Demek öpüşüyoruz ama çıkmıyoruz. | Open Subtitles | , إذاً نحن نقبل بعضنا البعض لكننا لا نتواعد |
Artık çıkmıyoruz. Uzun zaman önce ayrıldık. | Open Subtitles | نحنُ لا نتواعد بعد الآن لقد إنفصلنا منذ وقتٍ طويل |
Hayır, dostum, çıkmıyoruz. | Open Subtitles | لا، يا رجل، نحن لا نتواعد. حسنًا، ليس بعد. |
Neden Büyükelçi'nin konutuna bir geziye çıkmıyoruz bakalım Büyükelçi bu konuda ne söyleyecek? | Open Subtitles | لما لا نذهب الى محل اقامة السفير ونرى ماذا سيقول حيال الامر؟ |
Tekrar söyleyeceğim, sonra gazeteye ilan vereceğim. Biz çıkmıyoruz. | Open Subtitles | سأقولها مرة أخرى ثم سأضطر لطبع ملصقات، "هذا ليس موعداً" |
Yani, çıkmıyoruz çıkmayacağımız da bariz ortada. | Open Subtitles | أنا أقصدت, نحن لا نتواعد وانها واضحة جدا اننا لن نفعل ذلك أبدا. |
Bir, suçluluk psikolojisi bende işlemez iki, katilin bu olduğundan emin değilsin üç, ikimiz çıkmıyoruz yani benden böyle şeyler isteyip duramazsın. | Open Subtitles | الاول, الشعور بالذنب لا يأجد معي الثاني, أنتي لا تعرفين أنه القاتل و الثالث, أننا لسنا نتواعد |
Biz artık çıkmıyoruz, yani demek istediğim, ilişkimizi gözden geçirme kararı aldık. | Open Subtitles | حسناً لم نعد نتواعد ..بشكل واضح بعد الآن لذا عليّ التغاطي وإنهاء بعض التفاهات |
Beni davet etmemiş sayılmazsın. çıkmıyoruz sonuçta. | Open Subtitles | ليس و كأنه كان يجب أن تدعوني ، نحن لا نتواعد |
- Şirkete hoş geldin. çıkmıyoruz. Tamam. | Open Subtitles | مرحبًا بك في الشركة. نحن لا نتواعد. حسنًا. |
Sana söylemedim ama biz artık çıkmıyoruz. | Open Subtitles | ،حسناً، لم أخبركِ بهذا لكننا لا نتواعد الآن |
Annemle bana dönecek olursak biz gerçekten çıkmıyoruz. | Open Subtitles | إذن، بشأن أمري انا ووالدتي لسنا نتواعد حقاً |
Tam da herkesin ilgisini çekecek tarzda ama aslında artık çıkmıyoruz. | Open Subtitles | قصة صغيرة ملهمة للأنسانية ،لكننا بالواقع لسنا نتواعد بعد الآن |
Yani, sen ve ben gerçekten... çıkmıyoruz. | Open Subtitles | أعني ، أنا وأنتِ لسنا في الواقع نتواعد |
O ve ben kıskançlık yapabilecek kadar çok uzun bir zamandır çıkmıyoruz. | Open Subtitles | أقصد أننا لم نتواعد لمدة كافية حتى أشعر بالغيرة لكن... |
Shep, biz çıkmıyoruz. Hiç çıkmadık. | Open Subtitles | شيب إننا لا نتواعد لم نتواعد أبداً |
-Artık çıkmıyoruz. Kusura bakma. | Open Subtitles | لم نعد نتواعد بعد الآن أنا آسفة |
Neden hep beraber yemeğe çıkmıyoruz, ben de böylece sizi tanıştırırım. | Open Subtitles | لماذا لا نذهب كلنا للعشاء، وسأعرفك عليه. |
çıkmıyoruz. İş mevzusu bu. | Open Subtitles | هذا ليس موعداً ، إنه أمر يتعلق بالعمل |
çıkmıyoruz. Sadece dans ettik. Dansta karşılaştık. | Open Subtitles | لن نخرج, نحن نرقص لقد تقابلنا أثناء الرقص |
O kadar uzun süredir çıkmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لم نخرج مع بعض منذ مدة طويلة |
J.D., yalnızca kahve içiyoruz. çıkmıyoruz. | Open Subtitles | جاي دي)، إنه كوب قهوة فحسب) ليس موعداً غرامياً |
Niye dışarı çıkmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لانخرج لمكان ما ؟ |
Neden dışarı çıkmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نخرج من هنا؟ |
Hey, kasabanın dışına çıkmıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | مهلاً، نحن لا نغادر البلدة، صحيح؟ |