Lockhart işe yaramaz olabilir, ama Sırlar Odası'na girmeye çalışacak. | Open Subtitles | قد يكون لوكهارت عديم الفائدة لكنه سيحاول الدخول إلي الغرفة |
Bunlarla şekil yapmaya çalışacak, ittirmeye falan çalışacak. | TED | فقط سيحاول وضعها على الاشكال و يضغط عليهم |
Bağımsız olarak çalışacak ve aynı zamanda AK'nin de bekçiliğini yapacak. | Open Subtitles | سيعمل بشكل منفرد. وسيقوم بمراقبة برنامج التحكم الرئيسي أيضاً |
Adam kendine geldiğinde masum insanlarla dolu bir hastaneyi yakarak kaçmaya çalışacak. | Open Subtitles | حينما يستعيد هذا الرجل وعيه.. فسوف يحاول الفرار بحرق مستشفى مزدحمة بالأبرياء |
On yıllarca çalışıyor. Büyük ihtimalle bir yüzyıl kadar da çalışacak. | TED | ستعمل لعقودٍ من الزمن، قد تعمل لقرن كامل |
Ama bunlardan biri Güney'in ekonomik düzenini korumaktı ki bu, sadece ucuz iş gücü değil, emir altında çalışacak ucuz iş gücü kaynağı gerektiriyordu. | TED | ولكن إحداها كانت الحفاظ على النظام الاقتصادي للجنوب، والذي لا يتطلب فقط توفير العمالة الرخيصة ولكن زيادة المعروض من العمالة الرخيصة للعمل لصالح الوطن. |
Beni bu davada kişisel ilgin olmadığı konusunda ikna etmeye çalışacak mısın? | Open Subtitles | أنت ستحاول وتقنعني ذلك أنت ليس لك إهتمام شخصي في هذه الحالة؟ |
İşte bir fare yırtıcı bir hayvandan kaçıyor, yolu kapalı, yeni bir çözüm bulmaya çalışacak. | TED | كهروب فأر من مفترس، طريقه مسدود، سيحاول اختراع حل جديد. |
Düştüğe yöne doğru dönecek ve kendini durdurmaya çalışacak. | TED | انه سيحاول الدوران قبل السقوط ومحاولة تفادي السقوط |
Burada Dr. Duval lazer ışınıyla pıhtıyı eritmeye çalışacak. | Open Subtitles | حيث سيحاول الدكتور دوفال بواسطه اشعة ليزر تذويب الجلطه |
Bağımsız olarak çalışacak ve aynı zamanda AK'nin de bekçiliğini yapacak. | Open Subtitles | لا. سيعمل بشكل منفرد. وسيقوم بمراقبة برنامج التحكم الرئيسي أيضاً |
Sadece lobideki bölüm A'nın 1. asansörü çalışacak. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | مصعد واحد فقط فى القطاع الاول سيعمل عل تسمعنى |
Artı, asgari ücretle çalışacak. | Open Subtitles | أضف إلى ذلك ، أنه . سيعمل على الحد الأدنى من الأجر |
Şüpheli düzene sadık kalırsa geri dönecek ve onu öldürmeye çalışacak. | Open Subtitles | وان كان الجاني يلتزم بالنمط فسيعود مجددا و يحاول ان يقتلها |
Herkes seni hapsetmeye çalışacak geleceğini falan düşünmen gerektiğini söyleyecek. | Open Subtitles | فالجميع يحاول حصارك يخبرونكَ بأن عليك أن تقلق بشأن مستقبلك |
İki veya üç saniye sonra otomatik olarak yeniden çalışacak, eğer hızlı hareket edebilirseniz evinize özgür olarak varacaksınız. | TED | ستعمل مجددًا تلقائيًا بعد ثانية أو ثانيتين، ولكن طالما أنك تتحرك بسرعة، ستلوذ بالفرار. |
İşin zor kısmı her kare ızgarada çalışacak talimatlar dizisi oluşturmak. | TED | التحدي يكمن هنا بصياغة مجموعة من التعليمات التي ستعمل لأي شبكة مربع. |
Ve çevirimiçi olup, büyük zorlukları çözmek için, yapmak zorunda olduğumuzu yapmamız için bizimle çalışacak üç milyar yeni akla sahibiz. | TED | ولدينا ثلاثة بلايين عقل جديد قادمة للعمل معنا عن طريق الانترنت لحل التحديات العظمى لفعل ما يجب علينا فعله. |
Ve eğer biz hayal edebilirsek, o zaman bunun için çalışacak enerjimiz ve dayanma gücümüz olacaktır. | TED | و إذا استطعنا تخيل ذلك، عندها سنمتلك الطاقة وقوة الاحتمال اللازمة للعمل على تطور هذا. |
Acaba önce hangimizi öldürmeye çalışacak? Sen onun kalbini kırdın, ben... zihnini. | Open Subtitles | أتساءل من منّا ستحاول قتله أوّلًا، أنت حطّمت فؤادها وأنا حطّمت عقلها. |
Şimdi neden sana daha yetenekli bir başka memur bulmuyoruz beraber çalışacak. | Open Subtitles | والآن لم لانجد لك ضابطاً أكثر كفاءة ليعمل معك ؟ |
Biliyorum bana ve aileme zarar verecekler ama çalışacak bir yer buldum. | Open Subtitles | أعرف إنهم يريدون أن يؤذونى ويؤذوا عائلتى ولكنى وجدت مكان لأعمل فيه |
Dikimde çalışacak o insanları kaybetmek istemedik. | TED | لم نكن نريد أن نفقد الناس الذين سيعملون في تلك الزراعة. |
Beni korkutan şey, herkesin beni rehabilite etmeye çalışacak olması. | Open Subtitles | أكثر ما يقلقنى هو أن الجميع سيحاولون إعادة تأهيلى |
Daha önce şablonculuk yapmış. O yüzden kafa boyama bölümünde çalışacak. | Open Subtitles | لقد عملت بالطباعة من قبل لذا سوف تعمل بقسم رسم الوجوه |
Ama sonra yatakta hasta yattığın o günler gelecek ayaklarını ovacak ya da internetten bulduğu tarifle sana omlet yapmaya çalışacak. | Open Subtitles | ولكن سيكون هنالك أيام أخرى حين تكوني ملازمة الفراش لمرضك , وهو يُدلّك قدماكِ وسيحاول صنع طبق لذيذ |
çalışacak bir gün daha lazım, Tanrım[br]Yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | يلزمني يوماً واحداً للدراسة يا إلهي، تلزمني مساعدتك |
Kadim Bialya efsunlarını doğru kendi büyümle çalışacak şekilde ayarlamaktan söz etmiyorum bile. | Open Subtitles | و ناهياً عن ذلك , تكوين اللغة البيوليانية القديمة لتعمل بتناسق مع سحرى |
Yani 24 saat içerisinde onu tekrardan öldürmeye çalışacak. | Open Subtitles | لذا لا شكّ أنّه سيُحاول قتلها ثانية في الساعات الـ24 المُقبلة. |