Bu savaşların neredeyse hepsini kazanıyorum çünkü Çoğu zaman buna müsaade ediyorlar. | Open Subtitles | أفوز تقريبًا في كل تلك المعارك. والسبب أغلب الأوقات أنهم يسمحون لي. |
Çoğu zaman çocuk gibi hissederiz, çalarken bile. | Open Subtitles | كلا,إطلاقاً. نشعر كأننا أطفال أغلب الوقت, حتى ونحن نعزف. |
Bu demek ki, Çoğu zaman hat işçisine az dozaj ve huzur evi hastasına da çok dozaj veriyorum. | TED | ما يعني، أننا معظم الوقت ما نعطي العامل أقل من الجرعة المطلوبة، وأكثر من الجرعة المطلوبة لمريض التمريض المنزلي. |
Seni seviyorum ve Çoğu zaman beni çok yorsan da seninle evlenmek istiyorum. | Open Subtitles | و أنا أحبك و أريد أن أتزوجك حتى و لو أحبطتنى نصف الوقت |
Ve hatta online suçluları bulabilsek bile Çoğu zaman sonuç alınmaz. | TED | و حتى اذا استطعنا ايجاد المجرمين في الغالب لا يوجد ناتج |
Kendiminkilerden kaçtım ve başarılı oldum yani insanlar Çoğu zaman çok yanılıyorlar. | Open Subtitles | انا انتقلت بعيدا ونجح الامر لذلك الناس مخطئون كثيرا في اغلب الوقت |
Çoğu zaman aile üyeleri hastalardan önce fark eder bunu. | Open Subtitles | في كثير من الأحيان فرد من العائلة يلاحظ قبل المريض |
Gözler Çoğu zaman problemlidir çünkü genellikle açık kalmak isterler. | Open Subtitles | غالباً ما تمثّل الأعين مشكلة ضئيلة إذ تكون مفتوحة عادةً |
Çoğu zaman gerçek hayattaki olaylar, kafamızda tasarladığımız gibi gerçekleşmez. | Open Subtitles | معظم الأوقات ، لا تقيس الحياة ما يدور في رؤوسنا |
LT: Yani erkekler Çoğu zaman duygularını belli etmek istemez, derindeki duygularını gömmek isterler. | TED | ل.ت: أنا أعني، في أغلب الأوقات لا يريد الرجال كشف مشاعرهم، يريدون دفن مشاعرهم العميقة. |
Sorun değil. Bir baş belasıdır. Çoğu zaman görmezden geliyorum. | Open Subtitles | لا عليك، إنه مغفّل، ولكني أتجاوز عن ذلك في أغلب الأوقات. |
Çoğu zaman düşünmüyorum bile. Hiçbir amacım yok. | Open Subtitles | أغلب الوقت لا أفكّر على الإطلاق، أتسلّى وحسب |
Sonu olmayan bir işte dosya memuru olarak çalışıyorum, yani bazen köşedeki çocuklarla takılıyorum ama Çoğu zaman evde tek başıma kalıp kitap okuyorum. | Open Subtitles | ككاتب ملفات. أحياناً أرافق الرجال في زاوية الحي.. ولكن أغلب الوقت أجلس في المنزل لوحدي وأقرأ. |
Ayıkken. İçtiğim zaman hepsi birbirine karışıyor. Yani Çoğu zaman karıştırıyorum. | Open Subtitles | نعم، عندما أكون واعية، لكن يختلطون معظم الوقت عندما أكون ثملة. |
Bak, çocuk kelimelerin detaylarına, dikkatli bakmıyor, yani Çoğu zaman sadece tahmin ediyor. | Open Subtitles | انظر الولد لا ينظر بتمعن في تفاصيل الكلمه لذلك فهو معظم الوقت يخمن |
- Çoğu zaman çok çirkin duruyorum. - Hayır. Çok güzelsin. | Open Subtitles | وأعلم أننى أبدو فظيعة نصف الوقت كلا , أنتِ رائعة |
Çoğu zaman deliğin içinde, yanınızda kim olduğunu bile bilmezdiniz. | Open Subtitles | لم يكن بمقدورك حتى أن تعرف من كان معك فى الخندق نصف الوقت |
Kurumlar bir saldırı ile ilgili bilgileri Çoğu zaman kendilerine saklıyor. | TED | تقوم المنظمات في الغالب بالإبقاء على المعلومات المرتبطة بذلك الهجوم لأنفسهم. |
Onu Çoğu zaman benim evimin etrafında bulabilirsin. Siz ikiniz Varner'ın kızları mısınız? | Open Subtitles | يمكنك ان تجده في منزلنا، تقريبا اغلب الوقت |
İşçiler çok nadiren yaptıkları ürünler hakkında konuşurlardı. Ve Çoğu zaman ne yaptıklarını tarif etmekte güçlük çekerlerdi. | TED | العمال نادرا ما تحدثوا عن المنتجات التي صنعوها، وكان لديهم في كثير من الأحيان صعوبة كبيرة في شرح ما فعلوه بالضبط. |
Ama bu gerçekler Çoğu zaman kalabalık bir tezgâhtar ağzında gizli. | TED | لكن هذه الحقائق غالباً ما يطغى عليها ضجيج الدعايات المنمّقة. |
Çoğu zaman susturulmuş olanların hikâyelerini yükseltmeye çalışacak şekilde mesleğimi icra etme çalıştım. | TED | لقد حاولت إنشاء ممارسة تعمل على رفع قصص من تم إسكاتهم في معظم الأوقات. |
Çoğu zaman onların yeterli suyu yok... ...ve... | TED | لديهم مياه غير كافية في معظم الأيام والكثير الزائد عن المقدرة عندما تهطل الأمطار. |
Anneler ya savaşır, ya da Çoğu zaman olduğu gibi vazgeçer. | Open Subtitles | الأمهات يجب أن يقاتلن, او كما في أغلب الأحيان, ببساطة يرحلن |
Çoğu zaman burada kalsalarda, bir suça bulaştıklarını gösteren kayıt yok. | Open Subtitles | معظم الأحيان, هم يبقون في البر الرئيسي بدون أي سجل إجرامي |
Çoğu zaman vücuduna dokunduğumu hayal ediyorum. | Open Subtitles | أغلب الوقتِ أنا فقط بافكر حول لَمْس جسمِكَ. |
Krallıkları için yapılan savaşlar, Çoğu zaman çok acımasız olurdu. | Open Subtitles | القتال من أجل مملكتهم كان في كثير من الأوقات صعباً. |
Dünya, Çoğu zaman büyük tehlikeler içeren korku dolu bir kozmik yolculukta. | Open Subtitles | تعتلي الأرض مركبة كونية مثيرة والتي غالبا ما تـنطوي على خطر شديد |