Başbakan, başbakan, başbakan anladığım kadarıyla, son zamanlarda bu terörist olayı patlak verdiğinden beri çok baskı altındasınız. | Open Subtitles | أيها المستشار أفهم أنك قد كنت واقعاً تحت ضغط كبير منذ أن بدأ هذا الإرهاب |
O da anne babasına çok baskı altında olduğunu söyledi ve Goa'ya tek başına tatile gitti. | Open Subtitles | فأخبرت والديها وكانت تحت ضغط كبير وكان يتوجب عليها الذهاب الى مدينة جوا لقضاء الاجازة وحيدة |
Biliyorum, çok baskı altındaydın. | Open Subtitles | أعني، أنا أعلم أنك قد تم تحت الكثير من الضغط. |
Evet, Charlie Welsborough, Kabine Bakanı'nın oğlu bu yüzden sonuç almak için çok baskı var. | Open Subtitles | أجل تشارلي ويلسبورغ ابن رئيس مجلس الوزراء لهذا انا تحت تأثير ضغط شديد بعد الحصول على النتيجة |
Sorun şu ki, çoklu hamilelik damarlarına çok baskı yapıyor. | Open Subtitles | المشكلة انه في تعدد حالات الحمل . يسبب كثير من الضغط على الأوردة |
Ayrıca son zamanlarda çok baskı altındasın, karının ölümü, âşık olman. | Open Subtitles | و كُنتَ تحتَ ضغطٍ كبير مؤخراً أيضاً موتُ زوجتِك، و وُقوعكَ في الحُب |
Söylemem gerek, bu üzerimde çok baskı oluşturuyor. | Open Subtitles | علي ان أخبرك هذا يضع الكثير من الضغوط علي |
Ayrıca duyduğuma göre çok iyiymiş ve biz tekrar birleşmeden önce o Max ile birlikteydi yani üzerimde çok baskı var. | Open Subtitles | نعم، وعلى ما يبدو انها جيدة جداً في ذلك وهي كانت مع ماكس قبل ان نكون مع بعضنا فهناك الكثير من الضغوطات |
Sadece, çok baskı altında olduğunu anladığımı, bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعرف أنني أتفهم أنك تحت ضغط كبير |
O ilerde kral olacak. İnsanlar ondan çok şey bekliyor. O yüzden çok baskı altında. | Open Subtitles | انه ملك المستقبل الناس تأمل فيه خيراً لذا فهو تحت ضغط كبير |
İyi, sanırım. Belki, biraz gergin olabilir. Partiyi organize ederken üzerimizde çok baskı vardı. | Open Subtitles | بخير، حسب ما أعتقد، ربما كانت متوترة قليلاً كنّا نرزح تحت ضغط كبير لإقامة الحفل معاً |
İşte koçun ofisine girip bu ikinci yedek olmanın üzerinde çok baskı yarattığını söylersen çok sevinirim. | Open Subtitles | لذا لو أمكنك الذهاب لمكتب المدرب و تقول أن الإحتياطي كان يمثل ضغط كبير عليك |
Genç ve güzel bir kız olmak mutlaka çok baskı getiren bir şeydir. | Open Subtitles | لا بدّ أنهم يعانون من ضغط كبير الفتاة الصغيرة الجميلة |
Ama hayatım çok karışıktı. Ailem, kız arkadaşım... kendimi çok baskı altında hissediyordum. | Open Subtitles | كان ثمة الكثير من الضغط من أبواي، عشيقتي |
Üzerimde çok baskı var. Bütün gözler şu anda beni izliyor. | Open Subtitles | لدى الكثير من الضغط علىّ الكثير من العيون تراقبنى |
Emekliliğimin ardından kendimi çok baskı altında hissediyordum. | Open Subtitles | أنا كنت تحت الكثير من الضغط الذى تبع تقاعدي عن العمل |
çok baskı altındaydı. | Open Subtitles | لقد كان تحت ضغط شديد |
Sanırım, şimdi buna bakıp bu hikayeye ulaşmak için çok baskı gördüğüm söylenebilir. | Open Subtitles | أظن إنه اسهل أن ننظر إلى الأمر الآن والقول إنني ربما كنتُ تحت كثير من الضغط للحصول على هذه القصة. |
- çok baskı altındaydım. - Biliyorum. | Open Subtitles | كنتُ تحت ضغطٍ كبير. |
Biz bayanlar için erkekleri bırakma aşamasında çok baskı vardır. | Open Subtitles | هناك الكثير من الضغوط . علينا كنساء لنتوقف |
Timle ilgili üzerimizde çok baskı var bir galibiyet çok işimize yarar. | Open Subtitles | نحن تحت الكثير من الضغوطات من فريق المهمات الى ان ننجح |
Üzerinde çok baskı var, bu yüzden. Bir şey yok. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم يعتقدون أنك مشهور كثيرا ً, هذا كل شيء |
Yukarıdakilerden çok baskı görüyorum. | Open Subtitles | أنى أتلقى ضغطاً كبيراً من مديرينٍ فى الأعلى |
Baban iyi notlar alman için sana çok baskı yapıyor. | Open Subtitles | والدك يضع ضغطًا عليك لتحصل على درجات جيّدة |
Belki de biraz izin almalısınız. çok baskı altındaydınız. | Open Subtitles | ربما يجب أن تأخذ قسطاً من الراحة فلقد كنت تحت ضغوط شديدة |