Aslında çok akıllı eğlenceli ve eski filmleri seven biri. | Open Subtitles | في الحقيقة هو ذكي جدا وهو مضحك ويحب الأفلام القديمة |
Karşımızda çok akıllı biri var. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانه المرور خلال كل هذا فإننا نتعامل مع شخص ذكي جدا |
Ya çok akıllı ya da ciddi lif yetersizliği var. | Open Subtitles | إما أنها ذكية جداً أو أن لديها نقص حاد بالألياف |
çok akıllı bir hamle oğlum. Severek evlenmekten çok daha iyi. | Open Subtitles | خطوة ذكية جداً يا بني أفضل بكثير من الزواج عن حب |
Kuzenim, çok akıllı bir kızdır, okul ücretini karşılayamayınca | TED | بنت عمي كانت قد تركت الدراسة بسبب الرسوم ، وهي طالبة ذكية جدا |
Amanın, nasıl da akıllı. Benim Do Hyun'um çok akıllı. | Open Subtitles | عزيزتى دو هيون غاية فى الذكاء ، دو هيون حقاً ذكية ، ذكية للغاية |
Okulunu bırakmak zorunda kalan çok akıllı bir çocuğum var. | Open Subtitles | لديّ صبي ذكي جداً لدرجة أنه يفشل في المدرسة |
Harvard'a gittin diye kendini çok akıllı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | يا الهي، تعتقد انك ذكي للغاية فقط لأنك درست في جامعة هآرفارد |
Demek çok akıllı olduğunu sanıyorsun, öyle mi, Mollie? | Open Subtitles | تظن نفسك ذكيا جدا , هاه مولي ؟ |
Uçup gideceğini düşünüyor çünkü bence çok akıllı bir çocuk. | Open Subtitles | من المحتمل أنه ...يعتقد أنه سيطير بعيدا ...لأنه ذكي جدا |
Çünkü o çok akıllı bir adamdır ve Linus, adayı yakacağımızı biliyorsa gidebileceği tek bir yer var. | Open Subtitles | لأنه انسان ذكي جدا واذا عرف لينوس أننا سنحرق الجزيرة فهناك مكان واحد سيلجأ اليه |
Çünkü o çok akıllı bir adamdır ve Linus, adayı yakacağımızı biliyorsa gidebileceği tek bir yer var. | Open Subtitles | لأنه رجل ذكي جدا وان كان لينوس يعلم أننا سنغزى الجزيرة هناك مكان واحد يستطيع الذهاب اليه |
Gerçekten akıllı. Bu köpek gerçekten çok akıllı. | Open Subtitles | برغم من أنها كلب ألا أنها حقاً ذكية جداً |
Gerçekten çok akıllı; çoğu zaman bana kan ağlatacak kadar. | Open Subtitles | انها في الحقيقة ذكية جداً وهذا غالباً ما يرجع علي بالسوء |
Amy çok akıllı ve kibar ama Danny öyle değil. | Open Subtitles | إنها ذكية جداً و مثقفة و هو فقط كثيراً ليس كهذة الأشياء |
Kendimi hep çok akıllı bir kız olarak bilirdim. | Open Subtitles | تعرفين، كنت إعتبر نفسي دائما بنت ذكية جدا. |
Bu bilgi demek. Bence o çok akıllı bir kızdı. Bir yaz boyunca Oxford'da İngiliz edebiyatı okudular. | Open Subtitles | كانت فتاة ذكية جدا ودرسا الادب الانكليزي معا في أحد فصول الصيف في اوكسفورد |
çok akıllı bir kadın bu sabah, benim, diğer insanların hayatında neler olduğu konusunda çok dikkatsiz ve ilgisiz olduğumu vurguladı. | Open Subtitles | امرأة ذكية جدا أشارت لي في وقت سابق اليوم انني قد لا اكون دائما الافضل |
Evet, dua etsin ki ablası çok akıllı. | Open Subtitles | من حسن حظه أن أخته ذكية للغاية. تعلمون، قامت باكتشاف طريقة فتح القفص |
çok akıllı olduğunu, tüm istediğimizin senin istediğin olduğunu sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقد أنك ذكي جداً لدرجة أننا نريد ما تريده |
O, gerçekten, çok ama çok akıllı. | Open Subtitles | .. إنه، همم إنه ذكي حقّاً، ذكي للغاية |
Gerçekten çok akıllı mısın yoksa aşırı salak mı karar veremedim. | Open Subtitles | لا أدرى إذا ما كنت ذكيا جدا أم غبيا جدا |
Onları benim aleyhime çevirerek... kendini çok akıllı sanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تظنّ نفسكَ ذكياً جداً بتحويلهم ضدي ، أليس كذلك؟ |
Çünkü çok akıllı, ama aynı zamanda... hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | لأنه شديد الذكاء مع أنه في نفس الوقت لا يعلم أي شيء |
Harvard'daki ilk günümüzde çok akıllı bir profesör Aristo'dan alıntı yapmıştı: | Open Subtitles | بأول يوم لنا ...في هارفارد أستاذ حكيم جدا .يدعى أرسطو " إنّ القانون سبب خالي من العاطفة " |
Şimdi Parlak Çocuk... çok akıllı olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | والآن، أيها الذكي، سأعترف أنكَ ماهر للغاية. |
çok akıllı ama bilgisayardan hiç anlamıyor. | Open Subtitles | فائقة الذكاء لكن ليست لديها أي مهارات في الحاسوب |
çok akıllı bir adamsın, Van Helsing... hayatının son anlarını geçiren biri için. | Open Subtitles | فان هيلسينج, انت شخصاً حكيم جداً بالنسبة لشخص كان يتحتم علية العيش حياة وحيدة |
Çünkü uğraştığınız şey çok akıllı ve çok tehlikeli. | Open Subtitles | لأن ما تواجهانه... هو ذكى جداً , جداً و خطر جداً |
Fakat mesele sadece daha çok video izlemek veya daha çok akıllı telefon satmak değil. | TED | ولكن هذا ليس فقط عن مشاهدة المزيد من الفيديوهات أو بيع المزيد من الهواتف الذكية. |