ويكيبيديا

    "çerçevesi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إطار
        
    • الإطار
        
    • بإطار
        
    • اطار
        
    • وإطار
        
    Mevcut bir çerçevesi olan insanlar, ekonomik bir çerçeve, bir mühedislik çerçevesi, yaptklarının mantığının tüm cevabı verdiğini düşünürler. TED الناس الذين لديهم إطار عمل موجود إطار عمل اقتصادي ، إطار عمل هندسي، ًــ يشعرون انه بالفعل منطقياً في اجابته
    Fiziğin çerçevesi oldukça sabittir; ölçtüğümüz bir çok şeyde aynıdır. TED لأن إطار عمل الفيزياء ثابت بدرجة ملحوظة فهو نفس الشيء في العديد والعديد من الأشياء التي نقيسها.
    Böyle bir kural çerçevesi utanç verici, zor bir durumu eğlenceli bir oyuna çevirir. TED إطار القوانين هذا حوّل موقفا حرجا وصعبا إلى لعبة ممتعة.
    İşte bu faydacı ahlak çerçevesi. TED هذا هو الإطار الأخلاقي النفعي.
    Diğer nesnelerin aksine, gözlemcinin referans çerçevesi ne olursa olsun ışığın hızı her zaman sabittir. TED فعلى خلاف بقية الأشياء، سرعة الضوء تبقى ثابتة بغض النظر عن إطار المراقب المرجعي.
    Sende takıntı zorlantı bozukluğu var. Çöpe hiç fotoğraf çerçevesi attın mı? Open Subtitles أنت خبير تصويري هل سبق أن وجدت إطار صورة ناقص من قبل ؟
    Birinin sana gümüş fotoğraf çerçevesi hediye ettiğini hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تتذكرين أحداً قدم لك صورةً من إطار الفضة اللامعة كهدية ؟
    Boş şişeler komşunun çöpüne atıldı kırık resim çerçevesi yapıştırıldı koltuktaki lekeler çıkartıldı. Open Subtitles تخلّصت من الزجاجات الفارغة في صناديق الجيران قمت بلصق إطار الصورة المكسور ونظفت كل البقع من على الأريكة
    Belki çerçevesi olsaydı, gözüne daha iyi görünebilirdi... Open Subtitles ربما أذا كان لها إطار يمكنك رؤيتها بطريقة أفضل
    Eğer mağazaya boş bir resim çerçevesi assak tüm hanımlar kendilerinin içini dolduracağını hayal eder. Open Subtitles والمفترض أننا نعلق إطار الصورة الفارغة في المتجر بحيث أن كل سيدة قد تتخيل نفسها في تلك الصورة
    Fotoğraf çerçevesi, gümüş bir şamdan, eski bir dantel altlık. Open Subtitles إطار صُورة، شمعدان من الفضّة، ومنديل مائدة قديم.
    Kaynaklanmış alüminyum çerçevesi, modüler tasarımımızı kolaylaştırdı. Open Subtitles إطار ملحوم من الألومنيوم هو ما سهل علينا الوصول إلى تصميمنا العصرى
    - Büyüdüğüm evde böyle kapı çerçevesi vardı. Open Subtitles تواجد إطار باب مثل هذا في المنزل الذي ترعرعت فيه
    Bir resim çerçevesi gördüysem, dört köşesine dokunmam gerekecek, Open Subtitles إذا رأيت إطار صورة ما أقوم بلمس الحواف الأربعة له
    Ve çerçeve bir hafıza çerçevesi; hesaplama veya davranış çerçevesi değil. Bir hafıza çerçevesi. Bu dizileri veya örüntüleri nasıl kaydedip hatırlıyoruz? TED و الإطار هو إطار يقوم على الذاكرة, ليس إطاراً يقوم على الحساب أو السلوك. إنه إطار يقوم على الذاكرة. كيف تخزن و تسترجع هذه التسلسلات أو الأنماط.
    Bir resim çerçevesi ve içinde de bayan bir doktor var. Open Subtitles أرى ... أرى إطار صورة و... طبيبة, سيّدة, بداخلِه.
    Siz, eve beş para etmez bir hediye götürdüğünüzde mesela şu resim çerçevesi gibi hayatınız cehenneme dönüşecektir. Open Subtitles أحضر لها هدية تافهة للمنزل مثل... إطار الصورة هذا
    Bence bunun çerçevesi diğerinden daha büyük. Open Subtitles يمكنني القول بأن الإطار أكبر هنا
    Ya küçük bir sapı olan kubbeli düğmeler var ya da çerçevesi olan veya olmayan yuvarlak benzeri çeşit var, ya iki delikliler ya da dört. TED الزر إما يكون مقببًا بساق صغيرة، أو فقط دائري بإطار أو بدون، بفتحتان أو أربعة.
    Bu bir zaman çerçevesi sıkı. Open Subtitles انة اطار زمنى ضيق حركة المرور قليلة
    1890'da üretilmiş dökme demir bir kalorifer ve aynı zamandan kalma tahta pencere çerçevesi. Open Subtitles إنها مدفأة بطراز حديدي صنعت عام 1890 وإطار نافذة خشبي من نفس العصر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد