Eskiden mezarlık olan bir yere yapılan site inşaatında çalışıyormuş. | Open Subtitles | كان يعمل في موقع بناء حيث كانت تقع المقبرة سابقاً |
Raul 14 yıldır, Jimbo ise 17 yıldır burada çalışıyormuş. | Open Subtitles | راؤول هنا 14 سنةَ و جيمبو يعمل منذ 17 سنة |
Bombalama olayı sırasında Malik Wellspring Fruit şirketi adına kamyon şoförü olarak çalışıyormuş. | Open Subtitles | فى وقت التفجير مالك كان يعمل كسائق لشاحنه توصيل طلبات لمحل ويلسبرنج للفاكهه |
Fırtınadan kaçmaya çalışıyormuş ve elektrik direğine çarpmış sonra da arabası alev almış. | Open Subtitles | يحاول تلافي الإعصار ولقد سقط عليه عمود كهرباء ولقد أشتعل النار في سيارته |
Bana açgözlü ihtiyar madenini geri almaya çalışıyormuş gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو لي كأنك رجل طماع وكبير السن يحاول استرجاع مناجمه |
Şu anda hiçbir bokun üzerinde çalışıyormuş gibi görünmüyorsun da. | Open Subtitles | لأنني واثقة تماماً بأنّك لا تعمل على أي شيء هنا |
Bu farklı kamu araçları küçük, güzel oluşumlar yaratmak için, birlikte çalışıyormuş gibi gözüküyor | TED | تبدو وكأنها تعمل مع بعضها لتشكل تركيبات جميلة |
Dostum, sadece anlamaya çalışıyormuş gibi yap. Bir şey söyleme. | Open Subtitles | أخي دع الأمر يبدو وكأنك تحاول لا تقل أي شيء |
Kardeşinin dediğine göre Phillip Harris kılıf olarak Zenith Stüdyolarında çalışıyormuş. | Open Subtitles | قال أخته أن فيليب هاريس كان يعمل متخفيا في استوديوهات زينيث. |
Görünen o ki ekip aktif olarak o fikirlerin ikisi üzerinde çalışıyormuş ve üçüncüsü gerçekten dikkatlerini çekmiş. | TED | واتضح أن الفريق يعمل بجد على فكرتين منها ونظرت بجدية للثالثة. |
Keller kilise konutunda çalışıyormuş, doğru mu? | Open Subtitles | أبتى , كيلير يعمل فى منزل القساوسة عندكم , صحيح؟ |
Zack, Boyett Seafood'da çalışıyormuş. | Open Subtitles | يعمل هذا الرجل لدى بويد للماكولات البحرية |
Herbert Dawes. Karaboudjan isimli bir gemide çalışıyormuş. | Open Subtitles | هربرت دوس يعمل على سفينة شحن تدعى كاربودجان |
San Jose'de hayvan karantina merkezinde çalışıyormuş. | Open Subtitles | كان يعمل في محجر صحي للحيوانات في سان خوسيه لعله أصيب به هناك |
Yani sence biri bir şeyi örtbas etmeye mi çalışıyormuş? | Open Subtitles | لذا تظن أن أحدهم كان يحاول تنظيم شيء ما هنا |
Sanırım birileri, birkaç sarayını ele geçirmeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن هناك من يحاول ألاستيلاء على بعض قصوره |
Bence bir şeyleri uzak tutmaya çalışıyormuş. Öyle değil mi? | Open Subtitles | أظن أنه كان يحاول أن يحتفظ بشئ فى الخارج |
Kızınız Yeniden Seçtirme Komitesi için çalışıyormuş. | Open Subtitles | نحن نعرف أن ابنتك تعمل في لجنة إعادة الإنتخاب |
Bak , Bu kadının tüm geçmişini araştırdım 20lerin başında aktris olarak çalışıyormuş. | Open Subtitles | علمت خلفية عن هذه المرأة . . عد إلى العشرينات عندما كانت تعمل كممثلة |
Çok dikkatli. İki işte çalışıyormuş. Müzik menajeri olmak için. | Open Subtitles | ذات روح عالية , إنها تعمل في وظيفتين لتصبح مديرة موسيقى أي كان ذلك يعني |
O kız hak etti anne. Babasının parasını çalmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد استحقت ذلك، يا أمي كانت تحاول سرقة نقود والدها |
Görünüşe göre sinyalin güçlendirildiği röleyi korumaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يُحاول حماية إعادة بثّ الإشارة من إرسال الراديو. |
8 yıldır o evde çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد عمل في المنزل لمدة 8 سنوات و بدون اي سوابق |
Onu havalandırma borularının orada bulduk, buraya gelmeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | وَجدوه في أنابيبِ البخارَ، يُحاولُ شَقّ طريقه هنا. |
Biri Boca'da, biri Nice'de. Haftada 75 saate yakın çalışıyormuş, | Open Subtitles | واحده في بوكا, واحده في نيس ويعمل 75 ساعه بالاسبوع |
Yani onu herkesin önünde öldürdün ve sonra da onu kurtarmaya çalışıyormuş gibi yaptın. | Open Subtitles | قمت بقتله امام مرأى الجميع, وتظاهرت بأنكَ تُحاول إنقاذه. |
Burada çalışıyormuş. Dükkân sahibi geceleri kapanışı onun yaptığını söyledi. | Open Subtitles | عملَ هنا، قال المالك بأنّه كان يغلق المحل ليلاً |
Söylediğine göre sana ulaşmaya çalışıyormuş ama reddediyormuşsun. | Open Subtitles | قالَت أنها كانَت تُحاولُ الاتصالَ بِك و لكنكَ كُنتَ تتجاهلُها |
Söylemlere göre, Kraliçe öldürme işine engel olan kardeşleri ile birlikte çalışıyormuş. | Open Subtitles | الكلمة على الشارعِ ذلك الملكةِ عَملتْ بِجانب أخواتِها، الذي تَدخّلَ في القتلِ. |
Bu maillerin gösterdiğine göre Emlakçı Wendy Mimar Carl ve bu Dewey denen adam alış veriş merkezi projesinde çalışıyormuş. | Open Subtitles | وكارل، المهندس المعماري وهذا الرجل ديوي كانوا يعملون على مشروع مركز تسوق معاً لماذا لم نعلم بهذا ؟ |
Vali Ray ile çalışıyormuş. Muazzam bir tören olacak. | Open Subtitles | إنهُ تَعمَل معَ الحاكِم ري، ستَكونُ حَفلةً مُذهِلَة |
Bakım servisinde kim çalışıyormuş tahmin et. Klainer Coat'ın sorumluluğunda. | Open Subtitles | خمِّن من عمل لصالح شركة النظافة المسؤولة عن معاطف "كلاينر"؟ |