| Bu kasaba hepimizin. Burayı ayakta tutmak için hep beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | هذه المدينة لنا جميعا ويجب ان نعمل سويا من اجل النجاة. |
| Bu kasaba hepimizin. Burayı ayakta tutmak için hep beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | هذه المدينة لنا جميعا ويجب ان نعمل سويا من اجل النجاة. |
| Ama demek istediğim, sen ve ben tekrar birlikte çalışmalıyız. | Open Subtitles | ما اقصده انا وانت يجب ان نعمل معا مرة اخرى. |
| Bu yüzden, eğitirken her zaman köpeklerin bakış açısını hesaba katmaya çalışmalıyız. | TED | لذا، عندما ندرب، دائماً نحاول الأخذ في الإعتبار وجهة نظر الكلب. |
| Hildy, Turnike Güzeli'ni bulmaya çalışmalıyız diyorum. | Open Subtitles | تعلمين يا هيلدي أنني أشعر بأننا يجب أن نحاول البحث بجدية عن الآنسة تيرنستايل |
| Ama demek istediğim, sen ve ben tekrar birlikte çalışmalıyız. | Open Subtitles | ما اقصده انا وانت يجب ان نعمل معا مرة اخرى. |
| Yerel olarak çalışmalıyız ama aynı zamanda okyanus havzası genişliğinde de çalışmalıyız. | TED | . نحتاج لأن نعمل محلياً لكننا نحتاج أيضاً أن نعمل على عرض المحيط |
| Bu nedenle, sürekli ve topluca birlikte çalışmalıyız. | TED | لأجل هذا يجب علينا بشكل مستمر ومتعاون ان نعمل معا |
| Bölgesel düzeydeki hükümetin kuruluşları ile çalışmalıyız. | TED | علينا أن نعمل مع الحكومات على مستوى إقليمي. |
| NSA'nın dediği şu: Sistemlerinizin güvenliği için birlikte çalışmalıyız ama aslında bu bir kötü tavsiye veriyor çünkü şirketlerin güvenliği azalıyor. | TED | يقولون نريد أن نعمل معكم كي نؤمن أنظمتكم لكن الحقيقة أنهم يعطون نصيحة لهذه الشركات والتي توهن من أمن خدماتهم. |
| Ve bu nedenle hepimiz bu hikâyeyi bitirmek için çalışmalıyız. | TED | ولأن علينا جميعا أن نعمل لإنهاء هذه القصة. |
| Bu toplumlarda yaşayan insanlarla beraber çalışmalıyız ve onlara sorunlarını çözmek için ihtiyaçları olan araçları ve kaynakları vermeliyiz. Bunu yapmanın en iyi yolu budur. | TED | علينا أن نعمل مع الناس في هذه المجتمعات, وأن نعطيهم المصادر والأدوات التي يحتاجونها ليحلوا مشاكلهم الخاصة. |
| Birlikte çalışmalıyız, küresel ısınmayı, okyanus asitleşmesini yavaşlatmalı ve bizim ve gelecek olan nesiller için temiz bir okyanus ve gezegen olarak devam ettirmeliyiz. | TED | نريد أن نعمل سوياَ، لنبطئ من الأحتباس الحرارى نبطئ من عملية تحمض المحيطات ونساعد فى الحفاظ على محيط صحى وكوكب صحى لجيلنا وللأجيال القادمة. |
| İklim değişikliğine karşı ayakta durabilmek için birlikte çalışmalıyız. | TED | لمواجهة تغير المناخ ، يجب أن نعمل معًا. |
| 35 bölgemiz, 15 tane emtiamız var, bu emtiaların üretilme yöntemlerinin değişmesi için kimlerle çalışmalıyız? | TED | إذن لدينا 35 مكانا، و 15 سلعة تشكل أولوية، مع من علينا أن نعمل لنغير الطريقة التي تنتج بها هذه السلع؟ |
| - Ama önce onlarla konuşmaya çalışmalıyız. | Open Subtitles | ولكن يجب علينا أن نحاول الحديث معهم أولا |
| Ernest Littlefield hala hayatta olabilir, ve biz onu bulmaya çalışmalıyız. | Open Subtitles | إرنست ليتلفيلد قد يكون ما زال حيا و يجب أن نحاول العثور عليه |
| Yaşam devam ediyor ve... biz iyi şeyler yapmaya çalışmalıyız. | Open Subtitles | و لكي نستمر بهذه الحياة يجب أن نحاول القيام بما هو جيد بما هو جيد |
| Yaşam devam ediyor ve... biz iyi şeyler yapmaya çalışmalıyız. | Open Subtitles | و لكي نستمر بهذه الحياة يجب أن نحاول القيام بما هو جيد بما هو جيد |
| İçlerine karışmaya çalışmalıyız. Böylece mahkumlar gibi serbest olarak hareket edebiliriz. | Open Subtitles | يجب أن نحاول أن ننسجم,لكى يسمح لنا بالتحرك بحرية كالمقيمون. |
| - Bir şeyi değiştirebileceğimizi sanmıyorum. - çalışmalıyız. | Open Subtitles | الأمر ليس وكأننا يمكننا عمل فرق علينا أن نتدرب |
| Ama biz maskeleri takmaya devam etmeye çalışmalıyız diye düşündüm. | Open Subtitles | ولكني اعتقدتُ أن علينا أن نسعى جاهدين لنُبقي الأقنعة علينا |
| Bu demektir ki, mesela işbirliği ve rekabeti aynı anda nasıl biraraya getireceğimiz üzerinde çalışmalıyız. | TED | وهو ما يعني أننا، على سبيل المثال، بحاجة للعمل على كيفية استيعاب التعاون والمنافسة في وقت واحد. |
| Bak, bugün seni patlatmaya çalışmam ve tüm bu olanlarla güne kötü başladığımızı biliyorum ama bu işte beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | , أنظر, أدرك أننا بدأنا بالطريقة الخطأ اليوم , مع ضربي لك وكل شئ لكن علينا العمل معاً علي هذا |
| Ben de korkuyorum. Ama bu evden birlikte çıkmaya çalışmalıyız. | Open Subtitles | لابد أن نتعاون لنحمي أنفسنا فنحصن الشبابيك |
| Fakat buna geçmeden önce belki de öncelikle bugün burada tartıştıklarımızı özetlemeye çalışmalıyız. | Open Subtitles | لكن قبل أن نفعل ذلك يجب علينا محاولة تلخيص ما تمت مناقشته هنا اليوم |