Bana güvenebilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أعتقد أنه مهم لك . كي تكوني قادرة على الثقة بي |
Tom için bunu yapmamızın çok önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ووو... اعتقدت أنه مهم جداً لنقوم بهذا لتوم |
2. hatta Bayan Strout var. çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | السيدة "ستروت" على الخط الثاني تقول أنه موضوع مهم للغاية |
Buraya saklamak için onca çaba harcadığına yakalanıp, hapse geri yollanma riskini göze aldığına göre senin için çok önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | وخاطرت بعودتي إلى السجن من أجلها .. فمن المؤكد أنّها مهمّة جداً بالنسبة لك .. |
Çünkü kızım gelmemin kendisi için çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لأن أبنتى أكدت لى أنه من المهم لها أن أحضر |
Neyse, Doktor Sherman sağlık durumunu yakından izlemenin çok önemli olduğunu söylemişti ya hani? | Open Subtitles | بكل الأحوال هل تذكرين كيف أن الدكتور شيمان قال أنه من الضروري جدا أن تراقبي صحتك عن قرب |
Theaster Gates:Çok önemli olduğunu öğrendiğim şeylerden biri, yalnızca eski bir ev gibi özel ve tek bir proje yapmaktansa, eski bir ev ile yerel bir okul ve ufak bir şarap dükkanının arasındaki ilişki nedir, bunlar arasında herhangi bir sinerji var mı, diye düşünmek. | TED | ثياستر غيتس: إن أحد الأشياء التي وجدتها مهمة حقًا هو التفكير ليس في مشروع واحد فحسب، كمنزل قديم، ولكن ما العلاقة بين منزل قديم ومدرسة محلية وحانة صغيرة وهل هناك نوع ما من الانسجام بين هذه الأشياء؟ |
O bir beyin cerrahı; onu arayan herkes işlerinin çok önemli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إنه جراح دماغ. والجميع يبحث عنه ويظنون أن الأمر مهم جدا. |
Ve bilinçli LEDA klonlarının program için çok önemli olduğunu. | Open Subtitles | ومستنسخات "ليدا" تطور أساسي للبرنامج |
Tarih vererek formları imzalamanızın çok önemli olduğunu söylediler böylece tüm yasal başvuru haklarımızdan feragat edecekmişiz. | Open Subtitles | وقالوا أنه مهم جدا أن توقعوا وتكتبوا التاريخ على كل هذه الإستمارات التي تخلي طرفكم من أي موارد قانونية أو شيء من هذا القبيل |
çok önemli olduğunu söylemişsin. | Open Subtitles | قلتى أنه مهم جدا |
Annie'deki mektup sayesinde senin için çok önemli olduğunu anladım sen benim kalbimi kırdın ben de seninkini kıracağım seni her şeyde yenerim. | Open Subtitles | كان بإمكاني معرفة أنه مهم لكِ بسبب الرسالة التي كانت عند (آني). اعبثي بقلبي، وسأعبث بقلبك. |
Gerçekten kötü bir anın bir saniyesini bile çekmenin çok çok önemli olduğunu gördüm. | TED | ولقد وجدت أنه كان فعلا مهم للغاية التسجيل حتى مجرد تلك الثانية الواحدة من اللحظة السيئة . |
Çoğu insan mutfağın çok önemli olduğunu düşünür. | Open Subtitles | معظم الناس تجد المطبخ مهم للغاية |
Benim çok, çok önemli olduğunu düşündüğüm bir şey. | TED | ذلك شئ أعتقد انه مهم للغاية |
Bu makale için Prens Louis'le görüştüğümde ailenin senin için çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (عندما قابلت الأمير (لويس ،عن هذهِ المقالة قال : أن العائلة مهمّة جداً لكِ |
Onun için çok önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | من المهم لها |
Sa-Sarah'a bunu çok önemli olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرت ساره أنه من الضروري جدا انه |
O zaman Kyla ve takımımıza güvenli bir alan sağlamanın çok önemli olduğunu hissettim. | TED | شعرت في ذلك الوقت أنه من المهم جداً توفير مكان آمنٍ لكايلا ولفريقنا. |
Ricky çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال ريكى أن الأمر مهم جدا |
Ve bilinçli LEDA klonlarının program için çok önemli olduğunu. | Open Subtitles | ومستنسخات "ليدا" تطور أساسي للبرنامج |