Bir erkeğin dikkatini en parlak, en göz alıcı olanın çekeceğini düşünürler. | Open Subtitles | يفكرون أن الأعلى والأكثر بريقاً سيجذب عيون الرجال |
Biraz sonra ilgisini neyin çekeceğini kestirmek neredeyse imkansız fakat tasmasını tuttuğum sürece hangi mesafede dolanacağını bilmek zor değil. | Open Subtitles | من المُستحيل توقع مالذي سيجذب إهتمامه لاحقاً, لكن ليس صعباً معرفةُ مالذي سيكون عليه مجال تِجواله |
Psikolojik bir teoriye göre yaptığı her hatanın cezasını çekeceğini bilen bir birey daha doğru ve daha etkili bir şekilde öğrenir. | Open Subtitles | النظرية النفسية تقول أن الفرد يتعلم، أكثر دقة وكفاءة لو أدرك أن كل خطأ سيجلب عقوبة |
Ama diğerleri bunun çok fazla dikkat çekeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | آخرون، على أيّة حال، شعروا بأنّ هذا سيجلب الكثير من الاهتمام |
Ona püf noktasını söyledim, ona hangi hareketlerin büyük kalabalığı çekeceğini söyledim. | Open Subtitles | أريته الخطوات أخبرته بنوع الحركات التي تجذب حشود أكثر |
Bir sonraki gün ondan bir e-posta aldım. Tüm fonu geri çekeceğini söylüyordu. | TED | في اليوم التالي تلقيت رسالة الكترونية من المطور تقول بأنه سيسحب كل التمويل |
Dikkatimi çekeceğini düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقد أنّي في الواقع سأصدّق ذلك التلاعب الصارخ؟ |
İçimden bir ses, erkekleri oltaya gelen balıklar gibi üzerine çekeceğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد شعرتُ بأنّكِ تسحبين الرجـال كمـا يسحب الطُـعم السمك |
D.M.V. gezimin pek ilginizi çekeceğini düşünmedim. | Open Subtitles | لا اعتقد انك ستهتمين في رحلتي إلى إدارة المركبات ذات المحركات |
Bunun dikkatini çekeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنَّ ذلك سيجذب انتباهكِ |
Conor'ı öldürmenin dikkati çekeceğini bilmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب ان تعرف ان قتل "كونر" كان سيجذب الانتباه. |
Bunun ilginizi çekeceğini doğru tahmin etmişim. | Open Subtitles | تصورت أن هذا سيجذب انتباهكم |
Sophia, üstünün hayatını kurtararak dikkati üzerine çekeceğini biliyordu. | Open Subtitles | صوفيا عرفت ان انقاذ حياة ضابطها المسئول سيجلب الاهتمام عليها |
Çevrimiçi olmanın bir grup katili okuluma çekeceğini söylememiştin. | Open Subtitles | فأنت لم تخبرني أن الإتصال بالإنترنت سيجلب مجموعة من القتلة المأجورين لمدرستي |
Bunun, benim ilgimi çekeceğini biliyordun. | Open Subtitles | عرفتَ بإن هذا سيجلب انتباهي |
Belki de çekeceğini umduğun kadar dikkat çekmedi. | Open Subtitles | أو ربما لم تجذب القرّاء كما رغبتِ؟ |
Patrona anlatmaya çalıştım ama bedavaların müşteri çekeceğini düşünüyor. | Open Subtitles | ...حاولت إخبار الرئيس، لكن يعتقد أن المجانيّات تجذب الزبائن |
- Halatı nasıl çekeceğini hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | - اتتذكر كيف تجذب الحبل؟ - اجل |
McNamara'ya o kahrolasıca danışmanları Vietnam'dan çekeceğini söylemiş! | Open Subtitles | قال لماكنمارا انه سيسحب المستشارين الملاعين |
Orada kalakaldım tetiği çekeceğini biliyordum ama yapmadı. | Open Subtitles | وقفت هكذا فحسب وكنت أعلم أنه سيسحب الزناد ولكنه لم يفعل |
Dikkatimi çekeceğini düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقد أنّي في الواقع سأصدّق ذلك التلاعب الصارخ؟ لأنّه صحيح. |
Hangisini keseceğini veya çekeceğini nereden bileceksin. | Open Subtitles | لا أحد يدري أيهم يفترض أن تعبرين أو تسحبين |
Dikkate değer bir tanesinin ilgini çekeceğini düşündüm. | Open Subtitles | واحدة على وجه الخصوص توقعت أنكِ ستهتمين بذلك |