| Burada kalabilirsin ve birlikte çalışırız böylece geldiğin gelecek asla gerçekleşmez. | Open Subtitles | يمكنكي ان تنتظري و نعمل سويا لضمان ان المستقبل لم يحدث |
| Gördüğün gibi, ya beraber çalışırız, ya da hiç çalışmayız. | Open Subtitles | اسمعى, نحن إما نعمل معاً أو لا نعمل على الإطلاق |
| Ve bu olduğunda, biz genellikle eskiden olduğumuz o küçücük parçaya tutunmaya çalışırız. | Open Subtitles | عندما يحدث ذلك، نحاول أغلب الأحيان التشبت ولو بشيء قليل مما كنا عليه |
| Ama ne zaman ucuz yemek ve oyunlar olsa gitmeye çalışırız. | Open Subtitles | لكن لطالمـا نحاول الذهاب عندمـا يكون لديهـم طعـام رخيص و ألعـاب |
| Bir gün dükkan açarsam çalışırız, lanet cüce! | Open Subtitles | نحن سنعمل سوياً عندما افتح دكان للحبوب ايها الجني الخبيث |
| Bunun üstesinden gelmeye çalışırız, değil mi Hughes? | Open Subtitles | سنحاول أن نتجاوز هذا , أليس كذلك ؟ نعم , سيدي |
| sen o bız hepımız sıkı çalışırız ama sadece cok az kişi şanslıdır | Open Subtitles | أنت، هو، هي، كلنا نعمل بجدّ لكن فقط بضع الناس لديهم صلة بالحظ |
| Onun kemik ağrıları ve yorgunluğu üzerinde çalışırız. Ama zamanın çoğunu onun hayatını yüksek sesle düşünerek geçiririz -- gerçekten, hayatlarımız hakkında. | TED | نعمل على ألم عظامه واعيائه لكن نقضي أكثر الوقت نفكر بصوت عالي سوية حول حياته حقاً, عن حياتنا |
| Hep beraber çalışırız, bunu yapmak hoşumuza gidiyor çünkü eğleniyoruz. | TED | نحن نعمل جميعنا معًا، وهذا شيء نريد إنجازه لأننا نستمتع خلال ذلك. |
| Hepimiz, kazanabileceğimize emin olduğumuz durum ile kazanacağımızı umduğumuz durumda biraz farklı çalışırız. | TED | فجميعاً نعمل بشكل مختلف قليلاً عندما نكون متأكدين من الفوز مقابل إذا كنا نأمل أننا سنفعل وحسب |
| Burada beraber çalışırız. Sonrada öğrendiklerin herkesin işine yara. | Open Subtitles | نحن نعمل معـاً، كل ما تتعلميه لمصلحتنـا جميعاً. |
| Onu o kadar iyi tanımayız. Ona çalışırız, sadece. | Open Subtitles | نحن لا نعرفه لهذا الدرجة نحن فقط نعمل عنده |
| Yerel kanun güçleri için biz her zaman özel bir şeyler yapmaya çalışırız. | Open Subtitles | لمَ أنا؟ نحن دوماً نحاول أن نقم بشئ خاص لأفراد قوات الأمن المحليين |
| Hayatın işleyişini anlamaya çalışırız ama hiçbir şekilde ölümü alt edemeyiz. | Open Subtitles | أنّنا نحاول فهم طريقة آلية الحياة، لكنّنا لا نستطيع هزم الموت، |
| Kutulayıp, paketleyip daha iyi hâle getirmeye ve insanlara satmaya çalışırız. | TED | نسلعها نحاول ان نعلبها .. وان نجعلها بصورة يمكن تسويقها ومن ثم بيعها للناس |
| Karanlık ağaçlık bir yol veya... ...orman yolunda, bir yüz veya bir varlık mı diye... ...birçok şeyi ayırt etmeye çalışırız. | TED | فعندما ننظر إلى ممر مظلم أو طريق في غابة نحاول ملاحظة وجه أو مخلوق |
| Olsun. Soyan Boğazlayan davasında birlikte çalışırız. | Open Subtitles | سنعمل على قضية الخانق المُجَرِد بالتزامن |
| Bu konuda daha sonra çalışırız. Seni seviyorum Lois. | Open Subtitles | سنعمل على ذلك في وقت لاحق أنا أحبك , لويس |
| Bunun üzerinde sonra çalışırız, uzun bir iş. | Open Subtitles | سنعمل على ذلك لاحقا إنها مصافحة طويلة جداً |
| Unutmaya çalışırız. İki günlüğüne, her şeyi unutmaya çalışırız. | Open Subtitles | سنحاول أن ننسى الأمر ليومين، سنحاول أن ننسى كل شيء |
| Tanışmamış, yabancılar olarak... biz uyum bulmaya çalışırız... ama burda bir soru var kalbimde | Open Subtitles | ليس لها علاقة بالغرباء، سنحاول إيجاد الوئام، لكن هناك سؤال في القلب |
| Ancak, bu sadece, biliyorsunuz, gerçekten baktığımız zaman hepimizin edindiği bir ilk izlenimdir. Ve biz bunu yorumlamaya çalışırız, | TED | لكن، ذلك فقط، تعلمون، الفكرة المبدئية التي ربما لدي التي نكونها جميعاً عندما تنظر حقيقة. ونحاول الترجمة الفورية، |
| Bizler kusursuzluğa iç sessizlikle ulaşmaya çalışırız. | Open Subtitles | نحن نسعى بإستمرار نحو الكمال بواسطة الصمت الداخلي. |
| Yaşarız, çalışırız ve alışveriş yaparız ve oynarız, farklı yerlerde. | TED | نحن نعيش ونعمل ونتسوق ونلعب في أماكن مختلفة. |
| Teşekkür ederim. Yarın tekrar çalışırız. | Open Subtitles | شكراً لك، سنتدرّب غداً مجدداً. |
| Onlara gidecekleri bir yer bulmaya çalışırız. | Open Subtitles | أَو نحن نُحاولُ إيجاد في مكان ما لهم للذِهاب. |
| Ed ve benle beraber onu yemeğe çağırsana? Nasıl biri anlamaya çalışırız. | Open Subtitles | لما لاتدعينها للعشاء معي ومع (إد) أحياناً بعض التصرفات قد تجعلها تخرج من انغلاقها |