- Sanırım, pek çok şeyimiz var. - Tauri ilerlemiş. | Open Subtitles | أعتقد أن لدينا الكثير من الأشياء التاورى أصبحوا متقدمين كثيرا |
Evet, yapacak çok şeyimiz var. Kaybettiğimiz zamanı telafi etmeliyiz. | Open Subtitles | أجل، لدينا الكثير علينا فعله علينا تعويض الوقت الذي ضيّعناه |
Görünüşe göre konuşacak çok şeyimiz var ama burada değil. | Open Subtitles | يبدو بأن لدينا الكثير لنتحدث بشأنه , لكن ليس هنا |
Evet, seninle konuşacak çok şeyimiz varmış. Odana gidebilir miyiz? | Open Subtitles | نعم، لدينا أمور كثيرة لنتكلم عنها هلا ذهبنا إلى غرفتك؟ |
Konuşacak çok şeyimiz olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنه لدينا الكثير لكي نتحدث عنه |
En iyisi çekleri ödeyelim çünkü tamir ettirecek çok şeyimiz var. | Open Subtitles | حسنا، يستحسن أن نحضر حساباتنا لأن لدينا الكثير من الأشياء لنستبدلها |
Madem öyle, bir dahaki sefere konuşacak çok şeyimiz olacak demektir. | Open Subtitles | إذن سيكون لدينا الكثير لنتحدّث عنه في المرّة المُقبلة. أراكِ لاحقاً. |
Yapacak, çözümleyecek çok şeyimiz var emeklilik alanında da, konu emeklilik sonrasında insanların paralarıyla ne yaptığına geldiğinde. | TED | لدينا الكثير لفعله، الكثير لحله، كذلك في مجال التقاعد فيما يتعلق بما يفعل الأشخاص بأموالهم بعد التقاعد. |
Bu keşif bize öğrenecek hâlâ çok şeyimiz olduğunu, uzayda giderek daha derinlere bakmamızı ve bilinmeyeni aramamızı söylüyor. | TED | فهذا الاكتشاف يخبرنا أنه لا يزال لدينا الكثير لنتعلمه كما علينا أن نتعمق أكثر في الفضاء ونستمر في البحث عن المجهول. |
Bence burada, İskoçya'da yaptığımız iş çok önemli ama diğer ülkelerden öğrenecek çok ama çok şeyimiz var. | TED | أعتقد ان العمل الذي نقوم به هنا في أسكتلندا هو عمل عظيم ولكن ما زال لدينا الكثير جداً لنتعلمه من الدول الأخرى |
Dağıtım tarafında, bununla beraber, bir dünya olarak, yapacak çok şeyimiz var. | TED | لكن على جانب التوزيع، نحن كعالم، لدينا الكثير لنفعله. |
Ama daha konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki. | Open Subtitles | ولكن علينا أيضا التكلم بخصوص أمور كثيرة أخرى |
- Konuşacak çok şeyimiz var. - Başkan Hanım. | Open Subtitles | ـ لدينا أمور كثيرة نناقشها ـ سيدتي الرئيسة |
O parayla yapacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | نعم لدينا أمور كثيرة لنفعلها بهذا المال |
Konuşacak çok şeyimiz var değil mi? Geçin hadi. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أن لدينا الكثير لكي نتحدث عنه! |
Muhtemelen birbirimize söyleyecek çok şeyimiz var, değil mi? | Open Subtitles | هناك الكثير كي نقوله لبعضنا , صحيح؟ |
Gemide konuşacak çok şeyimiz olacak, değil mi, Gabe? | Open Subtitles | لدينا الكثير لنقوله عندما نعود للسفينة يا جيب ، أليس كذلك ؟ |
Tristan ile bizim konuşacak çok şeyimiz var. | Open Subtitles | فأنا و(تريستن) بيننا نقاش شيق فات موعده منذ وقت طويل. |