Bir arkadaşımın yeni açmaya başlamış bir çiçek gibi koparıldığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت صديقةً لي، تُقطف مثل زهرة كانت على وشك التفتّح |
Bir arkadaşımın yeni açmaya başlamış bir çiçek gibi koparıldığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت صديقةً لي، تُقطف مثل زهرة كانت على وشك التفتّح |
Masum çiçek gibi görün ama altındaki yılan ol. | Open Subtitles | يجب ان تبدو كزهرة بريئة لكن كن أفعى تحتها |
Onun için bir çiçek gibi açtı ve dönüşüm tamamlanmıştı. | Open Subtitles | لقد تبرعمت له كزهرة وأن تجسيدها قد إكتمل |
Masum çiçek gibi görün. Ama dibinde yatan yılan ol. | Open Subtitles | فلتبدو مثل الزهرة البرئية وكن في الحقيقة كالثعبان القاتل |
Küçük kişisel bir şeye ne dersin, mesela en sevdiğin çiçek gibi? | Open Subtitles | How about something small, الشخصية, مثل الزهور المفضلة لديك؟ |
Dolgun, incinmiş, kendisinden nefret eden bir çiçek gibi. | Open Subtitles | مثل زهرةٍ سمينة متضررة تكره نفسها |
Bir geri zekalı bana çiçek gibi koktuğumu söyledi. | Open Subtitles | هناك أحمق أخبرني أن رائحتي كالزهور. |
çiçek gibi boynunu bükme. | Open Subtitles | لا تذوِ كمثل زهرة صغيرة. |
Güzel kokuyor. çiçek gibi değil ama sevdim. | Open Subtitles | رائحتها جميلة ليس مثل زهرة و لكني أحبها |
Onun için bir çiçek gibi açmış ve bütünleşme tamamlanmıştı. | Open Subtitles | لقد ازدهرت له ...مثل زهرة زهرة اكتمل نموها |
Sanki içinde bir şey çiçek gibi açılır ve sen onu düşündüğünden daha çok sevdiğini anlarsın. | Open Subtitles | شيء داخلك يفتح مثل زهرة... ... وأنت تدرك أن لديك المزيد من الحب لإعطاء... ... مما كنت فكرت كان ممكنا. |
çiçek gibi büyüyorlardı. | Open Subtitles | وهي تنمو مثل زهرة. |
Açan bir çiçek gibi git. | Open Subtitles | اذهبي مثل زهرة متفتحة |
Narin bir çiçek gibi görünebilirim ama çok sertimdir. | Open Subtitles | قد أبدو كزهرة حساسة لكنني طفلة بمليون دولار. |
Daha çok, nadir renkleri olan bir çiçek gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو كزهرة خاصة اليس كذرك ؟ |
Oraya dikkatle yoğunlaş, bir çiçek gibi açılacaktır. | Open Subtitles | الآن، إهتم بهذا الزر و ستفتح لك كزهرة |
Tomurcuklanan bir çiçek gibi ölülere hayat vermiş yeniden. | Open Subtitles | تعيد الحياة مثل الزهرة التي تنمو لهؤلاء الذين لقوا حتفهم |
çiçek gibi kokardı. | Open Subtitles | رائحتها دوماً مثل الزهور. |
çiçek gibi. | Open Subtitles | أعنى، أنها مثل زهرةٍ |
Bütün yaraları taze çiçek gibi açılmış. | Open Subtitles | كل جروحه انفتحت ثانيةً طازجة كالزهور |
çiçek gibi solma hemen. | Open Subtitles | لا تذوِ كمثل زهرة صغيرة. |