواء الآلية من الخارج لأنها كانت بهذه الظلمة. |
dedim. Her neyse, yani sizler bu gösteriyi izleyebiliyorsunuz, Çünkü o harika, ve onun ismi Mark. | TED | على كل حال، أنتي هنا لمعاملة، لانه رائع, و اسمه مارك |
Cynthia Breazeal: Kismet insanlarla bu şekilde konuşmayı bilmeyen yada yeni öğrenen bir çocuk gibi iletişim kurdu, bu ona çok uygundu Çünkü o türünün gerçekten de ilk örneğiydi. | TED | و هكذا كيسميت تفاعل مع الناس مثل طفل لا يستطيع الكلام بعد و افترض ان ذلك كان مناسبا لانه كان فعلا الاول من نوعه |
Çünkü o öncelikli bir su hakkına sahip, suyu deredeki diğer kullanıcılardan koruyabilir. | TED | لانه من ذوي الحقوق المائية بالافضلية ويمكنه ان يحمي حصته في الجدول من الآخرين |
Hayır, Çünkü o zaman başka biri senin işini yapıyor olur. | Open Subtitles | لا, لأن ذلك يعني ان احداً ما يقوم بكل العمل لك |
Halüsinasyon görüyorum Çünkü o kırmızı kapüşonlu şerefsiz zihnime fikirler soktu. | Open Subtitles | أنا أهلوس لأن ذلك الوغد صاحب القلنسوة الحمراء يضع أفكاراً برأسي |
İşte böyle önemli olmasından dolayı bu teknolojinin sorunlarına yakından bakmaya karar verdim, Çünkü o hayatımız için çok gerekli. | TED | مدفوعاً بأهمية ذلك قررتُ ان ابحث في القضايا التي تواجه هذه التقنية لانها اساسية جدا في حياتنا |
Çünkü o bizimdi, şimdi daha yükseklerin. | Open Subtitles | لانها كانت فكرتنا، الان هي من القيادة العليا |
Basitçe söylemek gerekirse Stan zayıflar üzerinden besleniyor, Çünkü o bir serseri. | Open Subtitles | سوف يكون سهل جدّاً لستان أن يتنمر على الضعفاء ببساطة لأنّه ضعيف |
İnsanlar cam evlerin içinde yaşamamalıdır, Çünkü o zaman boğulur! | Open Subtitles | الذي بيته من زجاج، مخطئ لأن هذا ما سيحصل له |
Çünkü o hatun tüm biraları boş bir bebek arabasına yuvarlıyordu. | Open Subtitles | لأن تلك السيدة كانت تدفع كل هذه الجعة في عربة فارغة |
Çünkü o öyle büyütülecek bir sesi ve tecrübesi olmayan sıradan bir kızdı ama adı afişlerde Deandra'yla birlikte yer alıyordu. | Open Subtitles | لأنها كانت مجرد فتاة مع صوت لا بأس به بدون أي سيرة ذاتية وهي من كانت في قمة العناوين مع دياندرا |
Ona göre buradaki farkı yaratan Tom olabilirmiş Çünkü o adapte olalı yıllar geçmiş, diğerleri için sabit bir örnek olabilir. | Open Subtitles | إنه يعتقد بأنه توم الذي عامل الفارق هنا لإنه حصل على سنوات كثيره حتى تكيّف ربما هو يعمل كقوه راسخه للأخرون |
Çünkü o zaman doğru dozda vermiştin. Okuyabiliyor musun? | Open Subtitles | هذا لأنه تم اعطائه الجرعه الصحيحه، هل تستسطيعين القراءه؟ |
Seni sevgiyle örtmeye gelir, Çünkü o senin gerçek etindir. | Open Subtitles | إنّها آتية لتُغطّيك مع الحب لأنّها تكون جسدك الحقيقي |
Tekne doluydu, ama karıma yer verdiler Çünkü o hamileydi. | Open Subtitles | القارب كان مليئاً ولكن عملوا غرفه لزوجتى لإنها كانت حامل |
Poirot'ya değil, Bryan'a sürpriz olacaktır, Çünkü o Bryan'ın yeni filminin öteki başrol oyuncusu. | Open Subtitles | ليس فقط للسيد بوارو, ولكن لبراين ايضا لأنه هو الممثل المساعد فى فيلمه الجديد |
Dostum, o akıl hastası zenciye öyle güzel davranmalısın ki Çünkü o orospu çocuğu, seninle konuştuğu ölçüde seni öldürür. | Open Subtitles | يا رجل، عليك أن تعامل ذلك المعتوه بلطف لأنّ ذلك اللعين سيقتلك بقدر ما يتحدث معك |
Bir malzeme çok nadir birden çok şey içerirdi, Çünkü o bir malzemeydi. | TED | لا يكاد يحوي أي شئ أكثر من مكوّن واحد، لأنه لم يكن مكوّن. |
Bunu sana ödettiremem, Çünkü o yaptı. | Open Subtitles | لا يمكنني جعلك تدفع ثمن هذا لأنها كانت هي |