| Kralın çocukları için, gerçekmiş gibi görünen, mekanik canlandırılmış oyuncaklar yaptı. | TED | فبالنسبة لأطفال الملك، صنع ألعابًا آلية متحركة تبدو حقيقية. |
| Efendimin çocukları için... onlara edebiyat da öğretiyordum. | Open Subtitles | لأطفال سيدي الذين أُعلمهم أيضا الكلاسيكيات |
| Zorlamak istemem ama şu adam çocukları için sizinle fotoğraf çektirmek istiyor. | Open Subtitles | حسناً, لا أريد أن أضغط عليك لكن ذلك الرجل طلب مني أن أحصل على توقيعك لأطفاله |
| Her halde parasını kendi çocukları için saklamayı tercih eder. | Open Subtitles | لا، وقالت انها سوف ربما تفضل الاحتفاظ مالها لأطفالها. |
| Ve Patrick ve Ellen'in çocukları için yazdığın o vaftiz duası. | Open Subtitles | و تلك الصلوات في المعمودية التي كتبتها لأبناء كارن و باترك |
| Onun keşfi büyüklerimize ve atalarımıza buraya gelme ve çocukları için daha iyi bir yaşam kurma şansı tanıdı. | TED | واكتشافه أعطى أجدادنا وأجدادهم فرصة القدوم هنا وبناء مستقبل أفضل لأبنائهم. |
| Umut. çocukları için tek gelecekti. | Open Subtitles | الأمل ليكون في المستقبل الوحيد الذي لديه أطفاله |
| Büyük, metalik, havasız şişede çocuklarımızın çocuklarının çocukları için. | Open Subtitles | قنينة معدنية كبيرة مفرغة من الهواء لأطفال أطفال أطفالنا |
| Evet, porno oyuncularınının çocukları için oyun yeri satın alıyorum. | Open Subtitles | أجل, سأشترى ملعباً لأطفال ممثلى الأفلام الاباحية |
| Sütü bozuk okul çocukları için burası bir fantezi ülkesi. | Open Subtitles | إنها أرض الخيال لأطفال المدارس المدللين. |
| Ama başka bir arkadaşın Vance'in çocukları için harika bir bakıcı olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكنى فكرت فى صديقه أخرى ستكون مربيه رائعه لأطفال فانس |
| Taraklarını koyduğu şapka kutusunda buldum. İyi akşamlar efendiler, kutlama için buradayız... Denizci çocukları için hayır etkinliği düzenlemesi amacıyla buraya getirmiştim. | Open Subtitles | وجدتها في الصندوق حيث تحتفظ هي بالأمشاط لقد احضرته إلي هنا كعمل خيري لأطفال البحارة |
| Sürekli ev için ya da çocukları için paraya ihtiyacı var. | Open Subtitles | هو دائماً يحتاج لنوافذ ضد العواصف أو شيئ آخر لأطفاله |
| Bazen babalar, onlar göremese de çocukları için en iyisini bilirler. | Open Subtitles | حسناً, أحياناً, يستطيع الأب أن يرى ماهو الأفضل لأطفاله حتى لو لم يروا |
| Hiçbir anne çocukları için, bu kadar çok çeşit meyveyle buzdolabını dolduramaz. | Open Subtitles | . .. لا يمكن لأي أم أن تملأ ثلاجتها بمثل تلك التشكيلة من الفاكهة لأطفالها |
| Ama gel gör ki... bu durumu yüzünden çocukları için hiç bir şey yapamadığını söylemişti. | Open Subtitles | بالتفكير في ذلك... لقد أخبرتني أنها لم تستطيع فعل أي شئ لأطفالها بسبب وضعها الصحي |
| Bu arada hükümet Javed'in çocukları için... 100.000 Rupees ayırdı. - Bunu hemen vermelisiniz. | Open Subtitles | بالمنسبة الحكومة خصصت 100 ألف روبية تعويض لأبناء جافيد |
| Odaya bakınca, ailelerin çocukları için katlandıklarını düşündüm. | Open Subtitles | وعندما نظرت حول الغرفة فكرت حول الأشياء التي يفعلونا الأباء لأبنائهم |
| Bu ev bekâr bir baba ve çocukları için ideal bir ev olur. | Open Subtitles | هذا هو البيت المثالي لأب عازب و أطفاله |
| Aileler çocukları için bunu yapar, tamam mı? | Open Subtitles | الناس يضحون من أجل أبنائهم إتفقنا؟ |
| Sözümüzü tutacağımıza hepimiz yemin etmeliyiz ki sevgililer savaş yüzünden bir daha hiç ayrılmasın analar çocukları için bir daha korkuya hiç düşmesin cesur babalarımız gözyaşlarını içlerine akıtmasın. | Open Subtitles | و سنفعل كل شيء من أجل أن نؤكد، بأن الأحباء لن تفرقهم الحرب من جديد، و أن الأمهات لن يخافون على أطفالهم من الموت، |
| Bu ebebeynlerin hangi devlet okulunun çocukları için uygun olduğuna karar vermelerine yardım edecek bir yoldu. | TED | لقد كانت طريقة يستطيع من خلاله الآباء معرفة ما هي المدارس العمومية الأحسن لأطفالهم. |