Neden yaşlı erkeklerin genç kızlarla çıkması uygun ama yaşlı kadınların genç erkeklerle çıkması uygun değil? | Open Subtitles | لماذا دائمًا بامكان الرجال ان يواعدوا فتيات اصغر منهم، لكن ليس للنساء ان تواعد فتياناً اصغر منهن؟ |
Dünya liderleri aralarında konuşup gerçek L'in Tv'ye çıkması kararını almışlar. | Open Subtitles | بما يتفق مع رغباتهم، تناقش قادة العالم وهم يريدون من إل الحقيقي الظهور على التلفاز |
Will'in Charlotte'un göğüslerine doğru yola çıkması nasıl müthiş bir olay olabiliyor? | Open Subtitles | كيف يكون خبر خروج ويل مع أثداء شارلوت الكبيره خبرا جيدا؟ ؟ |
Birisi daha baştan çıkarıcı yeni bir faşizm türünün çıkması, bununla birlikte diktatörlüklerin tam olarak faşist olmayabileceği ama tüm verileri kontrol altına alabileceği. | TED | أحدها هو عودة ظهور شكل مغر من الفاشية، وبجانب ذلك، ديكتاتوريات قد لا تكون فاشية تمامًا، ولكنها تتحكم في جميع البيانات. |
Duman çıkması için arkada buzları kaynatıyorlardı. | Open Subtitles | و كانوا قد صنعوا إناءات ثلج جاف ليخرج منهم الدخان |
Harika ya. Karşı koyuyor. Tekrar ortaya çıkması an meselesidir. | Open Subtitles | بديع، إنّها تقاوم، وما هي إلّا مسألة وقت حتّى تفيق مجددًا. |
Böylesine kötü bir düşüşten sonra dışarı çıkması beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | خروجه بعد هذه السقطة الكبير تشعرني بالتوتر، |
Diğer taraftan çıkması üç gün alıyor. | Open Subtitles | و... وتستغرق ثلاثة أيام لتخرج للجانب الآخر. |
Evet, işte burada. çıkması tahminimden biraz uzun sürdü. | Open Subtitles | اجل هذا هو ، لقد استغرق وقتا كثيرا للظهور |
Bir saha ajanıyla çıkması için değil. | Open Subtitles | لأتأكد أنها فى أمان ليس حتى تواعد عميل ميدانى |
Wall Street'ten birisiyle çıkması sana da garip gelmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه أمر غريب أنها تواعد شخص من أسواق تداول الأوراق المالية؟ |
Geçtiğimiz pazartesi HAYIR kampanyasında Ulusal İstihbarat Servisi'nde uygulanan 50'den fazla işkence vakasını belgelerle tespit eden bir yargıcın ekrana çıkması engellendi. | Open Subtitles | برنامج تلفزيوني معارض في خلال أيام الأثنين الماضيات قاضي منع قضية من الظهور |
Bu enerjileri yönlendirerek güzel asistanımı sahnedeki bu kutunun içinden çıkması için taşıyacağım. | Open Subtitles | بتوجيه هذه الطاقات... سأنقل مُساعدتي الجميلة عبر المسرح... لتُعاود الظهور في هذا الصندوق. |
Bu şeyin yörüngeden çıkması konusunda endişelenmekte haklıydın. | Open Subtitles | لقد كنت محقاً بقلقك في خروج هذا الشيء من مداره |
Bu olay Nato'nun Balkanlardan temiz bir şekilde çıkması ümitlerini de yoketti. | Open Subtitles | وهذا يَفسد امل منظمة حلف شمال الاطلنطى فى خروج نظيف وآمن من دول البلقان |
Ne? Ayın çıkması için daha erken! | Open Subtitles | ألا يزال الوقت مبكراً جداً على ظهور القمر ؟ |
Dün geceden sonra ikimizden birinin ortaya çıkması sadece kıçımızı tekmeletmemize yol açar. | Open Subtitles | ظهور واحد منّا بعد ليلة البارحة كطلب أن نُبرح ضرباً |
Julio'nun fransızca sınıf arkadaşı ile çıkması ise 11 ay sonrasını buldu. | Open Subtitles | استغرق الأمر 11 شهراً لخوليو ليخرج مع زميلة بدورة لغة فرنسية، خوليو و تونيوتش قلت لقائتهم مع الوقت |
Strickler, O'Neill'ı Amerika dışına bir kargo gemisiyle çıkması için ayarlamış. | Open Subtitles | "ستركلر" دبر لـ "أونيل" ليخرج من الولايات المتحدة عبر شركة شحن |
Harika ya. Karşı koyuyor. Tekrar ortaya çıkması an meselesidir. | Open Subtitles | بديع، إنّها تقاوم، وما هي إلّا مسألة وقت حتّى تفيق مجددًا. |
Bakalım çıkması ne kadar sürecek. | Open Subtitles | فلنَرَ كم سيستغرق من الوقت خروجه من هناك |
- Kabuğundan çıkması için bir şans ver ona. | Open Subtitles | فقط أعطها فرصة لتخرج من قمقمها. |
Evet, işte burada. çıkması tahminimden biraz uzun sürdü. | Open Subtitles | اجل هذا هو ، لقد استغرق وقتا كثيرا للظهور |
Galanın birinde çıkması karşılığında 100 bin dolar aldığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمون أنها حصلت على 100ألف فقط لتظهر في العرض المبدئي ؟ |
- Tek farkı sesinin araba çarpmış gibi çıkması. | Open Subtitles | لها فقط أن لها صوت كأن سيارة داست عليها لكن ليس مثل هذه بالطبع |
Mevcut çalışanların, gelecekte oluşturacakları borçların mevcut bütçeden çıkması gerektiği gerçeğini kavramamız gerekiyor. | TED | ينبغي أن نعرف حقيقة أن الموظفين الحاليين، والديون المستقبلية التي يتركونها، أن ذلك ينبغي أن يخرج من الميزانية الحالية |
Asansörün 26'ıncı kata çıkması için ayrı bir anahtar gerekiyor. | Open Subtitles | حراسة أمنية مشدّدة على المصاعد حرّاس في الزي الرسمي. المصعد يذهب للطابق 26 سأحتاج الى قطعة خاصة |