Çoğu insanın asla ulaşamadığı bölgelere erişim sağlayabiliyor. | TED | يمكن رؤية البيئات المائية التي لم يتمكن أغلب الناس من الوصول إليها. |
Çoğu insanın aklına mayınlar gelir ama doğrusu araç kazalarıdır. | TED | أغلب الناس يطنون أنها بسبب الألغام ولكنه حادث سيارة |
Çoğu insanın bilmediği şey ise kapalı bir alandaki havanın %12 ile %75'i arasındaki bir oranı oluşturuyorsa aynı zamanda patlayıcıdır. | Open Subtitles | ولكن مالا يعرفه معظم الناس هو أنه حين يكون مضغوطاً في إسطوانات مع وجود مصدر قريب للهب وتصادم قوي فسينفجر بقوة |
Ve Çoğu insanın beni bir canavar olarak nitelendireceğini biliyorum. | Open Subtitles | واستطيع ان افهم كيف ان معظم الناس سوف يدعونني بالوحش |
Üzücü kısmıysa Çoğu insanın, babamın bunlardan sorumlu olduğunu düşünmesi. | Open Subtitles | الجزء الحزين ، إن اغلب الناس يظنونه المسئول عن كل هذا |
Çoğu insanın sana ilk olarak sormak isteyeceği bir soruyla başlayalım. | Open Subtitles | دعنا نبدأ بسؤال لأنني أعتقد بأن أكثر الناس يرغبون بسؤالك أولاً |
Evet ama Çoğu insanın aşkın bilimsel yönünü anlamaya ihtiyacı yok, değil mi? | Open Subtitles | نعم، لكن أغلب الناس لا يحتاجون أن يفهموا العلم، أليس كذلك؟ |
Çoğu insanın doğruyla yanlışı ayırt etmekte sorunu yoktur. | Open Subtitles | أغلب الناس لا يواجهون مشكلة في تحديد ما هو صواب أو خطأ؟ |
Bu gemideki Çoğu insanın yapmadığı bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لم أقم بفعل أي شيء أغلب الناس بهذا الأسطول لم يفعلوه |
Çoğu insanın hayatına geri döndüğünü sana söyledi mi? | Open Subtitles | هل تخبرك بأن أغلب الناس يعودون لحياتهم ؟ |
Çoğu insanın gergin olduğunu söylüyor ama ben hiç gergin değilim. | Open Subtitles | قالت أن أغلب الناس عصبيّين لكنّي لستُ كذلك علي الإطلاق. |
Çoğu insanın düşüncesine göre, yeterince batıya giderseniz bir düzelmeden boşluğa düşermişsiniz. | Open Subtitles | أغلب الناس ظنوا أنك إذا أبحرت بعيدا نحو الغرب، فسوف تسقط من السطح إلى اللاشيء. |
Çoğu insanın alacağı aylık pay, yükselen fiyatlara ödeyeceğinden fazla olurdu. | TED | معظم الناس قد يحصلون على أكثر توزيع أرباح شهري مما قد يدفعون في الأسعار المرتفعة. |
Çoğu insanın, emisyon nebulası ve gezegen nebulası arasındaki farka dair hiçbir fikri yok. | TED | معظم الناس ليس لديهم فكرة عن الاختلاف بين، انبعاث السديم و السديم الكوكبي. |
Vay canına. Harika haberler. Çoğu insanın bu haberleri bilmemesi beni delirtiyor. | TED | هو خبر رائع. وما يدفعني للجنون هو أن يبدو أن معظم الناس لا يعرفون هذا الخبر. |
Kariyerini başlatan Çoğu insanın soykırımın yanlış olduğunu düşünme şekliyle ilgili görüşüydü. | TED | وما بدأ حياته المهنية بصيرة أن الطريقة التي كان معظم الناس يفكر بها في الهولوكوست خاطئة. |
ve ailelerinizin size bağırması veya vurması veya her ne ise, Çoğu insanın düşündüğü anlamda sert değil, | TED | وليس بالقسوة التي يتصورها معظم الناس, حيث يصرخ عليك والديك او يضربونك أو ماشابه ذلك |
Nörolojik olarak farklı olduğuma başka kanıt istiyorsanız Çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim. | TED | وإذا كنت بحاجة إلى أي دليل آخر، فأنا متباينة عصبيا، نعم، أنا هادئة وأفعل شيئًا يخيف معظم الناس بحق الجحيم. |
Bana zihnini ve bedenini Çoğu insanın hiç kullanmaya cesaret edemediği bir şekilde kullanabilen biri olmak istediğini söylersen seni gerçek bir savaşçı olman için çalıştırırım Dan. | Open Subtitles | انت تخبرني بأنك تريد ان تكون الشخص الذي يستخدم عقله وبدنه بطريقة اغلب الناس لا يملكون الجرأة لفعل ذلك |
Aslını söylemek gerekirse, annem Çoğu insanın saçma konuştuğunu söyler ve dinlemeye değmezmiş. | Open Subtitles | فظيع سيئ دعوني أقول لكم كل الحقيقة أمي تقول أن أكثر الناس يتكلمون كلام كالقمامة و هو لا يستحق أن يُسمع |
Çoğu insanın anlamadığı olay şu ki, Avrupa'da yetişen ve kendi olma özgürlüğüne sahip olmayan bizim gibi birçok insan var. | TED | الشيء الذي لا يفهمه معظم الأشخاص هو أنه يوجد الكثير منا ممن يترعرع في أوروبا لا يتمتع بالحرية ليكون على طبيعته. |
Bu taraftaki karşılaştığınız Çoğu insanın tersine... | Open Subtitles | ليس كمعظم الناس الذين تلتقي بهم بهذا الجانب. |
Çoğu insanın yemeklerinin birbirine değmesinden hoşlanmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أَعتقدُ أكثر الناسِ لا يَحْبّونَ غذائهم أن يتلامَسّ. |
Bacaklarımı kullanamama rağmen Çoğu insanın yapabileceğinden fazlasını başardım. | Open Subtitles | لقد أنجزت أكثر من معظم الرّجال وبدون استخدام أقدامي |
Çoğu insanın dert ve tasa açma potansiyeli vardır. | Open Subtitles | أعني، معظم البشر لديهم المقّدرة على جلب المتاعب و الأذى، |
El-Kaide'ye baktığımız zaman, El-Kaide esasen pazar yerinde bir kenara atılmış ve Çoğu insanın duymadığı bir üründü. | TED | لو نظرنا إلى القاعدة. القاعدة كانت أساساً منتج على أحد الرفوف في سوق في مكانٍ ما لم يسمع به كثير من الناس. |
Çoğu insanın yardım isterken kaybettiği itibarı ve hakları tekrar elde etmelerine yapay zekanın yardım edeceğini hissediyoruz. | TED | ونشعر أن الذكاء الاصطناعي يمكنهم من استعادة حقوقهم وكرامتهم التي يفقدها الكثيرون عندما يطلبون المساعدة. |