Bitiş çizgisini geçerken beni gördüğün için gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد حقاً لوجودك هنا و رؤيتي اقطع خط النهاية |
Bitiş çizgisini geçtikten ve kutlamalar başladıktan sonra teşekkür edersin bana. | Open Subtitles | يمكنك شكري بعد أن تعبر خط النهاية و بعدا سيبدأ الإحتفال |
Daha yarış başlamadan bitiş çizgisini geçmenin nasıl hissettirdiğini sezdiğin içindir belki de. | Open Subtitles | تترقّب كيف يكون شكل الشعور بعبور خط النهاية حتى قبل أنْ يبدأ السباق. |
Piste her çıktığında tek düşündüğü şey bitiş çizgisini geçmek oluyor. | Open Subtitles | كل الوقت عندما يخرج لا يفكر الا كيف يتعدى الخط الاول |
Bu zaman çizgisini değiştirirsek gelecek zaten farklı olacaktır. | Open Subtitles | إن بدلنا الخط الزمني والمستقبل مختلف سلفاً |
Son olarak sorulacak şudur: el birliğiyle şu ortalama mutluluk çizgisini yukarı çekebilir miyiz? | TED | والسؤال الاخير الذين نريد ان نطرحه .. هل يمكننا ان نحني خط السعادة ذاك الى الاعلى ؟ |
Ve 1984'den itibaren kadınların çizgisini görüyorsunuz, açıklık artıyor. | TED | وترون خط وفيات النساء منذ 1984 الفجوة تتوسع |
Yani, bitiş çizgisini geçip kazandıklarında bunu yapan birisini daha önce görmemiş olmaları önem taşımıyor. | TED | لذا فإنهم عندما يعبرون خط النهاية ويفوزون لا يهم إذا لم يروا أي احد من قبلهم يفعله |
Beş yaşımdan beri her karakterin her çizgisini doğru sırada çizmeyi öğrendim. | TED | ومنذ كنت في سن الخامسة، بدأت أتعلم كيف أرسم كل خط من كل حرف بالترتيب الصحيح. |
Formda olmayan kişiler, daha formda olan kişiler ile kıyaslandıklarında uzaklığı daha çok, bitiş çizgisini daha uzak gördüler. | TED | ورأى الأفراد الغير أكفاء بدنيًا المسافة أبعد، رأوا خط النهاية أبعد، من أولئك الذين في هيئة بدنية أفضل. |
Bitiş çizgisini göreceklerini fakat aynı zamanda sağdaki çöp kutusunu veya insanları ve soldaki lambayı da görebileceklerini söyledik. | TED | ستلاحظون خط النهاية، ولكن ربما تلاحظون أيضًا سلة القمامة عن يمينكم، أو الأشخاص وعمود الإضاءة الذي عن يساركم. |
Bu taraftan lazer ışığının dünya çizgisini doğru olan kendi sabit açısında görüyoruz, tıpkı az önceki gibi. | TED | من الجانب نرى خط العالم لضوء الليزر في زاويته الصحيحة الثابتة، كما هو الحال من قبل. |
Sol üst köşedeki ilk resimde taban çizgisini görmek çok da zor değil. | TED | وليس من الصعب أن نرى أن خط الأساس هي أول صورة في الجانب الأيسر العلوي |
Bir muhabir olarak, ilk araba finiş çizgisini geçtiğinde orada bulunmak görevim olduğuna göre kazanmak da işime gelir. | Open Subtitles | و طالما كانت وظيفتى كمحررة أن أكون هناك عندما تجتاز السيارة الاولى خط النهاية سيكون ضروريا أن أفوز |
Barb, lütfen bana onun bitiş çizgisini geçeceğini söyle. | Open Subtitles | بارب، قولي لي أنه سيعبر خط النهاية سيعبر خط النهاية |
İsyan başladığında bu zaman çizgisini çok fazla etkilemeden gemimizi geri alma şansımız olabilir. | Open Subtitles | هناك تغيير بحيث يمكننا استعادة القفزة من دون إحداث موجة كبيرة في أحداث الخط الزمني |
Bu zaman çizgisini değiştirirsek gelecek zaten farklı olacaktır. | Open Subtitles | لقد عدلنا الخط الزمني والمستقبل مختلفٌ أصلاً |
Akademi'de aldığı sonuçlarda sınır çizgisini geçemedi. | Open Subtitles | و فى الأكاديمية لم تتجاوز الخط المحدد من الإدارةُ |
Sebastian bitiş çizgisini ilk geçene verilen bir ödül değil. | Open Subtitles | انا اسفه , لكن سيباستيان ليس جائزه هذا يعنى انه يذهب الى اول شخص يعبر الخط النهايه |
O geçti. Ben o sıçtığımın çizgisini geçtim işte. | Open Subtitles | ـ إنه عبر الخط ـ لقد عبرت ذلك الخط تماماً |
Zaman çizgisini eski haline getirdim ama bazı şeyler değişmişti. | Open Subtitles | أعدت المسار الزمني لسابق عهده لأجد الوضع تغير عما تركته |
Hayat, bitiş çizgisini ilk kim geçti sorusundan çok daha karmaşıktır. | Open Subtitles | الحياة أكثر تعقيداً من أينا يصل لخط النهاية أولاً |
Temel olarak, sen zaman çizgisini etkilemek istemediğin için burada kısılıp kaldık. | Open Subtitles | أساساً، لقد حوصرنا هنا لأنّكِ لم تريدِ التأثير على التسلسل الزمني |