Bir polisten rozet çalmıştık ve bu her türlü bela demekti. | Open Subtitles | سرقنا شارة من شرطي وهذا قد يقودنا الى شتى المتاعب |
Kütüphaneden biraz gümüş çalmıştık ama satmak için çok sıcaktı... | Open Subtitles | لقد سرقنا طاقم فضي من المكتبة, ولكن الأمر مازال ساخنا لبيعه |
Karaya çıktıklarında erlerin kahvelerini çalmıştık. | Open Subtitles | لقد سرقنا بعض القهوة من اليابانيين عندما قدموا إلى اليابسة |
Gezici Kütüphane'yi beraber çalmıştık. | Open Subtitles | لقد سرقنا هذه المكتبة المتنقلة معكم |
Okulda Meredith'in sandviçini çalmıştık ve sonra da biz... | Open Subtitles | لقد سرقنا شطيرة "ميرديث" بلحم الخنزير خلال الحصة ..وبعدها |
Tıpkı şarkıdaki gibi kırmızı bir Corvette çalmıştık sırf keyfine gezmek için. | Open Subtitles | سرقنا سيارة "كورفيت"حمراء, كما تقول الأغنية, من أجل نزهة ممتعة. |
Accattone, hatırlıyor musun yemek için kör bir adamın parasını çalmıştık? | Open Subtitles | (أكاتوني) , أتتذكر تلك المرة عندما سرقنا ذلك المال من الرجل الأعمى لنأكل ؟ |
Zamanında Randy'le, bir itfaiye aracı, iki polis arabası ve bir buldozer çalmıştık. | Open Subtitles | (بيني وبين (راندي سرقنا سيارة مطافئ وسيارتي شرطة وتراكتور سحب |
Biz zaten iki sene önce bir dağ çalmıştık. | Open Subtitles | لقد سرقنا بالفعل جبلاً منذ عامين -حقاً؟ |
Son defasında zincirini çalmıştık. | Open Subtitles | سرقنا عقد ذهبي في آخر مرة |
Tekne çalmıştık hani? | Open Subtitles | عندما سرقنا المركب؟ |
Gandhiji'nin gözlüklerini bile çalmıştık! | Open Subtitles | حين سرقنا نظارة غاندي |
Hatırlıyor musun şu kayığı çalmıştık. Sen, ben ve Trudy. | Open Subtitles | سرقنا زورق التجديف انت وانا و (ترودى) |