| 20,000 çalışanım var altı kıtada fabrikalar, dağıtımcılar ve hisse sahipleri. | Open Subtitles | لديّ 20،000 موظف مصانع وموزعين في ست قارات المساهمين |
| 300 çalışanım, 4 evim, karım vardı. | Open Subtitles | هناك 12 منهم كان عندي 300 موظف و 4 منازل وزوجة |
| Tek çalışanım var ve sigortasını bile ödeyemiyorum. | Open Subtitles | لدي موظف واحد و لا يمكنني حتى الدفع مقابل عنايته الطبية |
| Geri çekilmemizin 48. saatinde her bir çalışanım hastalandı ve insanlar ölmeye başladı. | Open Subtitles | ثماني وأربعين ساعة في الخلوة كل واحد من موظفي مريض الناس سوف تموت |
| Çünkü en azından o zaman bu sosyopat çalışanım olmayacak. | Open Subtitles | لأنه عندها على الأقل لن يكون موظفي أحمقاً |
| Bir çalışanım olsaydı başka bir iş için görüşmeler yaptığını düşünürdüm | Open Subtitles | لو كانت موظفة, كنت لأشك بأنّه كانت تقوم بمقابلة شخصية لوظيفة أخرى |
| Bir de para ödüyorum. Benim çalışanım o! | Open Subtitles | وأنا أدفع مقابل ذلك، إنها موظفتي |
| Ben sadece orta sınıf bir çalışanım. | Open Subtitles | أنا لست سوى موظف متوسط المستوى بالخدمة الخارجية للطيرات الإستطلاعية |
| Ne de olsa arkadaşım değil çalışanım. | Open Subtitles | أعني أنه ليس صديقي، إنه موظف لدي |
| Sana daha önce de söyledim, Sen çalışanım olmaktan çok daha ötesin | Open Subtitles | أخبرتك في السابق, أنت أكثر من موظف لدي |
| Tek işi bekçilik olan bir çalışanım. | Open Subtitles | موظف الذي عمله فقط هو أن يقف حارس |
| Şu an o işleri yapan bir çalışanım var. | Open Subtitles | لديّ موظف الذي يفعل كل هذه الأمور الآن. |
| çalışanım, emir verdiğim biri gibi. | Open Subtitles | موظف لدي تابع لي |
| Çünkü en azından o zaman bu sosyopat çalışanım olmayacak. | Open Subtitles | لأنه عندها على الأقل لن يكون موظفي أحمقاً |
| - çalışanım olarak bu seni hiç mi hiç ilgilendirmez, değil mi? | Open Subtitles | بصفتك موظفي... الأمر ليس من شأنك، أليس كذلك؟ |
| Üzgünüm beyefendi. çalışanım sıkıntı mı çıkarıyor? | Open Subtitles | المعذرة سيدي , هل موظفي قام بإزعاجك؟ |
| Karım böyle seksi çalışanım olmasına asla izin vermezdi. | Open Subtitles | زوجتي لن تسمحَ لي أن يكونَ لدي موظفة مثيرة مثل هذه. |
| O da herhangi bir işveren, ve ben de sadece herhangi bir çalışanım. | Open Subtitles | إنها سيدة أعمال عادية، وأنا... موظفة عاديّة |
| Bu sabah uyandımve en iyi çalışanım ölmüş. | Open Subtitles | إستيقظت هذا الصباح وأفضل موظفة لدي ميتة |
| Ama öğrencimden çok çalışanım gibiydi. | Open Subtitles | لكنّها كانت موظفتي أكثر من أنها طالبتي. |
| Ben sizi atmak istemiyorum ki ben sadece çalışanım. | Open Subtitles | لم أرد أن أطردكم بالأساس فأنا موظّف فحسب |
| Orada kimseyi işe almayacaktım. Zaten altı çalışanım var. | Open Subtitles | لم أكن سأوظف أي أحد هناك ستة أشخاص يعملون لحسابي |