Aşk asla düz bir çizgide seyretmez Sayın Mühendis Bey. | Open Subtitles | بين قلبين هناك خط مستقيم ولكنه ..ليس الأقصر أيها المهندس |
Ama eğer düz bir çizgide koşabilseydin, daha iyisini de yapabilirdin. | Open Subtitles | ولكن كنت قد فعلت أفضل إذا قمت بتشغيل في خط مستقيم. |
Kağıdı düz bir çizgide kesmiyorum sizin anlayacağınız. | TED | لم أصل إلى تقطيع الورق بالسير في خط مستقيم |
O da sadece düz bir çizgide uçurmaktan ibaretti. Yani asla karmaşık bir şeyi kullanamayacak savaş manevrası, silah kontrolü gibi. | Open Subtitles | لقد كانت تطير بخط مستقيم و لم تسحب لأي شيء معقد |
Şu anda bir işim var ve onu kaybetmemeye çalışıyorum. Sürekli beyaz bir çizgide yürüyorum. | Open Subtitles | لدي عمل الآن أنوي أن أحتفظ به أنا أسير على الخط الأبيض طوال الوقت |
Ancak düz bir çizgide sabit hızda kamerayı hareket ettirseniz, bundan kurtulabileceğinizi bulduk. | TED | وجدنا أنه لو حركتم الكاميرا بسرعة ثابتة في خط مستقيم، ستستطيعون فعلاً أن تصنعوا شيئاً رائعاً. |
Top muhtemelen istenen hedefe doğru düz bir çizgide giderken, kuş kesinlikle böyle yapmaz. | TED | ستسير الكرة في خط مستقيم، ربما نحو الهدف المقصود، ولكن الطير لن يفعل ذلك بالتأكيد. |
Ama 20.den sonra düz bir çizgide düşmeden yürüyebiliyor. | TED | ولكن الآن بعد الجيل العشرين تمكن من السير في خط مستقيم دون السقوط. |
Geçmiş kendi geleceğini temsil eder, düz bir çizgide ilerler yine de tam bir çember oluşturarak sonlanır. | Open Subtitles | الماضي يمثّل مستقبله يتقدّم في خط مستقيم لكنه ينتهي بدائرة كاملة |
Bana doğru düz çizgide yürümenizi istiyorum. Tam adım olacak. | Open Subtitles | اريدك أن تمشي على خط مستقيم يا سيدي الكعب في الأصابع |
Top düz bir çizgide ilerler. Ama tavuklar zikzak yapar! | Open Subtitles | الكره تتحرك في خط مستقيم لكن الدجاج يتحرك في خط متعرج |
Düz çizgide falan yürütmeyecek misin? | Open Subtitles | هل تريدني أن أمشي في خط مستقيم أو شيء من هذا القبيل ؟ |
Direk yüzeye doğru bir delik açacağım düz bir çizgide uçurabileceğimi varsayarak eğer. | Open Subtitles | سأفتح فجوة في سطح الأرض شرط أن تحلق في خط مستقيم |
Elma düzgün bir çizgide ilerlemek istiyor ama yapamıyor. | Open Subtitles | انها تريد ان تسافر في خط مستقيم لكنها لاتستطيع .. |
Ajan yapısı olmayan birini sandalyeye oturtuyorsam düz çizgide yürümesini sağlamam bile başarıdır. | Open Subtitles | حتى لو استطعت فحص شخص ما دون تصاميم نشيطة سأكون محظوظاً إن تمكنت من جعله يسير في خط مستقيم |
- Şu andan itibaren, düz bir çizgide ilerleyeceğim, dostum. | Open Subtitles | - هنا بالخارج , سأمشى على خط مستقيم يا صاح |
- Şu andan itibaren, düz bir çizgide ilerleyeceğim, dostum. | Open Subtitles | - هنا بالخارج , سأمشى على خط مستقيم يا صاح |
Kalk! Ben hiç olmazsa düz çizgide koşabiliyorum! | Open Subtitles | إنهض ، على الأقل يمكنني الجري على خط مستقيم |
Bu çok iyi olmakla inanılmaz bir hor görücülük arasında çok ince bir çizgide duran bir fikir. | Open Subtitles | حسناً ذلك يسير بخط جيد خطير بين أن تكون حقاً لطيف و التنازل بفضاعه |
Karga düz uçar Mükemmel bir çizgide | Open Subtitles | يطير الغراب مستقيماَ بخط مثالي |
Birden çok arkadaşını kaybedenler çizgide kalsın. | Open Subtitles | أبقى على الخط اذا فقدت أكثر من صديق واحد |
Akıllılık ve deliliğin arasındaki ince çizgide ulaştığım yalnızlık anlatılamaz. | TED | لاتوجد كلمات تصف عمق الوحدة التي وصلت اليها في هذا الخط الرفيع بين العقل والجنون. |