ويكيبيديا

    "çevreleyen" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المحيطة
        
    • تحيط
        
    • يحيط
        
    • تُحيط
        
    • تحوم حولك
        
    • التي هدّبت
        
    • الدوارة
        
    • وبتأثير
        
    • ويحيط
        
    • الذي يُحيطُ
        
    Efendim, Kuzey Garnizonu'nu çevreleyen orman, Örümcek Ağı Kalesi'ndeki silahlı askerler tarafından çevrili. Open Subtitles سيدي الغابات المحيطة بالحامية الشمالية مليئة بالجند المسلحين جميعهم من قلعة شباك العنكبوت
    Evimizi çevreleyen çitin kenarındaki portakal ağacından aldığım portakalı hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر أقططفتُ برتقالة برية من على حافة الغابة المحيطة بمنزلنا
    Sonra da harf hatlarını çevreleyen boş alanın görüntüsü yaktığı filme mi çıkar? Open Subtitles والمساحة الفارغة التي تحيط خط الطباعة ستحرق الصورة إلى فيلم ؟ هذا بالضبط
    Rose çiftliğini çevreleyen dikenleri telleri kullanarak da yaptı bunu. Open Subtitles وفعلت ذلك مجدداً على الأسلاك التي تحيط بمزرعة آل روز
    Kan damarlarını kırmızı ile işaretledik ve beyni çevreleyen BOSu ise yeşil renkte. TED قد قمنا بتمييز الأوعية الدموية باللون الأحمر، والسي إس إف الذي يحيط المخ سوف يكون أخضرًا.
    Bugün, Samanyolu'nu çevreleyen minik galaksilerin 60 tanesini biliyoruz. TED نحن الآن على دراية بستين من هذه المجرات الصغيرة، والتي تُحيط بمجرتنا.
    Karanlığa alışınca, zeminin ve onu çevreleyen duvarların detaylarını anlayabildim. TED بينما اعتدت أكثر على الظلام، كنت قادراً على الحصول على تفاصيل الأرضية و الجدران المحيطة.
    çevreleyen su ise donma noktasından birkaç derece yüksektir. TED بينما المياه المحيطة بها ليست سوى بضع درجات فوق الصفر.
    Çin ormanları ve Akdeniz'i çevreleyen topraklar kasabalar şehirleştikçe ve ülkeler ortaya çıktıkça kıyımdan ilk nasibini alan yerler oldu. Open Subtitles غابات الصّين وَ الأراضي المحيطة بحوض الأبيض المتوسط.. استُقطعت مبدئياً لتكوين قرى، التي نمت إلى مُدن ثمّ دُوَل.
    Bu durum, bizi kurbanı çevreleyen şartlar hakkındaki düşüncelerimizde şüpheye düşürür. Open Subtitles هذا يجعلنا نشك بالظروف المحيطة لموت الضحية
    Bu sinirlere ve çevreleyen kaslara gelecek bir zarar boğazda ani felce neden olabilir. Open Subtitles أيّ جرح إلى هذا العصبِ وعضلته المحيطة نَتائِج في فوريةِ شلل الحنجرةِ.
    Belki de eskiden gölün etrafında çevreleyen güzel tepelerin hatıraları onları kalmaya zorluyor. Open Subtitles أو ربما عدم الرغبة في خسارة ذكرى تلك التلال الجميلة التي تحيط بالبحيرة
    Programı çevreleyen aşırı gizlilik yüzünden her türlü kötüye kullanım söz konusuydu. Open Subtitles بسبب السرية الشديدة التي تحيط البرنامج، كان هناك الكثير من التجاوزات. تعذيب؟
    Onu çevreleyen bulutlar atomun tek elektronunun dolaşmasına izin verilen alandır. Open Subtitles السحب التي تحيط بها هي العوالم التي يجوبها إلكترون الذرة الوحيد
    yersizler. Burayı çevreleyen kavurucu çöl ile karşılaştırırsak, bu insanlar da öyle. TED على النقيض من الصحراء الحارقة التي تحيط المكان، وكذلك هؤلاء الناس.
    İlk önce birisi şöyle dedi; "Ya bu yıldız çok gençse ve onu çevreleyen doğduğu madde bulutuna hala sahipse?” TED أولاً، قال أحدهم: أتعلمون، ماذا إذا كان هذا النجم حديث النشإ وما زالت تحيط به سحابة من المواد التي نشأ منها.
    Tapınağı çevreleyen taş binanın çatısı yoktur ama tepesi dikenli telle örülmüştür. Heykelleri kimse çalmasın diye. TED يحيط الضريح مبنى حجري بلا سقف متصلة من القمة بأسلاك شائكة لضمان عدم سرقتهم مرة أخرى.
    Arazinin sınırını çevreleyen duvarın üstünde oturuyordu. Open Subtitles لقد كان جالسا على السور الذي يحيط بمنزلنا
    Yani moder tıp ve bunu çevreleyen... yapay kalp, laser cerrahlık, Gen terapisi... Open Subtitles طبّ حديث جدا وكلّ يحيط... القلوب الإصطناعية، جراحة ليزر، العلاج بالجينات، لتسمية بضعة...
    Bu delik, bizi çevreleyen yabancı ışığın yarattığı kaosu dışarıda tutuyor. Open Subtitles غرفة مظلمة حتى ذلك الثُقب يستثني تشويش أشعة الضوء الدخيلة التي تُحيط بنا
    Seni çevreleyen çok soru var Michael. Open Subtitles "هناك أسئلة كثيرة تحوم حولك يا "مايكل
    Bu krateri çevreleyen buz mağaralarında şimdiye kadar bilinmeyen yaşam formlarının bile olabileceği düşünülüyor. Open Subtitles يُعتقد الآن أنّ الكهوف الجليدية التي هدّبت هذه الفوهة لعلها تكون أيضاً موطنٌ لأشكال الحياة المجهولة حتى الآن
    Uzun, büyük düşmanlar. çevreleyen kollar, kurun duvarı! Open Subtitles الأعداء , يطيروا ويسقطوا الأيادي الدوارة ارفعي جدار
    Bu yapıyı çevreleyen diğer birkaç organ hep birlikte boşaltım sistemini oluşturur. TED ويحيط بهذا الهيكل عدة أعضاء أخرى والتي تشكلُ معاً الجهاز البولي بالكامل.
    Evet, onu çevreleyen aşk ve ihtiraslarla ayni hayat Open Subtitles نعم نفس الشيء تماماً حياة الذي يُحيطُ الحبَّ والرغبةَ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد