Para birimi bir şirketteki hisselere benzer şekilde hareket eder. Tıpkı borsadaki gibi. çevrim içi işlem gördükçe değeri artar. | TED | العملة مماثلة لأسهم الشركة، مثل البورصة العامة، تزداد قيمةً عند المداولة عبر الإنترنت. |
Bu, çevrim içi alışveriş yaparken cebinizde olabilir. | TED | وفي الحقيقة يمكن أن يكون هذا في جيبك وبينما أنت تتسوق عبر الإنترنت. |
Öncelikle, çevrim içi ders içeriği bir süredir kullanılabilir durumda. | TED | فوق كل شيء، محتوى الكورسات على الإنترنت كان متاحاً لفترة طويلة |
Öncelikle; çevrim içi yalan söylemek çok tehlikeli olabilir, değil mi? | TED | أولاً, الكذب على الإنترنت يمكن أن يكون خطر جداً, صحيح؟ |
Sanırım öyle, ama... peki ya çevrim dışı olduklarında, ... düşündüğün gibi değillerse ne dersin? | Open Subtitles | ماذا لو إحداها أصبحت خارج الأنترنت ولم تكن كما كنت تعتقدينها |
Chat programında çevrim içi olmamasına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أصدق أنه ليس على المحادثه |
Aynı zamanda tersini de soruyor: çevrim içi dünyada davranışların nasıl yapılandırılacağı hakkında doğru fiziksel alanlardan ne öğrenebiliriz? | TED | ويسأل السؤال العكسي: ما الذي يمكن أن نتعلمه من الفضاءات المادية الجيدة حول كيفية بناء السلوك في عالم الإنترنت؟ |
Bu konu gerçekten merak uyandırıcı, bu yüzden bu çevrim içi flörtleşen kişileri laboratuvarımıza getirdik ve ölçümler yaptık. Bir duvar üzerinde boy ölçümleri yaptık, tartı ile kilolarına baktık, kadınların çok hoşuna gitti -- sonra ehliyetlerinden yaşlarına baktık. | TED | حسناً, كنا مهتمين حقاً, فما قمنا بفعله أننا أحضرنا أناس, يستخدمون المواعدة الإلكترونية, إلى المختبر, ومن ثم قسناهم. أخذنا أطوالهم مقابل الجدار, وضعناهم على ميزان, أخذنا أوزانهم -- السيدات أحببن ذلك -- ومن ثم أخذنا رخص قيادتهم لنعرف أعمارهم الحقيقية. |
Eğer önümüzdeki büyük, önemli problemleri çözmek istiyorsak daha iyi çevrim içi kamu alanlarına ihtiyacımız var. | TED | إذا أردنا حل المشكلات الكبيرة والمهمة أمامنا، فنحن بحاجة إلى فضاءات عامة أفضل عبر الإنترنت. |
Ağırlıklı olarak buradaki herkesin çevrim içi anketler yapmak için kullandığı bir araç olan Google Formları kullandık. | TED | استخدمنا استمارات جوجل بشكلٍ أساسي، وهي أداة يستطيع كل واحدٍ منَّا هنا استخدامها لعمَل استطلاعاتٍ عبر الإنترنت. |
Bana göre insanların hikayemden parçaları ve çevrim içi perspektifimi görmeleri yalnız olmadığımı hatırlatıyor. | TED | بالنسبة لي، فإن السماح للناس برؤية بعض من قصتي ومنظوري عبر الإنترنت يذكرني أنني لست وحيدة. |
Peki bütün bu çalışmalar neyi gösteriyor? Benimkisi dâhil sezgilerimize karşın, birçok çevrim içi iletişim mecrasında, teknolojik ortamdaki iletişimlerde yüz yüze olandan neden daha dürüstüz? | TED | حسناً, ما تفسير كل هذه الدراسات؟ ماذا يفسر حقيقة أنه على الرغم من حدسنا, متضمناً خاصتي, الكثير من التواصل عبر الإنترنت, التواصل عبر التكنولوجيا أكثر صدقاً من التواصل وجهاً لوجه. |
Etik dışı mağazalarda bunu yapabiliriz ya da ön ceplere koyabiliriz ve bizleri incitmeden dâhil olabildiğimiz, fakat aynı zamanda diğer insanların da çevrim içi ve çevrimdışı olarak ilgisini çeken çevrimdışı kampanyayı bu şekilde gerçekleştirebiliriz. | TED | نقوم في العادة بوضعها في المحلات الرخيصة أو في الجيوب الأمامية، وهذه طريقة للقيام بالحملات في الشارع حيث ننخرط فيها ولا نشعر بالإرهاق، لكن أيضًا تُشارك الآخرين بطريقة شيقة سواء كانت عبر الإنترنت أو في الشارع. |
Diğer insanlarla işbirliği yaptığımda, gerek sette olsun, gerekse çevrim içi, o akışı bulmak benim için çok daha kolay oluyor çünkü hepimiz sadece bir şeye dikkat veriyoruz, birlikte yaptığımız bir şeye. | TED | وحالما أتعاون مع الآخرين، سواء كانوا في موقع التصوير، أو عبر الإنترنت أو في أي مكان آخر، يجعل الأمر سهلًا أكثر لإيجاد ذلك التدفق، لأننا جميعًا نولي الانتباه فقط لا غير لشيء واحد نصنعه معًا. |
2013'te sanatı çevrim içi hâle getirip paraya dönüştüren makine tümüyle işlevsel değildi. | TED | الآلية بأسرها في 2013 التي كانت تعرض الفن على الإنترنت لتحوله لمال كانت غير فعالة على الاطلاق. |
Bugün, herkesin uygulayabilmesi için çevrim içi hâle getirdiğimiz formatı çok seviyoruz. | TED | اليوم, نحن مغرمون بالتصميم الذي وضعناه على الإنترنت. لينفذ من قبل أي أحد. |
Bunların üçünde de aslında çevrim içi benzerlikler var. | TED | كل هذه الأشياء الثلاثة لها في الواقع نظائرها على الإنترنت. |
İnsanların, çevrim içi kamusal alanlar fikrinden tarihte şehirleri bıraktıkları şekilde vazgeçmeleri beni şaşırtmıyor. | TED | لا يفاجئني أن الناس يتخلون عن فكرة الفضاءات العامة على الإنترنت بالطريقة التي تخلوا بها عن المدن عبر تاريخهم. |
Dijital şehir tasarımcılarına, yeni Jane Jacobs'lara, çevrim içi dünyada parkları ve bankları inşa edecek insanlara ihtiyacımız var. | TED | نحتاج إلى مخططين مدنيين رقميين، جين جاكوبس جديدة، الذين سيقومون ببناء الحدائق العامة ومقاعد المتنزهات في العالم على الإنترنت. |
Bu sistem, her bir bireyin neredeyse çevrim içi yaptığı her şeyi takip edebilmektedir. | Open Subtitles | هذا النظام يستطيع تقريبًا تقفي كل مايفعله الأفراد على الإنترنت. وعليه، إن كنت صحفيًا يجري تحقيقًا عن الحكومة الأمريكية، |
çevrim içi özellik daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | الأنترنت يمكن ان يكون اكثر من هذا |
Gibbs! George Mansur, Lambert'in eski ev arkadaşı çevrim içi! | Open Subtitles | (غيبس), (جورج منصور) الزميل السابق لغرفه (لامبرت) على الأنترنت |
Her zaman chat programında çevrim içidir. | Open Subtitles | أنا أعنى انه دائما على المحادثه |