"çoğu zaman" - Translation from Turkish to Arabic

    • أغلب الأوقات
        
    • أغلب الوقت
        
    • معظم الوقت
        
    • نصف الوقت
        
    • في الغالب
        
    • اغلب الوقت
        
    • كثير من الأحيان
        
    • غالباً ما
        
    • معظم الأوقات
        
    • معظم الأيام
        
    • أغلب الأحيان
        
    • معظم الأحيان
        
    • أغلب الوقتِ
        
    • في كثير
        
    • غالبا ما
        
    Bu savaşların neredeyse hepsini kazanıyorum çünkü Çoğu zaman buna müsaade ediyorlar. Open Subtitles أفوز تقريبًا في كل تلك المعارك. والسبب أغلب الأوقات أنهم يسمحون لي.
    Çoğu zaman çocuk gibi hissederiz, çalarken bile. Open Subtitles كلا,إطلاقاً. نشعر كأننا أطفال أغلب الوقت, حتى ونحن نعزف.
    Bu demek ki, Çoğu zaman hat işçisine az dozaj ve huzur evi hastasına da çok dozaj veriyorum. TED ما يعني، أننا معظم الوقت ما نعطي العامل أقل من الجرعة المطلوبة، وأكثر من الجرعة المطلوبة لمريض التمريض المنزلي.
    Seni seviyorum ve Çoğu zaman beni çok yorsan da seninle evlenmek istiyorum. Open Subtitles و أنا أحبك و أريد أن أتزوجك حتى و لو أحبطتنى نصف الوقت
    Ve hatta online suçluları bulabilsek bile Çoğu zaman sonuç alınmaz. TED و حتى اذا استطعنا ايجاد المجرمين في الغالب لا يوجد ناتج
    Kendiminkilerden kaçtım ve başarılı oldum yani insanlar Çoğu zaman çok yanılıyorlar. Open Subtitles انا انتقلت بعيدا ونجح الامر لذلك الناس مخطئون كثيرا في اغلب الوقت
    Çoğu zaman aile üyeleri hastalardan önce fark eder bunu. Open Subtitles في كثير من الأحيان فرد من العائلة يلاحظ قبل المريض
    Gözler Çoğu zaman problemlidir çünkü genellikle açık kalmak isterler. Open Subtitles غالباً ما تمثّل الأعين مشكلة ضئيلة إذ تكون مفتوحة عادةً
    Çoğu zaman gerçek hayattaki olaylar, kafamızda tasarladığımız gibi gerçekleşmez. Open Subtitles معظم الأوقات ، لا تقيس الحياة ما يدور في رؤوسنا
    LT: Yani erkekler Çoğu zaman duygularını belli etmek istemez, derindeki duygularını gömmek isterler. TED ل.ت: أنا أعني، في أغلب الأوقات لا يريد الرجال كشف مشاعرهم، يريدون دفن مشاعرهم العميقة.
    Sorun değil. Bir baş belasıdır. Çoğu zaman görmezden geliyorum. Open Subtitles لا عليك، إنه مغفّل، ولكني أتجاوز عن ذلك في أغلب الأوقات.
    Çoğu zaman düşünmüyorum bile. Hiçbir amacım yok. Open Subtitles أغلب الوقت لا أفكّر على الإطلاق، أتسلّى وحسب
    Sonu olmayan bir işte dosya memuru olarak çalışıyorum, yani bazen köşedeki çocuklarla takılıyorum ama Çoğu zaman evde tek başıma kalıp kitap okuyorum. Open Subtitles ككاتب ملفات. أحياناً أرافق الرجال في زاوية الحي.. ولكن أغلب الوقت أجلس في المنزل لوحدي وأقرأ.
    Ayıkken. İçtiğim zaman hepsi birbirine karışıyor. Yani Çoğu zaman karıştırıyorum. Open Subtitles نعم، عندما أكون واعية، لكن يختلطون معظم الوقت عندما أكون ثملة.
    Bak, çocuk kelimelerin detaylarına, dikkatli bakmıyor, yani Çoğu zaman sadece tahmin ediyor. Open Subtitles انظر الولد لا ينظر بتمعن في تفاصيل الكلمه لذلك فهو معظم الوقت يخمن
    - Çoğu zaman çok çirkin duruyorum. - Hayır. Çok güzelsin. Open Subtitles وأعلم أننى أبدو فظيعة نصف الوقت كلا , أنتِ رائعة
    Çoğu zaman deliğin içinde, yanınızda kim olduğunu bile bilmezdiniz. Open Subtitles لم يكن بمقدورك حتى أن تعرف من كان معك فى الخندق نصف الوقت
    Kurumlar bir saldırı ile ilgili bilgileri Çoğu zaman kendilerine saklıyor. TED تقوم المنظمات في الغالب بالإبقاء على المعلومات المرتبطة بذلك الهجوم لأنفسهم.
    Onu Çoğu zaman benim evimin etrafında bulabilirsin. Siz ikiniz Varner'ın kızları mısınız? Open Subtitles يمكنك ان تجده في منزلنا، تقريبا اغلب الوقت
    İşçiler çok nadiren yaptıkları ürünler hakkında konuşurlardı. Ve Çoğu zaman ne yaptıklarını tarif etmekte güçlük çekerlerdi. TED العمال نادرا ما تحدثوا عن المنتجات التي صنعوها، وكان لديهم في كثير من الأحيان صعوبة كبيرة في شرح ما فعلوه بالضبط.
    Ama bu gerçekler Çoğu zaman kalabalık bir tezgâhtar ağzında gizli. TED لكن هذه الحقائق غالباً ما يطغى عليها ضجيج الدعايات المنمّقة.
    Çoğu zaman susturulmuş olanların hikâyelerini yükseltmeye çalışacak şekilde mesleğimi icra etme çalıştım. TED لقد حاولت إنشاء ممارسة تعمل على رفع قصص من تم إسكاتهم في معظم الأوقات.
    Çoğu zaman onların yeterli suyu yok... ...ve... TED لديهم مياه غير كافية في معظم الأيام والكثير الزائد عن المقدرة عندما تهطل الأمطار.
    Anneler ya savaşır, ya da Çoğu zaman olduğu gibi vazgeçer. Open Subtitles الأمهات يجب أن يقاتلن, او كما في أغلب الأحيان, ببساطة يرحلن
    Çoğu zaman burada kalsalarda, bir suça bulaştıklarını gösteren kayıt yok. Open Subtitles معظم الأحيان, هم يبقون في البر الرئيسي بدون أي سجل إجرامي
    Çoğu zaman vücuduna dokunduğumu hayal ediyorum. Open Subtitles أغلب الوقتِ أنا فقط بافكر حول لَمْس جسمِكَ.
    Krallıkları için yapılan savaşlar, Çoğu zaman çok acımasız olurdu. Open Subtitles القتال من أجل مملكتهم كان في كثير من الأوقات صعباً.
    Dünya, Çoğu zaman büyük tehlikeler içeren korku dolu bir kozmik yolculukta. Open Subtitles تعتلي الأرض مركبة كونية مثيرة والتي غالبا ما تـنطوي على خطر شديد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more