ويكيبيديا

    "çabucak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سريعاً
        
    • سريع
        
    • بسرعه
        
    • سريعا
        
    • سريعة
        
    • سريعًا
        
    • وبسرعة
        
    • بأسرع
        
    • السرعة
        
    • بسرعة
        
    • بسهولة
        
    • السريع
        
    • بأقصى سرعة
        
    • لمح البصر
        
    • السريعة
        
    Bunun çabucak biteceğini biliyorum ama sonra ayrılamayacaklar için endişe ediyorum. Open Subtitles أعلم أن الأمر سينتهي سريعاً لكنني أقلق على أولئك الذين سيموتون
    Peki, otobüsler gelmeden alt düzey personelle çabucak toplantı yapayım dedim. Open Subtitles حسناً, أردت اجتماعاً سريعاً مع الطاقم الإداري قبل أن تصل الحافلات.
    Şehrim Bangalore'yi nasıl çizdiğimi gösteren kısa bir klibi size çabucak sunmak istiyorum. TED سأريكم مقطع فيديو سريع جدا لأريكم كيف أرسم، وأريكم القليل عن مدينتي، بانغلور.
    Umarım çabucak tamir edilir de, buraya en kısa zamanda geri dönersiniz. Open Subtitles حسناً، أتمنى ان تتم التصليحات بسرعه حتى نستطيع أن نستعيد هنا بسرعه
    2008'de bir soruşturma açtık, ama çabucak faili meçhul hale geldi. Open Subtitles لقد فتحنا تحقيق فى 2008 لكنه سريعا ما اصبح قضية باردة
    - çabucak kapat dosyayı. - Ben de buna çalışıyorum komiser. Open Subtitles وثيقة الآن هو سريعة أنا أحاول أن نفعل ذلك ، والنقيب
    Bütün bunların hepsini çabucak ve sistematik olarak öğrenmek istiyorduk. TED أردنا أن نجعلها ممكنة لنعرف عن جميعها سريعًا وبشكلٍ منظم.
    Her ne kadar, yaşıtı oğlanlar gibi çabucak kafası dağılıverse de. Open Subtitles على الرغم ان معظم الاولاد في مثل عمره يسرح عقلهم سريعاً
    Telefonda konustugun herkes zengin olmak istiyor, hem de çabucak zengin olmak istiyor. Open Subtitles كل شخص تتصلون به يريد أن يصبح ثرياً و يريد ذلك سريعاً
    Ve çabucak yakaladılar. Open Subtitles أثرت كثيراً على الثوار ، و أستسلموا سريعاً
    Bekle arkandaki genç adam çabucak medikal bir soru soracak. Open Subtitles مهلاً، ثمة شاب يقف وراءك ويريد طرح سؤال طبي سريع
    çabucak göz atalım şunlara, mümkün olduğunca çabuk bitirmek istiyorum bunları, çünkü saat aleyhimize işliyor, görebiliyorum. TED لذلك دعونا نذكر تلك بشكل سريع جدا ، وسأمر عليها بسرعة كبيرة جدا جدا، ﻷنني أرى الساعة في العد التنازلي.
    - Yapabilirdim sizi onlara yaptığım gibi çabucak halledebilirdim ama yapmadım. Open Subtitles كان بإمكانى أن اقتلكم بسرعه مثلما قتلت هؤلاء، لكننى لم أفعل
    Komutan babalık moduna çabucak girdi ve benim tek yapabildiğim gülümsemekti. Open Subtitles السيد اندمج بسرعه فى دور الابوه الشئ الوحيد الذى فعلته هم التبسم
    bu da pazarı çabucak geliştirecek ve aynı zamanda otomobil üreticilerinin daha fazla kazanmasını sağlayacaktır TED هذا يوسع الخيار سريعا في السوق و في الواقع يجني بسببه صناع السيارات المزيد من الارباح ايضا
    Eylülde günbatımından sonra hava çabucak karardığından, şimdi etraf çok daha karanlıktı. Open Subtitles لقد أصبحت أكثر ظلاما الآن " "الليل يأتى سريعا فى شهر سبتمبر
    Peki, hadi çabucak 2016 Londra Borsa'sındaki ilk yüz şirkete göz atalım. TED حسنًا، دعونا نلقي نظرة سريعة على أفضل 100 شركة، في سوق الأوراق المالية في لندن في عام 2016.
    Hiç resmiyete girmeden işlerini çabucak bitirelim. Unutmayın. Open Subtitles نعم، مهمة سريعة دون أي أوراق قانونية وننتهي
    çabucak öğrendiğim ki pek fazla bir şey bilmiyoruz. TED كان ما عرفته سريعًا هو أنّنا لا نعرف الكثير.
    O zaman çabucak: Buradan diğer bir ilginç fikre geçebilirsiniz. TED إذاً، وبسرعة: يمنكم التنقل من فكرة مثيرة للاهتمام إلى أخرى.
    çabucak onu yakalıyoruz. Bunun için ne gerekiyorsa onu yapın. Open Subtitles أمسك به بأسرع وقت ممكن أفعل ما يجب عليك فعله
    Size göstereceğim şey şu: kolumu içeriye sokacağım ve size nasıl da çabucak ısırdıklarını göstereceğim. TED ما سوف أُريكم هو أننى سألصق ذراعى بداخله و سوف ترون السرعة التى سيلدغونى بها.
    Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart. Open Subtitles حالما نصبح في الداخل أخرجه من هناك بسرعة قبل وصول الصحافيين
    Bakın, buradaki piyasada arabaları çabucak en yüksek fiyata elden çıkarabiliriz. Open Subtitles بالطريقة الموجودة بها السيّارة هنا، يمكننا تفريغها بسهولة ونحصل على النقود
    Nüfusun yaklaşık üçte birinin arabada veya bir tekne, tren, uçakta giderken bir kitaba bakmak çabucak midelerinin bulanmasına sebep oluyor. TED بالنسبة لثلث الناس، النظر إلى كتاب في سيارة متحركة أو في قارب أو قطار أو طائرة يعني الإحساس السريع بألم في المعدة.
    Amerikan teknolojisinin kendine güvenini tekrar sağlamak için çabucak bir şeyler yapılmalıydı. Open Subtitles كان لابد من القيام بامر ما بأقصى سرعة لاستعادة الثقة في التقنية الأميركية
    Bence çabucak toparlarım. Open Subtitles أنا متأكدة بأنهُ يمكنني تنظيفهُ في لمح البصر
    çabucak bir zevkle baştan çıkarılmak Alışık olmayan için çok zor fedakarlık. Open Subtitles إنه فقط الإغراء بالسعادة السريعة الذى كان قويا لدرجة يصعب التضحية بها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد