Seni öldürmekte tereddüt edeceğimi mi sanıyorsun? Ya da bu odadaki her federal ajanı? Ülkemin çıkarı için bu gerekiyorsa bunu yaparım. | Open Subtitles | هل تعتقد أني سأتردد في قتلك أو أي عميل فيدرالي لمصلحة بلادي؟ |
Bu bal özünü meşe ağacının çıkarı için değil mazının içindeki küçük larvanın hayrına üretmektedir. | Open Subtitles | ولا ينتجه لمصلحة شجرة البلوط وإنما لصالح يرقة صغيرة تقبع داخل العفصة. |
Bu soruşturmanın çıkarı için kararı size bırakacağım Dr. Brennan. | Open Subtitles | لمصلحة هذا التحقيق سوف أذعن لرأي د . برينان |
Çünkü iblis kendi çıkarı için, işe yaramasına izin verdi. | Open Subtitles | لأنَّ الشيطان سمح لها بذلك لمصلحته الشخصية |
Hepinizi kendi çıkarı için kullanıyor ama hâlâ onu koruyorsunuz. | Open Subtitles | غبية، أنه يستخدمكم لمصلحته الخاصة، وكلكم تساندوه |
Senin konumunda birinin şahsi çıkarı için olayları büyütmesi daha önce de oldu. | Open Subtitles | تعرف ، لم يُسمع عن شخص في منصبك لتضخيم الأمور لتحقيق مكاسب شخصية |
Hepinize şunu diyorum ki buraya bize ait iki ülkenin aslında tek ülkenin çıkarı için geldim. | Open Subtitles | :أقول لكم جميعا جئت الى هنا لمصلحة بلدينا التي هي، في الحقيقة |
(Kahkahalar) Porno terimini bilinçli kullanıyorum çünkü bu fotolar bir grup insanı diğer bir grubun çıkarı için nesneleştiriyor. | TED | (ضحك) و أستخدم المصطلح (إباحي) عمداً، لأنها تجسد مجموعة واحدة من الناس لمصلحة مجموعة اخرى من الناس. |
David'e yardım etmek için her ne yaptıysan, çocuklarımın çıkarı için değildi. | Open Subtitles | مهما كان ما فعلته لمساعدة (ديفيد) لم يكن لمصلحة أطفالى أبداً |
Dün olanlar yüzünden Kenny Ryan'dan şüphelenmenin tek sebebi Nate'in Conrad'in çıkarı için karıma ne yaptığını bilmenden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي قد يجعلكِ تشكين في (كيني راين) في حادثة أمس (هو أنكِ كنتِ تعلمين ما فعله (نايت) لزوجتي لمصلحة (كونراد |
Bence dengesizdi ve onu Francis Underwood'un çıkarı için öldürdü. | Open Subtitles | أعتقد أنه غير مستقر ـ قلنها لمصلحة (فرانسيس أندروود) ـ توقفي من فضلك |
Kimin çıkarı için? | Open Subtitles | لمصلحة من؟ |
Ve o gece neler yaşadığını biliyor bunu sadece kendi çıkarı için kullanıyor. | Open Subtitles | وهو يعلم ما مررت به تلك الليلة وهو يستغلّ ذلك لمصلحته |
Rahul bize yardım etmedi. O çıkarı için herşeyi yaptı. | Open Subtitles | انه لم يساعدنا لقد فعل هذا لمصلحته |
Ya ticaret yapıyor ya da esrar laboratuarlarını basma tecrübesini kişisel çıkarı için kullanıyor. | Open Subtitles | الآن , وإما انه كان يوم التداول أو انه كان يستخدم خبرته للقبض على اصحاب المختبرات لتحقيق مكاسب شخصية |