Poşeti pişirme işleminden 1 saat önce buzdolabından çıkarmayı unutmayın yeter. | Open Subtitles | فقط تأكد من إزالة الكيس من الثلاجة قبل ساعة من الطهي |
Çoraplarını çıkarmayı daha yeni kabul eden bir adama göre büyük ilerleme. | Open Subtitles | يا للهول، إنها خطوة كبيرة لشخص فقط وافق مؤخراً على خلع جورابه |
Başkanlık kararnameleri çıkarmayı gerçekten severdi. | TED | حسناً، لقــــــــــد أحــــب إصدار القرارات الرئاسية. |
Bayan Amsalem'le buluşacağım gün cenazeden gelmiştim ve kafamdaki takkeyi de çıkarmayı unutmuşum. | Open Subtitles | في اليوم الذي كان لدي موعد مع السيدة فيفيان قدمتُ من جنازة و نسيت أن أخلع القلنسوة |
Şartlı tahliyedesin. Bu kez seni hapisten çıkarmayı başaramayabilirim. | Open Subtitles | انت تحت المراقبة فإن سجنت فلن أستطيع إخراجك |
Fakat hizmetçi gelmeden çıkarmayı unutmayın. | Open Subtitles | لكن لا تنسي إخراجه قبل وصول الشغالة |
Kafasından çıkarmayı ne kadar istediğine bağlı. | Open Subtitles | هذا يعتمد على مدى رغبتها في إخراجها |
Botla hazineyi adadan çıkarmayı planlıyor olmalılar. | Open Subtitles | هذا المركب سيكون هو خطتهم لإخراج الكنز من الجزيرة |
Ürettiğimiz mürekkepten baloncukları çıkarmayı başardığımızda kutlama zamanı demektir. | TED | حالما نتمكن من إزالة الفقاقيع من الحبر الذي ننتجه، يحين وقت الاحتفال. |
Bak, görevli etiketi çıkarmayı unutmuş. | Open Subtitles | هيه، أنظري، البائع نَسى إزالة السعر من هذا |
Cihazı, beyninden çıkarmayı başarmışlar ama çok geç olmuş olabilir. | Open Subtitles | استطاعوا إزالة الجهاز من دماغه, لاكنها قد تكون متأخرة |
İç çamaşırını dişlerimle çekip çıkarmayı çok isterim. | Open Subtitles | أريد فعلاً خلع ملابسكِ الداخلية بـ أسناني |
İçeri girerken ayakkabılarınızı çıkarmayı unutmayın! | Open Subtitles | لا تنسوا خلع أحذيتكم قبل أن تدخلا وأنتما راجعين |
Her Meg deyişimde bu salak sesi çıkarmayı da kes. | Open Subtitles | وتوقف عن إصدار ذلك الصوت عندما يقول أحدهم ميج |
Yok yok, para için elbiselerimi çıkarmayı seviyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا أحب ان أخلع ملابسي مقابل المال |
Eğer S.H.I.E.L.D buradaysa sizi gizli bir yoldan çıkarmayı tercih ederim. | Open Subtitles | لكني أفضل إخراجك من مكان آخر نظراً لتواجد شيلد |
Yani, çıkarmayı ya da kaçmayı aklına bile getirme. | Open Subtitles | لذا انس أن تحاول إخراجه أو الهروب |
Ama hiçbirini bir türlü çıkarmayı başaramadık. | Open Subtitles | لكننا نواجه صعوبة في إخراجها |
Nesneyi korumak için Avrupa'dan çıkarmayı konuşuyorlar. | Open Subtitles | كانوا يقومون ببعض الترتيبات لإخراج قطعة أثرية من أوروبا لإبقائها بأمان |
Onu oradan nasıl çıkarmayı planlıyorsun? | Open Subtitles | كيف تخطط لإستخراجه من هناك ؟ |
Arabamda çükünü çıkarmayı aklından bile geçirme. | Open Subtitles | لا تفكّر حتّى بإخراج قضيبك في سيّارتي |
- Şeytan çıkarmayı ben yapmalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أقوم بإستخراج الأرواح الشّرّيرة هذا صحيح |
Peki onları uçaktan nasıl çıkarmayı planlıyorsunuz? | Open Subtitles | إذا كيف تنوي إخراجهم خارج المنزلقة |
Altı yaşındaki Nicky alevler içindeki arabadan ailesini çıkarmayı başardı ama artık çok geçti, ve Nicky, bugün olduğu gibi yine bir başına kaldı. | Open Subtitles | وقع حادث سير. تمكّن "نيكي" ذو الست سنوات من سحب والديه من السيارة المحترقة، ولكن كان قد فات الأوان. |
Yani bizi o kayalıklara buz üzerinde mi çıkarmayı düşünüyorsun? | Open Subtitles | تريديننا أن نتسلق؟ نتسلق لقمة المنحدرات على الجليد؟ |
Şeytan çıkarmayı bile | Open Subtitles | حتى طرد الارواح الشريرة ، الخ. |